Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir devrim asla yarım yamalak yapılmaz; ya tam yapılmalıdır ya da başlama­dan biter. Zamanımızdaki devrim girişimleri gibi tarihin belleğinde saklı tüm devrimler başarısız oldular; çünkü halk yeni yasaları eski adetlere uygun yap­mak ve yeni kurumları eski adamlarla yönetmek istiyordu.
Sayfa 28
Osmanlı Reformları Sömürüyü Artırmıştır Osmanlı çağının son dönemindeki yenileşme hareketlerine, reformlara bakacak olursak, bunlar, üretim ilişkilerini halk yararına yeniden düzenleyen devrimler değildi. Tersine, o dönemde yapılan reformların hemen hepsi, halkın ezilmesini, yoksullaşmasını, topraksızlaşmasını artırıcı, iç ve dış sömürüyü yoğunlaştırıcı nitelikte reformlardı. Osmanlı Devleti'nin son dönemindeki bu reformlarla, bu yenilik hareketleriyledir ki, Türkiye'de toprak ağalığı ve aracılık güçlenmiştir. İşadamlığı yapan azınlıkların gücü artmıştır ve yabancıların Türkiye'deki sömürü olanakları genişlemiştir.
Reklam
TÜRK SİYASAL HAYATINDA BRÖKRASİ -SİYASET İLİŞKİSİ
Cumhuriyetin ilanından sonra hemen devrimleri başlatmıştır. Devrimler halkın yararına, halk için yapılma niyetiyle icra edilmiştir, ancak halkın katkısı yoktur ve halkla birlikte hareket edilmemiştir. Önce devrimler gerçekleştirilmiş ve sonra halka benimsetilmeye çalışılmıştır.
Bu ülkeyi, bu ülkenin insanlarını ve tüm insanları en fazla devrimciler sevdi. KIZILDERE Ancak davası uğruna yaşamını feda eden devrimcilerimiz, Türkiye’nin bütün sorunlarının kaynağının İslam olduğunu bilmiyorlardı. Yani sorunun kaynağını tam tespit edemediler. Bizim sorunumuz Amerika değildi. Bizim sorunumuz İslam’dı. Bu toprağın insanını
Bu öyküyü çok seviyorum; Meksika, gecikmiş burjuva demokrat devrimler kuşağında 1910-1911 yıllarında safdil bir demokrat olan Franscisco Madero'yu başkanlık mevkiine oturtabildi. Halk, Madero'yu çok seviyordu ve Madero bütün geçit törenlerine karısıyla katılıyordu. "Viva Madero Viva Demokrasiya" sözleri hep çağrılıyordu; halktan iki Meksikalı da "Viva Madero Viva Demokrasiya" diye boğazını yırtarcasına bağırıyordu. Sonra birisi diğerine sormak gereğini duydu; Amigo, Madero'yu biliyorum, ama demokrasiya hangisidir? "Arkadaşı Meksikalı, "Amigo" dedi, "yanında, görmüyor musun, demokrasiya, başkanın yanında yürüyen karısının adıdır" diye arkadaşının merakını gidermeyi başardı.
Sayfa 208Kitabı okudu
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 saatte okudu
ON SÖZCÜKTE ÇİN-YU HUA,256 sayfa Yaşamak,Kanını Satan Adam yazarından yine çok güzel,akıcı,zevkle okunan bir kitap daha.Harika bir çeviri.Elime alırken ;”inşallah diğer kitapları gibi zevk alırım,biraz siyasi bir kitap,Çin’in kültür devrimini anlatıyor,hadi hayırlısı “dedim ama hiç de tahmin ettiğim gibi olmadı.Yazarın kalemi ,okuyanlar bilir
On Sözcükte Çin
On Sözcükte ÇinYu Hua · Jaguar Kitap · 2020216 okunma
Reklam
Öte yandan devrimler, halkın özgürlüğüne kavuşması ve geleceğin va­tandaşları olma prensipleri adına değil, zavallıları kurtarmak adına yapıl­dığında, halk zavallılarla özdeşleştirilir. En korkunç eylemler "zavallıları kurtarmak" adına yapılır. Zavallıların gösterisi ve tatmini her şeyi, hatta terörü bile haklı göstermeye yeterlidir. Zavallılık adına her şey kabul edi­lir, devrim romantizmi içinde, devrim doğrultusunda giden her şeye, yani teröre izin verilir: "Bir kez acıma güçleri, özgürlüklerine kavuştuğunda (daha doğru bir deyişle, iplerini kopardığında) artık zavallılara, mağdur ve mazlumlara yardım etmez, toplumları yıkar, yok eder. Böylece, acımadan teröre, devrimden totalitarizme geçilir" (Arendt, 1990: 8).
