iyihissetmek.blogspot.com/2020/07/kaderin...
“Kaderini Değiştir” kitabında okuyucunun kendi kendine seans yapabilmesi için ARTT Tekniğinin Tarifi yer alıyor.
“Kader” dediğimiz aslında bizim yaşam programımız…Evren de tıpkı bir bilgisayar programı yazılımı gibi işler… Bu müthiş gerçeği bize günümüzün bilim dünyası
Spoiler uyarısı!
Aristo insanı betimlerken “İnsan sosyal bir hayvandır” der. Gerçekten de insan yaratılan her canlıdan daha sosyaldir. Her duruma, olaya, kişiye veya gruba adapte olabilir. İnsanların bu yüksek adaptasyon yeteneği ilk başlarda küçük grupları, bu küçük gruplarda birleşerek büyük grupları ve nihayetinde ise devleti oluşturmuştur.
Yeryüzü tamamen çürümüş ve şiddet dolu ,her yanda ahlaksızlığa rastlıyorum ,çünkü bütün sakinleri yanlış Yola sapmış , insanların kötülüğü büyük , bütün düşünceleri ve bütün arzuları şaşmaz biçimde ve yalnızca kötülüğe yönelik ....
- " (...) Eserler kimin için ki? Günümüzün, hiçbir şeye ilgi duymayan ve aydın olmayı "meslekî itibar" içinde bir şey zannedenlere bakıvermek, "aydın kim, aydın kimdir?" sorusunun, cevaplanmamış bir mesele olarak ortada durduğunu göstermeye yeter. [...]
- Bir toplumun entelektüel-aydın sınıfı, evvelâ "mücerretleri anlama istidadında olan" sınıftır; entelektüelin tarifi bizzat bu... Bundan başlayarak her şey ve her şeyde keyfiyetcilik davası..."
İKİNCİ BASIMA ÖNSÖZ
Türk Ülküsü'nün bu ikinci basımı, birincisine göre oldukça değisiktir. İlk basımdaki tarihe ve kalem
mücadelesine ait yazılar bırakılmış, doğrudan doğruya ülkünün türlü konularını ilgilendiren yazılar alınmış
ve bunlara yine ülkü ile ilgili yeni yazılar eklenmiştir. İlk basımda bulunup da ikinci basımda
*
“Günlük yaşamın sıradanlığında, sessiz kalmış hikayelerin bir otobüs yolculuğu ile dışa vurumu. Her yolcu ayrı bir durak, ayrı bir yaşam. Biletinizi alın ve yolculuğa hazırlanın, geçmişin parçaladığı hayatlardan, günümüzün yitik insanlarına tanık olun.” 9/10
Ç News
*
“Ömer’in şöyle bir tespiti vardı. Biz toplum olarak pek tarih bilmiyoruz
“Meclisteki bireyler açıkça kitapları yakmanın işe yaramadığını, yazarların yakılması gerektiğini söyledi.”
Jean-Jacques Rousseau
*
Yazının icadından; Kil tabletlere, Kil tabletlerden; Rulo Papiruslara, Kodekslere, İpek Yazmalara, Kitaplara… Dünden, bugüne ve yarına... Ateşin çemberinden, kitabın tarihine bir
Yazarın kaleminden okuduğum ikinci kitabı. Başkomser Nevzat'ın bir efsane olduğunu göstermesi kaçınılmaz.
Kitabın konusuna gelirsek;
Başkomser Nevzat ve güzel ekibi, "Körebe" adının verildiği bir katilin bu defa peşindeler. Günümüzün kayanayan yarası olan ve bir türlü düzelmeyeceğine inanılan çocuk istismarı, mülteci sorunu ve organ kaçakçılığından bahsediliyor.
Kitabı okuduğunuz zaman bunların bizim için maalesef çok elim seyler olması. En kötüsü küçücük bedenlerin böyle tarifi zor kendini savunamadığı olaylara maruz kalmaları...
Ve kötülüklerin hiç bir zaman yok olmadığı.
Günümüzün sıkıntılarını iyi özetleyen bir kitap olmuş... Okuyacak olanlara keyifli okumalar diliyorum.
Bir kaç alıntı;
"Çünkü zaten kötüyüz, çünkü zaten kötülüklerden kurtulmamız mümkün değil, doğamızda var bu."
"Çünkü kötüler gider ama kötülük kalır..."
"Ben de masum değildim."
Daha önce listeye alınmış
bunu kesinlikle okumalıyım dediğim bir kitap değildi, ta ki biri uygun fiyata satınca hemen alayım dedim. İyiki aldım tanıdım okudum yazarın bu kitabını.
