"Endişe hep var. İyi yazarlar endişeyi roman başladığında çoktan savuşturmuş olanlardan değil, roman boyunca taşıyabilenlerden, bir başka deyişle romanı, endişenin belgesi, değil, sahnesi kılabilenlerden çıktı. Recaizade Ekrem'in Araba Sevdası'nın Hüseyin Rahmi'nin Şıpsevdi'sinden Halid Ziya'nın Mai ve Siyah'ının aynı yazarın Ferdi ve Şürekâsı'ndıın, Tanpınar'ın Huzur'unun Peyami Safa'nın Bir Tereddüdün Romanı'ndan daha iyi olmasının nedenlerini burada aramalıyız bence."
Benim için incelemesi zor bir eser olacağını hissediyorum Bekir Yıldız’ın ‘ve Zalim ve İnanmış ve Kerbela’ isimli eserinin. Çünkü hem eserde anlatılanlar yaşanmış dehşet verici gerçekler, hem de karakterlerin anlayışları günümüzde hâlâ sağ. Hüseyinler hâlâ ayakta dimdik, zalim ve kollarını dört bir yana dolamış Yezidler’in zulmü karşısında.
Ahmet Midhat'tan Yakup Kadri'ye,
Hüseyin Rahmi'den Halid Ziya'ya,
Nabizade Nûzım'dan Peyami Safa'ya
yarım yüzyılı aşkın bir süre boyunca
yayımlanmış romanların birçoğunda
kadın kahramanın elinde bir roman vardır.
Yağmalanmış yüreğimde ayak izlerin
Tarumar olmuş karanfilli bir bahçe gibi
Kırılmış gönlümde saçların ve
Masallarında başköşeyi ayırdığın
Bir mevsim hayat
Yağan her kar tanesi üşütüyor ya beni
İşte bu benim masalım biliyorsun
Başköşesine seni yerleştirdiğim, beyaz masalım
Ve her mevsim beni bulduğun bu dağlarda
Zor bir hayata gözlerinin
Biliyorum canım ustam,
Yordu seni bu gurbetlik,
Kahrolası bu zor seni.
Biliyorum canım ustam,
Uyan dersin, uyanamam
Doğrul dersin, doğrulamam
Bir korkak karanlıkta,
Akrep gibiyim!
_Türk olarak arabistan'a gidiyorsun. İnsanlar seni Türkçe selamlıyor; camilerden her gün Türkçe dualar yükseliyor; senin toprağını kutsal kabul edip senin gibi giyinmeye, düşünmeye ve konuşmaya çalışıyorlar. Yerde Türkçe bir yazı, örneğin Türk malı bir çikolatanın ambalajını görünce öpüp yerden alıyorlar. Okullarında senin tarihin,
İslamcıların Piri Şehid Dr.Ali Şeriati'nin böyle bir eseri yok uydurma...
Bütün külliyatı bende var...
Bütün Kitapları Fecr Yayınevinden çıktı..
Ali Şeriati'den dinsiz adam çıkaramazsınız..Lavukluk yapmayın...
Şeriati, yazılarını üçe ayırır:
İçtimâiydi (Toplum Bilim)
İslâmi/ (İslam Bilim)
ve Keviriyât\
Onun bu tasnifini şöyle anlamak
Biliyorum canım ustam
yordu seni bu gurbetlik
kahrolası bu zor seni
biliyorum canım ustam
uyan dersin uyanamam
doğrul dersin doğrulamam
bir korkak karanlıkta
akrep gibiyim...
