Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Esaslı radikal olaylar nihayet sadece büyük tarihte değil, aynı zamanda gündelik yaşamda bulunurlar. Gündelik yaşamda bu radikal olaylar, objets trouves [bulunmuş nesneler) ve personnes trouvées [bulunmuş kişi­ler) biçiminde bizi şaşırtıp jeu d'esprit {kelime oyunu] nüktedanlık­larda ve nükteli buluşlarda gizli oyunlarını oynar. Hangi türden olursa olsun temel hadiseler, yeterli neden ilkesine karşı yetersiz neden ilkesini koymaya mecbur ederler, çünkü tüm temellendirme çabalarının aşılamaz sınırlara çarptığı gerçeği hal ve icaba göre gös­terilebilir. Bu bizi, uzman tasvirinden açıklamasından sıyrılan şeyin yine de nasıl bakış açısına alındığı ve dile getirildiği sorusuyla karşı karşıya getirir. Bu konuda sükut da, eğer faydalı ve bilgi verici ola­caksa, belagatli, etkili olacaktır herhalde.
"İş, nasıl oluyorsa bizlerin hain oluşuna geliyordu... yaftası olan ve arkasında kalabalıklar tutan bu insanların söylediklerinin tutarlılığı, muhatapları tarafından, doğru yanlış muhakemesi yapmaksızın kabul ediliyordu. Öyle ya, içten içe ben de kabul ediyordum, tabii ki bu yalanı değil; ilerisini, getirisini. Mademki bunları düşünüyorsunuz, o zaman emeğimi sizin için sunmayacağım, beni hiçbir göreve çağırmayacaksınız, bir hainin sizin değerlerinizi benimsemesini bekleyemezsiniz; sevmem için zor kullanmayacak ve hiçbir baskıda bulunmayacaksınız... İşte olay şimdi daha da alevleniyordu, bu ham kütükler; hiçbir zaman için bir adım sonrasını düşünmemişlerdi, aptallıklarından değildi; ne istediklerini, kendileri bile bilmiyordu! Kör oldukları içindi tümü... kördüler fakat bu noksanlık, yine de zorbalıklarını engellemiyordu. Dünyanın hangi köşesinde benim gibi biri katledilecek olsa onore oluyorlardı; neden ve niçin suallerini kendilerine soramıyorlardı... bu insanlara, öğretilmiş birkaç gerçek söz konusuydu; "değerleri yok etme ve kendi değersizlikleri içerisinde ele geçirilmeye müsait olmak" vücudun kangreni, bütünüyle bundan ibaretti. Yorulmadılar, sarf etmediler; salt kusursuz bir aptaldı bütün hepsi." M.A
Reklam
İnsanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır o ferah ve delişmen birçok alınlarda betondan tanrılara kulluğun zırhı vardır çelik teller ve baruttan çatılınca iskeletim şakaklarıma dayanınca güneş can çekişen bir sansar edasıyla uğultudan farkedilmez olunca konuştuğum kadınların sahiden doğurduğuna toprağın da sürüldüğüne inanmıyorum nicedir kavrayamam haller içinde halim demiri bir hecenin sıcağında eriyor iken gördüm bir somunu bölünce silkinen gökyüzünü su içtiğim tas bana merhaba dedi, duydum duydum yağmurların gövdemden ağdığını.
Ey nefis! Tembel bir insanın yapması gereken bir işi ertelemesi gibi, sen de başka tutunacak dal bulamayınca, tevbe ve ameli ömrünün sonuna erteliyor ve bununla makul bir iş yaptığını sanıyorsun. Halbuki tevbe ve amel, sadece ömrün sonu için değil, her zaman için gereklidir. Bunlar tıpkı nefes ve gıda gibi, devamlı tekrarlanan zorunlu işlerdir. Kaldı ki, yaşamakta olduğun an ömrünün son anı olabilir. Çünkü son anın da böyle bir andır. Sonra sen, ALLAH Teâlâ'ya ibadet ve tâati böyle ertelersen, hangi yüzle O'ndan âcil merhamet ve yardım talep edebilirsin?
Sayfa 3005
Zamanla nasıl değişiyor insan! Hangi resmime baksam ben değilim. Nerde o günler, o şevk, o heyecan? Bu güler yüzlü adam ben değilim; Yalandır kaygısız olduğum yalan. Gökyüzünün başka rengi de varmış! Geç farkettim taşın sert olduğunu. Su insanı boğar, ateş yakarmış! Her doğan günün bir dert olduğunu, İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Cahit Sıtkı Tarancı
Cahit Sıtkı Tarancı
“Hangi alçaklıktır ki böyle bir güzelliğe kıyar da savaş meydanında düşmanına terk edip gider… Hangi zalimliktir ki bir Türk kızını düşman elinde koyarak hamiyyetimizi zedeler. Dedemiz Bayezit Han’ın başına gelenlerden ibret alınmaz mıdır? Hanedanımız sırf bu yüzden bir Türk kızıyla evlenmeyi töreden çıkarmış iken bu soysuz namert nasıl böylesi bir kadını savaş meydanında bırakıp kaçar?”
Reklam
Yalnızlığımı belki bir aşk tamamlar Bilmek zor hangi filmin neresindeyim Ne yapsam içimde o eski sinemalar
"'Ey inkârcılar, ey beş paralık bilgeler, ne diye yan yolda duruyorsunuz! Ve benim davranışım hangi bakımdan onlara böylesine çirkin görünüyor? Bir cinayet olduğu için mi? Ne demek, cinayet? Benim vicdanım rahat. Hiç kuşkusuz ortada ağır bir suç var ve yine hiç kuşkusuz yasalar çiğnenmiş ve kan dökülmüştür... Madem öyle, çiğnenen yasalarınıza karşılık siz de benim başımı alın, olsun bitsin! Ama o zaman saltanat yoluyla değil de, iktidarı zorla ele geçirerek insanlığa iyilikte bulunanların da, hem de daha ilk adımlarında, kafalarını kesmek gerekmez miydi?'"
Böyle dostu müzayedeye koy sat.!
Hangi dost ki dostluğu Allah için değildir; (ya masandan bir şey bekler, ya kasandan bir şey umar, ya rütbenden bir şey arar) Hemen o dostu müzayedeye koy sat, bunu arttıran yok mu diye bağır! Zengin kalpli ol, aza kanaat et! Öl de geçineceğini alçak adamdan isteme! HZ.ALİ
Hangi Tanrı bu? :))
Bilindiği gibi sarhoşları ve aşıkları koruyan bir Tanrı vardı.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.