Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Türkiye'de bu gibi ciddi işleri layık olduğu ciddiyetle tetkik ve muhakeme, edebilecek ilim adamlarının mevcudiyeti gayri kabili inkârdır. Bizzat tanıdığım kıymetli tarih, lisan, içtimaiyat mütehassısları vardır. Fakat bu işi onlara havale edemezdiniz ve edememekte mazursunuz, ilme ilmi techil ettirmek, hakikate hakikat namına yalan söyletmek
Sayfa 25
Hakikat ruhun canlılığında gizlidir. Ruhtaki ölümsüz canlılığı hisseden kişi hakikete varır.
Reklam
Hakikat ruhun canlılığında gizlidir. ruhtaki ölümsüz canlılığı hisseden kişi hakikate varır
varoluş
Search for: Arama.. Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri Atatürk Ansiklopedisi > Genel > Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri 31 Ara Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri PDF
Doğru, gerçek ve hakikat görünüşte aynı kelimeler olsalar da aslında birbirinden ayrılardır. Ortada bir hayat var, bu doğrudur. Nefes alıp veriyoruz, bu da gerçektir. Peki ya hakikat? Hayata dair, yaşamaya değecek hakikat nedir? 'Benim geviş getiren bir deveden farkım, hakikatim olmalı' diye düşündü Yasir.
Sayfa 39
ufalanma ruhun bedeninde şimdi, masadaki kâğıtlarda, her sayfaya yapışmış kelimelerde, pençelerde, soğuk Tanrım, hiçbir şey ruhumu delip geçemiyor, kelimeler sayfalara yapışmış, biri bile kendini özgür bırakmıyor kalbimi tutmak için bir sürü kitap var ve göğsümde hiçbir şey yok, bir sürü hakikat var ve hiçbiri bende değil, hakikatlerin altını, nerede o? uzun zamandır ne aradım ben? neden böyle acı çektim bunun için kendini hayati bir şeye çevirsin diye, neyin ateşi, Hille, bu neyin ateşi, aydınlanmış el yazmasından fışkıran, içindeki yaprak..
Reklam
♤Sözü oluşturan kelimeler, Hakikat' in kaynağı değil işaretleridir. Anlam ve yorum, Hakikat'i kelimeye uydurmak değil işaretlerin gösterdiği Hakikat'e doğru yürümektir. Nitekim Gazâlî, usûl kitaplarından şu hikmeti süzerek almıştır: "Bilmiş ol ki, manaları lafızlarda arayan herkes yolunu şaşırır ve helak olur."
Bir insana tavsiyeler
''… 1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et. 2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter. … 9. Bazen kendin olmak için kendini unutman ve başka bir şey olman gerekir. Karakter sabit bir şey değil. Ona ayak uydurabilmek için hareket etmelisin. … 19. Şiir oku. Özellikle Emily Dickinson şiirlerini. Seni
Domingo Yayınları
Sözü oluşturan kelimeler, Hakikat' in kaynağı değil işaretleridir. Anlam ve yorum, Hakikat'i kelimeye uydurmak değil işaretlerin gösterdiği Hakikat'e doğru yürümektir. Nitekim Gazâlî, usûl kitaplarından şu hikmeti süzerek almıştır: "Bilmiş ol ki, manaları lafızlarda arayan herkes yolunu şaşırır ve helak olur."
Sayfa 67 - OTTO
Ders çalışmak
Taş taşısanız böyle zorlanmazsınız belki. Oflayıp pufluor sunuz. Bastırdıkça bastırıyor sıkıntı Duvarlar üzerinize üzerinize geliyor. Bir odaya, bir masaya, bir kitaba zincirlenmişsiniz Harfler, kelimeler, cümleler gözlerini dikmiş size. "Had devam et, pes etme, tüm dikkatini bize ver." diye sesleniyorlar hål dilleriyle. "Bizi oku,
Sayfa 92 - Kapı
Reklam
Doğru, gerçek ve hakikat görünüşte aynı kelimeler olsalar da aslında birbirinden ayrılardır. Ortada bir hayat var, bu doğrudur. Nefes alıp veriyoruz, bu da gerçektir. Peki ya hakikat? Hayata dair, yaşamaya değecek hakikat nedir?
