Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.26
Mevcut durumun tahlil edilmesi, eksiklerin görülmesi ve düzeltilmesi düşünüldüğü kadar kolay bir iş değildir. İşi iyi bilenler genellikle hataları göremeyecek kadar "iş körlüğüne" kapılmış, dışarıdan bakanlarsa işin detaylarını fark edemeyecek kadar "dışta" kalmıştır. Bu nedenle gerçek nedenleri tespit edebilenler ve reçete önerebilenler çok kıymetli kişiler olup hele bir de global ekonopolitik sistemi tahlil etmek mertebesinde geniş bilgi birikimi ve erişime sahip olanlar dikkatle dinlenmesi gereken kişilerdir. Drucker, Kaplan, Porter gibi isimlerin yanında yıllardır Toffler'ın da var olması tam da bu yüzdendir. Toffler bu eserinde dünyanın ekonomik ve politik olarak geldiği yeri inceler. Klasik T serisi otomobilden 1970lerdeki otomotiv sistemine uzanmak akıl almayacak kadar kısa bir sürede olmuştur ama insanlık bu hız kavramıyla ne kadar uzlaşabilmiştir? Hız mevcut ekonomik sistemin bir sonucu mudur yoksa resim daha mı geniştir? Bunun gibi önemli soru(n)lara bilimsel bir gözle bakan Toffler'ın eskimeyen kitabını tüm "zamanı anlamaya çalışan" okurlara öneriyorum. Geldiğimiz yerin ve nasıl geldiğimizin güzel bir ifadesidir bu kitap.
Puslu Sözlük
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Kitabın yazılma nedeninin temelinde basit ama bir o kadar da açıklaması güç bir soru yatıyor.Yeni Gineli bir yerlinin, kitabın yazarı Jared Diamond’a ‘’ Neden siz beyazların bu kadar çok kargosu var,bunları Yeni Gine’ye neden getirdiniz ve biz siyahların kendi kargosu neden bu kadar az?’’ sorusunu yöneltmesiyle Jared Diamond’un kafasında bir ışık
Yazarın hayal gücü tek kelime ile muhteşem. Kitabın amacı bir mesaj verme olsa dahi bunu hiç sıkmadan güzel bir hikaye etrafında başarabiliyor. İnsan psikolojisi ve toplum davranışları hakkında çok güzel tespit ve değerlendirmeleri var yazarın. Kesinlikle herkese tavsiye ediyorum.
“Bir kadının yaşamından 24 saat” ne kadar güzel bir kurgudur ve bir o kadar da sıcak anlatımdır. Olaylar gelişmeden önce bir yakışıklı gencin yazar tarafından tarif edilmesi, gencin diğer insanlarla diyalogları, nerdeyse tüm kadınların arzulayacağı bir tipi anlatımı ve bir karakterin kusursuzluğunu her ayrıntıyı düşünerek kelimelere dökmesi
Usta yazardan oldukça güzel bir roman. Sorgu yargıcı Jeanne Korowa, başka bir yargıç olan arkadaşı Françoise Taine vasıtasıyla arka arkaya işlenen yamyam cinayetlerini danışman olarak incelemeye başlar. Bu arada eski sevgilisi Thomas'ı takip için psikiyatrı olan Antoine Feraud'u gizlice dinlemeye alır. Tesadüfen Feraud'un hastalarından olan Joachim'in yamyam katil olduğunu tespit eder. Nikaragua'da ve Arjantin'de bazı cinayetler işlenmiştir. Manes Ormanı denen bir yerde Cro-Magnon denen insan ırkının 300000 yıl önce yaşadığı düşünülmektedir. Joachim aslında general Palin adında bir sadistin oğludur. Bunu tespit etmeye çalışan herkes ölmüştür. Jeanne de bu işi araştırmaya Güney Amerika'ya gider. Orada Antoine ile karşılaşır. Pek çok ölüm tehlikesi atlatarak Manes ormanına ulaşırlar. Ancak Jeanne burada doğru bildiği her şeyin bir yalan olduğunu öğrenecektir. Joachm'den kurtulması için bütün yeteneğini kullanması gerekmektedir. Acaba başarılı olabilecek midir? Keyifle okunan bir roman.
