Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İcat derken, modern sanat sisteminin bir öğleden sonra Madame du Deffand’ın salonunda kafa kafaya veren birkaç filozof tarafından uydurulan bir şey olduğunu söylemek istemiyorum. Moderııöncesi sanat sistemiyle modern güzel sanatlar sistemi arasında bir kırılma olduğunu vurgulamak, bunlar arasındaki sürekliliklerin varlığını inkâr etmek anlamına gelmez; özellikle de eski sistemde hem güzel sanatların hem de zanaatın unsurları bir aradayken. Hakikaten, eski Yunan yazarlarında, Rönesans ressamlarında ve XVII. yüzyıl filozoflarında modern güzel sanatlar, sanatçı ve estetik ideallerinin kimi yönlerini bölük pörçük olarak bulabilirsiniz. Fakat bu fikirlerin düzenleyici bir söylem ve kurumsal sistem oluşturacak şekilde bir araya gelmesi ancak XVIII. yüzyılın sonlarında gerçekleşmiştir. Roger Chartier’in de işaret ettiği gibi, kademeli gelişim radikal ayrışmalara engel değildir: “Bir sistemden ... ötekine geçiş aynı anda hem derin bir çatlama olarak ... hem de tereddütler, geri atılan adımlar ve engellenmelerden oluşan bir süreç olarak da anlaşılabilir”
Sayfa 34
Hakikaten eskisi gibi miydi ya?... Eskisi o kadar uzak, o kadar efsanevi bir âlemdi ki, orada, bu âlemin her şeyi değiştiren ve güzelleştiren büyülü ışığı altında kendisini istediği gibi tahayyül edebilirdi. Birdenbire aklı evlendiği seneye, biricik aşkına, her ömürde bir kere açan o bahara gitti. Fakat hayatı bu cinsten seyahatleri zorlaştıran bir hayattı. Mazi onun için tehlikeli bir mıntıkaydı. Onun için çabukça döndü.
Sayfa 14
Reklam
Bu sırada, hakikaten, idare-i zalimenin [zalim yönetimin] tesirini bütün milletin anlamaya başlamış olduğunu hissettim. Ve bundan sonra idare-i zalime-i Hamidiye’ye [Sultan Hamit’in zalim yönetimine] karşı zihnimde hasıl olan intibah, derece-i kemale gelmişti [zihnimde başlayan uyanış tamamlanmıştı]. Bu hain herif, istese, bir anda her şeyi yapar; memleketi bahtiyar eder; etrafındaki alçakları dağıtır; hem memleket, millet bahtiyar olur, hem kendisi, diyordum. Fakat bu adamın senelerden beri kan içmeye alışmış olduğunu ve insanın itiyadından [alıştığından] vazgeçmeyeceğini düşündükçe, şahsına karşı fevkalade bir adavet [düşmanlık] hissediyor ve herhalde bunun vücudunun ortadan kalkmasının en selim [doğru] bir çare olacağını düşünüyordum.
Hakikaten, Doğu Ne Tarafa Düşüyor?
Birisi “Doğu neresidir?” diye sorduğu zaman şöyle bir tanım getirmişti: “Batı’nın bombalarının düştüğü her yerdir.”
Hakikaten Batı'nın elinde Hümanizm, hiçbir zaman insana insan olduğu için değer veren, insanlık için müsbet ve faydalı bir görüş olmamıştır.
Eğer düşüncede öldürdüklerimiz hakikaten yok olsalardı, yeryüzünde kimse kalmazdı.
Reklam
Shakespeare'in hakkı var, dünya hakikaten bir sahneydi.Benim yuhalanarak çürük yumurta yağmuruna tutulduğum bir sahne.Zira amatör pantomimci gibiydim: Sessizlikte iyi, fakat şovu yetersiz.
Sayfa 297
Şöyle bir bak dünyaya, insanın dünyayla meselesi çözülmüş gibi görünüyor mu sana? Batı 'nın hümanizmi hakikaten mutluluk getirdi mi insanlığa?
Sayfa 178Kitabı okudu
Beraber yaşamış iki insanın birbirinden ayrılacağını, hakikaten ayrılabileceğini sanıyor musun?
Hakikaten evime gitmek istiyordum artık. Benim olmayan bu hayattan, bu eğlencelerden yorulmuştum. Evime, bana ve benim olan şeylerin arasına, ıstıraplarıma, yoksulluğuma dönmek istiyordum.
Sayfa 220Kitabı okudu
Reklam
Fakat bundan o kadar müteessir değildim. Çünkü hakikaten kabahatliydim. Yalnız, doğruluğun serkeşlikle tefsiri pek gücüme gidiyordu.
Meryem Sûresi / 67.Ayet
67. İnsan, önceden hiçbir şey değilken kendisini hakikaten bizim yarattığımızı düşünmez mi?
Sayfa 309 - Server Yayınları
Hakikaten öyle..
"Şurası gün gibi ortada ki, tarihin insanları, tiyatroların çok güzel manzaralı bir yerde kurulmasına dikkat ediyorlardı..."
Hakikaten şu insanlar pek müz'iç mahlûklardı. Kendi akıllarının üstünlüğüne inanarak başkasına öğüt vermekten vazgeçmiyorlar, fakat kendi gülünçlüklerini, zavallılıklarını da bir türlü idrak edemiyorlardı.
Sayfa 33 - Ötüken YayıneviKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.