456 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
"Düşman salt önde mi? Arkadaki domuzları napalım, kendi rezillerimizi?" Esir Şehrin İnsanları serisinde üçüncü ve son kitabı olan Yol Ayrımı'nda Kemal Tahir bizi 1930 yılına götürüyor. Daha önceki kitaplarda Kuvayı Milliye'yi ve Kâmil Bey'in hikayesini okumuştuk. Bu defa Cumhuriyet kurulmuş devrimler peş peşe gelmiş. Halk
Yol Ayrımı
Yol AyrımıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20192,868 okunma
Rönesans'ta demokrasi anlayışını da Monarkomak’lar adı verilen düşünürler geliştirmiştir. Onlara göre, asıl egemen olan halk'tır. Devletin başındakiler halkın efendisi değil, görevlisi'dirler.
Sayfa 14 - Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.Kitabı okudu
-İki yüzyıla yakın Batı karşısında hep kaybediyor ve dolayısıyla Batı idealine dönüyor. ~Dediğiniz doğru. Tanzimattan itibaren başlayan bir soysuzlaşma var ve onun tepe noktasını devrimler teşkil etmiştir. Osmanlının ne olursa olsun elinden düşürmediği bir ülkü vardı, o da Müslümanlıktı. Bu, Cumhuriyetin ilk seçkin tabakasında çok zayıflar, toz haline gelir. -Bu dinlemi ilgili, bir kültürsüzleşmemi? ~İkisi biribirine son derece bağlı olaylar. Daha önce ifade ettim, kültürümüzün yüzde doksanı Müslümanlıktan geliyor. İslamın dı- şından İç Asyadan getirdiğimiz, dıkkata alınmayacak derecede az unsur var. Birkaç halk oyunu varsa vardır. Dil büyük ölçüde İslâmi- leşmiştir. İçinden İslamı aldığınız vakıt geriye bir şey kalmıyor.
Reklam
410 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Okuyun okutun
Nutuku bu yaşıma kadar okumamanın uatncı içerisindeyim.Hep merak etmisimdir bizde neden okullarda Nutuk dersi verilmez?Neden sistenli olarak nutuk okunmaz diye.Okuyunca sezinlediğim şeyi anlamış oldum.Tabii ki herzaman ki gibi bilmemizi düşünmemizi istemiyorlar.Sonra Nutuk okuyan gençler 6.filoya falan karşı çıkar.Gözleri açılır
Nutuk
NutukMustafa Kemal Atatürk · Serhat Yayıncılık · 200527,5bin okunma
Türk toplumunun lslamiyetten sonraki büyük medeniyet atağı, 19. yüzyılın ortalarında başladı. Burjuva-demokratik devrimlerin hürriyet ve vatan idealleri, bu kez lslamcı ideolojiyle karşı karşıya geldi. Böylece bizim hala içinde bulunduğumuz Milli Demokratik Devrim sürecimiz istim aldı. 1876 Anayasası'nın kabulü ve daha önemlisi 1908 Hürriyet Devrimi padişahın yetkilerini sınırladı. Dahası bu devrimler, içlerinde cumhuriyetin çekirdeğini de taşıyorlardı. O nedenle ideolojik düzlemde kaçınılmaz olarak Şeriatla cephe cepheye geldiler. Çünkü Padişah "Allah'ın yeryüzündeki gölgesi" diye tanımlanıyordu ve saltanatını Allah'tan aldığını iddia ediyordu. Saltanata karşı milletin iktidarını ve hürriyetleri hedefleyenler, iktidarın kaynağının ilahi değil, fakat dünyevi olduğunu ileri sürmek zorundaydılar. Dolayısıyla laiklik, her yerde olduğu gibi Türkiye'nin gündemine de saltanata karşı halk iktidarı için mücadelenin ideolojisi olarak girdi.
Kemalist Devrimler, sürekli ve dinamik bir karaktere sahip olduğundan, Kemalizm her devirde halk kitlelerine dönük olarak gelişecek ve yaşayacaktır. Kemalizm, toplumu giderek daha derinden ve devrim gücü ile değiştirerek, en ileri çağdaş düzeye ulaştırmak demektir. Kemalizm hiçbir zaman dondurulmayacaktır. Çünkü kendi öz varlığında oluş gelişim ve gelenek unsurlarını taşımaktadır. Mustafa Kemal'in yaptıklarıyla biten insan değil, yapılacaklarla başlayan bir insan olması, Kemalizm'in bu sürekli gelişen yapısının başlıca nedenidir.
Sayfa 82 - Atatürkçü Düşünce Derneği YayınlarıKitabı okudu
437 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.