Güzel bir polisiye roman. Tolga Kayacı bir benzinlikte benzin alırken bir adam silahlı saldırıda bulunur. Saldırganı öldürmeyi başarır ancak kendi de yediği kurşunlardan dolayı yatalak kalır. Eşi Nur, çocukları Hakan ve Oya ne yapacaklarını bilememektedir. Öldürülen Hasan Mardin'li Talat Ağa denen bir mafya babasının oğludur ve Talat kan davasından dolayı intikam istemektedir. Olayı soruşturan Komiser Nihat, Nur'a karşı boş değildir ve onu korumak için yıllardır gitmediği babasının çiftliğine götürür. Ancak Talat güçlü bir adamdır ve çiftliğin yerini tespit ettikten sonra Ayı Abdül, Sansar Tevfik, Arap Musa ve Çakal ile intikam almaya gider. Acaba Nur bu azılı katillerden kurtulabilecek midir? Tolga iyileşebilecek midir? Nihat, aşkına karşılık bulabilecek midir? Keyifle okunan bir roman.
Neil Gaiman'ın okuduğum ilk romanıydı ve şimdiye kadar neden okumadım ki dedirten bir kitaptı. Londra' da yerin altında geçen hikaye fantastik olmasına karşın çok fazla fantastik öge içermiyordu, yazar fantastik kurgu yazarken bu kadar az fantastik öge kullanmamayı çok güzel başarmış.
Dili çok akıcıydı, sayfalar çok hızlı akıp gidiyordu hele ki yazarın farklı ve orijinal betimlemeleriyle çokta zevkli ilerliyor. Karakterleri de çok sevdim, her karakterin farklı ve çekici bir özelliği mutlaka vardı.
Bu tarz kitaplarda sıkça rastladığımız sıradan baş karakterin olayların başlamasıyla daha önce bilmediği yeteneklerinin farkına varması gibi bir durum yaşanmıyor ki bu benim çok hoşuma gitti.
Gaiman hikayeyi çok güzel bir şekilde işlerken gizemli havayı da başarılı bir şekilde korudu. Özellikle Marquis de Carabas, Bay Croup ve Bay Vandemar'ın olduğu bölümleri zevkle okudum, en çok bu karakterleri sevdim.
Genel olarak güzel bir kitaptı, yazarın kurduğu yeraltı dünyası esri olsa bence çok güzel olurdu, kitapta bir şey eksikti ya da kitap fazla kısa geldi emin değilim beni tatmin edemeyen küçük bir nokta var ama ne olduğunu tespit edemedim.
Güzel bir casusluk romanı daha. Malko Linge yine köşkünde yapılacak tadilatlar için CIA'in bir teklifini kabul eder. Görev Beyrut'tadır. Daha önceden bir CIA ajanı öldürülmüştür ve cebindeki muhbir listesi çalınmıştır. Malko, bu ajanın yerine geçerek katili ve planlanan eylemleri tespit edecektir. Jocelyn ve Nayla adında iki kadından bilgi alacaktır. Kadınlar oldukça güzeldir ancak tehlike de bir o kadar büyüktür. Ebu Nasra adında bir adam çeşitli patlayıcılar ile Lübnan başkanına suikast düzenleyecektir. Araştırma için Balbek'e giden Malko iki askeri öldürür. Ve en sonunda patlayıcıların olduğu yeri tespit eder. Bürokrasi yüzünden bir operasyon talebi sarkabilir ve çok az vakitleri kalmıştır. İnisiyatif alan Malko acaba başarılı olabilecek midir? Soluksuz okunan bir roman.
Kitapları ne için okuruz? Bize bilmediklerimizi öğretsin, başka bir dünyaya götürsün, cahilliğimizi alsın diye. Emin olabilirsiniz ki, "Dikkat Vücudunuz Konuşuyor" bu kitaplardan biri.