Bir mutfağı popüler kültür veya medya gibi araçlar belirliyorsa , o mutfaktan sağlıklı nesiller yetişmez diyor yazarımız.
Batı kültürünün tüm dünyaya bulaştırdığı gibi malesef bizlerin mutfağına kadar girmiş değerlerimizi yerle bir etmiş durumda
Kur’an bize en temizinden , helalinden yiyin diye emrediyor.
Ve malesef gıda ve tıbbi sektörün temizi, helalinden bulmak bi hayli zor. Bol katkılı maddeler, işlem görmüş kimyasallarla boğuşuyoruz resmen.
Resuluallah (s.a.v) bir hadisin de şöyle buyuruyor ; “ Öyle devir gelecek ki, insanoğlu aldığı şeyin helal den mi, haram dan mı olduğuna hiç aldırmayacak
Biz de o devir de değilmiyiz?
Her satırın altını çizdiğim bu kaynak günümüzün hastalığı olan şişmanlık, obezite, mutsuzluğumuzun nedenleri ve daha bir çok konu ayrıntılı bir şekilde bu kitapta bulabilirsiniz. Bir yemek tarifi kitabı gibi her bölümüne defalarca bakabileceğim bir baş ucu kitabı ️ sevgiler sağlıkla, kitapla kalın
“Artık inanamıyoruz; ama inanana inanıyoruz. Artık sevemiyoruz; yalnızca seveni seviyoruz. Artık ne istediğimizi bilmiyoruz, ama bir başkasının istediğini isteyebiliyoruz. İstemek, yapabilmek ve bilmek eylemleri terk edilmedi ama bir başkasına devredilerek genel olarak ilga edildiler.”
Sayfa 29 - Tuhaf Dergi, Sayı: 17, Saygı Duruşu: Jean BaudrillardKitabı okudu
Mektupların yeri hep ayrıdır. Zarfı açmak ve içinde yazan kişinin el yazısı ile yazdığı duygularını okumanın tarifi yok. Fakat günümüzün teknoloji çağında mektuplarda eski anılar gibi sararıyor.
Bu anıları canlandırmak için mektup okumayı o dönemlere gitmeyi seviyorum. İşte bu kitapta da 1950'lilere doğru edebiyat şöleni yolculuğu yaptım. Ahmet
Mükemmel bir kitap. Özellikle Hernan Cortes'in Meksika tarafına gidip burdaki yerlileri sistemli bir
şekilde katledilişini anlatması ben de çok derin etkiler bıraktı. Bize her anlamda medeniyetin ahkamını kesen Amerikanın kanlı geçmişini, insanlığa sığmayan davranışlarını çok iyi bir şekilde göreceksiniz. Avrupa'dan Yeni kıtaya taşınan hastalıklar yani mikropların yerlileri nasıl kırdığını anlatıyor. Aynı şekilde Tüfeği ve atı bilmeyen yerlilerin topluca imhası insanın kanını donduruyor. Hamile kadınların karnını yaran yankeelerin yaptıklarının hiçbir lisan da tarifi yoktur. Neden diğer yerler geri kaldı da genel de kuzeyliler yükselişe geçti bunları birçok unsura dayandırarak anlatıyor. Gerçekten tavsiye edilecek ender güzel kitaplardan. Eğer iyi bir şekilde okursanız günümüzün gelişmemiş ülkelerini daha iyi anlayabilirsiniz.
-Günümüzde oluşmuş Müslüman tipi ile Kur'an'da Rabbimizin açıkladığı Müslüman tarifi birbirinden birçok yönden farklıdır. Günümüzün anlayışına baktığımızda, din ile dünya işlerini birbirinden ayırmış ve yaşantısında Allah'ın söz ve emirlerini kendisine ölçü almayan, Müslüman bir aileden doğduğu için ne yaparsa yapsın müslümanlığına hiçbir zarar gelmeyeceğine inanan, biraz da ibadet yaparsa kendisinden iyi kimse olmadığını zanneden insan tipinin çoğunlukta olduğunu görmekteyiz. Kur'an'ın bize tanıttığı Müslüman ise: Kendini sadece Allah'a teslim etmiş, Allah'ın dışında hiçbir otoriteye boyun eğmeyen, hayatı Allah'a kulluk bilinci ile yaşayan, ahiret saadetinin yolunun dünyadan geçtiğini bilen, dünya işlerinin düzenini de Allah'ın buyrukları doğrultusunda idare etmek zorunda olduğunu kavramış kimsedir.