Seçkin bir avukatın cezaevi yargıcına dönüşünün öyküsü. Kitaba tam olarak bir roman gözüyle bakmak hata. Kitap daha çok bir derdi olan, anlatacak şeyleri olan birinin iç dökmesi, haykırışlarına tanık olmamızı sağlıyor. Kafasındaki soruların peşine düşmesi sonucu ortaya çıkan sürecin ve bu sorunun kafasına dank etmesinin bir ana bağlı olduğunu
Uzun bir ara verdim incelemelere. Kitaplar orada "alıntılarım duruyor" diye masamın üstünden kitaplığıma geçmeye can atarcasına birikti ve ben sadece uyumakla meşguldüm. O kadar bir uyku ki nasıl gönderi oluşturacağımı bile unutmuşum. Sonra favori kitaplarımda o pembe kitabın olması sinirimi bozdu ve okuduklarımı -klasikler hariç,
_Medeniyet, insanların ne kadar para kazandığıyla ya da kaç tane lüks arabaları olduğuyla ölçülmez. Medeniyetin para birimi Sanat’tır. Sanat aristokrattır ve sanatla uğraşan kimseler de yükselerek seçkinleşirler. Müzelerimizde ve kütüphanelerimizde korunan da sanatın ta kendisidir. Sanat Müzesi'ni ziyaret ettiğinizde göreceğiniz, insanların
Seviyorum Hüseyin Rahmi Gürpınar’ı.Hayran olup külliyatını okumanın keyfini çıkarıyorum.
Batılı-Doğulu olma,bilim,batıl,merak,
korku,tuhaf karakterler,arkadaşlıklar derken trajikomik bir sevda hikayesi ile son bulan,güle şaşıra okunan güzel bir roman Dirilen İskelet.
Yazar hurafeler ve temelsiz inançları,yersiz alışkanlıkları,
gizemli,açıklanamaz,tuhaf güçlerle,gotiği anımsatan,biraz da mistik diyebileceğimiz olayları gündelik hayata karıştırıp,imkansız olanı inandırıcı şekilde fantastiğe uygun,akılcı bir dünya üzerine çekerek sonuçlandırmış ve bu bağlamda farklı bir romanla edebiyatı buluşturmuş.Zengin bir ailenin çocuğu olan Tayfur Avrupa’da bir müzede gördüğü içinde iskelet olan bir kulübeden etkilenip aynısını eve dönünce evde sergilemeyi kafasına kor.Doktor arkadaşının da yardımıyla geceleri mezarlıkları gezerek insan kemikleri toplamaya başlarlar ama bu bir iki kişininde dikkatini çeker.Takibe alınırlar.Bir gece Tayfur ve arkadaşı mezarlıkta tuhaf olaylar yaşar,hayaletler,dirilen iskeletler çıkar ortaya ve Tayfur’la arkadaşı Ferhat çarpılırlar,onları takip eden kişilerin gözü önünde.Hep birlikte bir ekip oluşturup bu gizemli olayı çözmeyi amaç edinirler sonrasında.Araştırırlarken Tayfur’un yolu Banu’ya çıkar.Kıza fena tutulur.Bundan sonrasını da anlatmıyorum.Hem sıradan,hem aydın kişilerin batıl inançlara yaklaşımı Hüseyin Rahmi’nin anlatımıyla yine çok keyifli.
En Çok İzlenen 25 Türk Filmi
IMDB puanı en az olan film 1.sırada şaka gibi😀😀
Türk sinema seyircisi bazı filmlere rekorlar kırdırdı, bazı filmler ise tam bir hayalkırıklığı oldu. 1989'dan bu yana en çok hangi filmlerin seyirci topladığı hiç tahmin etmiş miydin?
Kaynak: boxofficeturkiye ve Beyazperde
25. New York'ta Beş Minare - 3 milyon 474
Çalışma; politik olayların tarihsel süreç içinde Kürtçe’yi etkilemesine geniş yer vererek Kürt dilinin farklılıkları ve Kürt dilinin kullanılmasındaki engelleri aktarmıştır. fakat bu sadece Türkiye ve İsveç ile sınırlı kalmıştır. Kürdistan'ın diğer parçalarına fazla değinilmemiştir.
“Dil Politikalarının Yasal Bileşeni” başlığı altında, Lozan