İlk başta kitap kişisel gelişim kitab`ı değil. Öğretici, insanlar`ın beden dilinden anlamanız için yazılmış kitap. Kitapta siyasetçiler`in, diktatörler`in beden dili ile ilgili çok güzel tespitler var. Siyasetle ilgilenmediğimi düşünen ben, çok dikkatle okudum. Ne kadar safmışım bunu tespit ettim :)
Bundan başka, kitapta renklerle ilgili çok güzel tespitler var. Mesela; bankalar, gıda firmalar`ı, araba logolar`ı ve aklıma gelmeğen daha kaç şirket logolarında en çok hangi renkler`i kullanırlar ve neden kullanırlar. Buradakı tespitler güzeldi.
Yazar`ın çok akıcı, samimi diliyle hiç yorulmadan, bazı yerlerde gülerek enterasan bilgiler edineceksiniz. Yazar`ın samimi dilinden bir örnek ;
" Duvara boş boş bakıp ısrarla “evet” diyenler lütfen kitabın devamını okumasınlar, kitabı aldıkları kitapçıya gidip yalvar yakar geri vermeye çalışsınlar; çünkü bu grubu ikna şansım yok. " :))
İşte böyle :) Keyifli okumalar *_*
Son derece güzel bir polisiye roman. Aaron Kincaid ikna yeteneği yüksek bir şahıstır ve intihar bahanesi ile sevgilisinin ölümüne sebep olmuştur. Bu arada Asheville şehrinde seri cinayetler işlenmeye başlar. FBI ajanı Patrick Bowers bu işe atanmıştır. Ralph da ona yardımcı olmaktadır. Cinayetlerde olay yerinde satranç piyonları bulunur. Kendine illüzyonist diyen biri Patrick'i arayıp üvey kızını alacağını söyler. Cinayetler satranç oyunu gibidir. Bir sonra öldüreceği kişiden bir nesne alıp öldürdüğüne bırakıyordur. Ayrıca Beyaz Kale diye bir şey vardır ve vali de olayla bağlantılıdır. İşi detaylıca incelediklerinde aslında iki farklı katil olduğunu tespit ederler. Acaba Patrick katilleri bulabilecek ve kızı Tessa'yı koruyabilecek midir? Soluksuz okunan bir roman.
Yazarın okuduğum ikinci kitabı ve bunda da güzel anlatımı ve tespitleriyle beğenimi kazandı. Bir doktor nasıl hastasının önce rahatsızlığını tespit edip sonrasında tedavisi için ilaç yazıyor, bu kitapta da tembellik ve erteleme alışkanlığı konusunda yararlı bilgiler ve çözüm yolları anlatılmış.
Hatta son bölümlerinde "haydi ne duruyorsunuz, herekete geçin!" ifadesini okuyunca Kemal Sunal'ın "Dokunmayan Şabanıma" filmindeki çapkınlık kitabını okuduğu sahne aklıma geldi. Kitabın bitirdikten sonra arasından çıkacak küçük bir notu beklemedim değil :)
Güzel bir James Bond romanı. Bond, İngiliz gizli servisinde çalışan ancak KGB'ye de çalışan bir ajanın Faberge'in meşhur zümrüt küresine sahip olduğu ve maaşını bununla alacağını öğrenir. Burada artırmaya katılacak kişiyi tespit gerekir. Tespiti yaptıktan sonra İtalya'ya gider. Orada Barclay adında hakkında ölüm emri verilmiş bir ajanı Bartollini adlı bir ajan ile koruyacaktır. Ama bir kiralık katil çoktan Barclay'ın kalacağı apartmana yerleşmiştir. Hurst cinayeti işler ancak Bond onun aleyhinde bir delil bulamaz. Bu arada Barclay'ın yakınlaştığı Brenda Malline katilin kocası ile beraber çalıştığını düşünmektedir. En sonunda Hurst yakayı ele verir ve Bond Brenda için oldukça hoş bir sürpriz hazırlar. Keyifle okunan bir roman.