Kafiyenin tahtına seci' kurulmuştur. Terkiplerin çelik korkesi içinde bocalar düşünce. Edebiyat yine oyundur. Daha tatsız, daha yavan bir oyun. Yazarın başlıca kaygusu bin kere söylenmiş hakikat veya yalanlanı yeniden kalıba dökmek. Yazar, bir düşünce fatihinden çok, bir kuyumcudur yine. Tanzimat, Avrupa'dan mefhum, kelime, bir parça da teknik aktarır. Mefhumlar karanlık, kelimeler kaypak, teknik yetersiz. Doğunun kokusunu kaybetmiş yapma çiçeklerine zaman zaman damlatılan egzotik bir partüm; Avrupa. Karşımızda yabancı bir dünya vardı; medeniyetiyle, ruhuyla yabancı ve düşman. Bu yamyamlar ülkesinde beşerîyi aryorduk. Beşerînin altında milli ve dinî yatıyordu Beşerî, hasis çıkarları, sinsi emelleri gizleyen bir paravanaydı sadece. Tanzimat nesri, şaşı bir nesir. Bir gözü Doğuda, bir gözü Batıda. Abâni sarık, samur hırka ve pantolon
Sayfa 235 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
"Nietzsche, dilin dışında ikamet eden ve dil vasıtasıyla hakkında kesin bilgi edinebileceğimiz bir hakikat görüşünü reddeder. Bu ret sayesinde, Anglo-Sakson düşünce geleneğinin aksine, problemin dilde değil, insanın dil vasıtasıyla dış dünyanın objektif bilgisine ulaşabileceği yolundaki inancında olduğunu gösterir. Eğer onarılacak bir şey varsa, bu, dilin bizatihi kendisi değil, dil-gerçeklik ilişkisi hakkındaki egemen görüşlerdir. Kelimeler ile şeyler arasındaki kapatılamayan bu ezelî ve ebedî gedik, dilde kesin ifade talebinin saçma olduğu anlamına gelir. İnsanın dille yaptığı sadece başka bir dünya yaratmaktır. ... Nietzsche'nin dediği gibi, bizi ilgilendiren dünya neden bir kurgu olmasın? Ve bu kurgunun yazarı neden yine aynı kurguya ait olmasın? Bütün bu soruların arasında, dilin merkezi, sonsuz/sınırsız bir zihinde düşünce ile varlığın, kurgu ile kurgulayanın özdeşleşmesiyle birlikte ortadan kaybolur. Dilin asıl gizemi ve belirsizliği, gerçekte onu asla bütün boyutlarıyla sabitleyemememizden kaynaklanır."
s. 145, 146Kitabı okudu
Zaman ve mekân hakikatin içinde var olur, onlar hakikatin formudur. Tıpkı atın bir form olması, insanın bir form olması gibi, mekân da bir formdur, daha büyük dalgadır, zaman da öyledir. Hakikat zamansızdır. Hakikat mekânsızdır. Hakikat aşkındır. Hakikat kendi başına var olur. Geri kalan her şey, hakikatin katkısıyla var olur. Hakikat aşikardır; başka hiçbir şey aşikâr değildir. Hakikat var olmanın mutlak temelidir, varoluşun nihai özüdür. Rahip ne hakkında konuştuğunu bilmeden, hakikat, Tanrı, cennet ve bin bir şey hakkında konuşmaya devam edebilir. Kelimeler, sadece kelimeler... yaşamamışlardır, o kelimeler tamamen boştur.
Sayfa 163 - Ganj YayıneviKitabı okudu
258 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.