Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Söze nereden başlasam! Şiirden mi, romandan mı, siyasal yazılardan mı?... '' Z ehir l i karanfiller büyüttüm / dargınlığımın saksılannda'' diye başlıyor bir şiiri. Sözü buradan alıp "Kanlı bir karanlıktı gördüğüm / ben mi çok geniştim dünya mı çok dardı / nasıl yaprak yaprak açılıyordu / vahşi bir bitki gibi keder" deyişindeki hüznü damıtıp buradan mı konuya girseydim. Yoksa "Faşizmin Ayak Sesler i " kitabında topladığı kimi yazılarında çizilen siyasal doğrultuyu mu ele alsaydım? "Elsiz ayaksız bir yeşil yılan / yaptıklannı yıkıyorlar. Mustafa Kemal" dizesinden "Hangi Atatür k " kitabına uzanıp "Bence Mustafa Kemal Paşa, iktidann yapısal niteliğini değiştirdiği için önemli bir devrimcidir . Mazlum milletlere karşı azgın saldırganlığını sürdüren emperyalizmle boğuştuğu için de yaman bir Üçüncü Dünya lideridir" yargısı üzerine, dünden bugüne, bugünden yarına ulaşan siyasal söyleşi mi yapsam? Evet, nasıl başlasam söze?
Sayfa 15 - 30 ekım 2000Kitabı okudu
60 syf.
9/10 puan verdi
Kitap okumaya ilk başladığım sıralarda çok fazla Zweig eseri okumustum. Eserlerinin çoğu hem kısa novella tarzında(nedir kardeşim novella derseniz kaba tabirle "öyküden uzun, romandan kısa anlatı" diye geçmektedir) hem sürükleyici yapıtlardır. Eserlerde ortak iki nokta vardır bunlardan ilki anlatmak istediği konuyu size iliklerinize kadar hissettirir, kahramanla beraber o duyguyu yaşarsınız. İkincisi ise genel bir anti-militarist anlatıdır, yazar kendi hayatından esinlenerek savaşın her türlüsüne karşı savaş vermiştir. Ama ne yazıktır ki savaşın bittiğini göremeden intihar ederek terk-i diyar etmiştir. Gelelim kitaba: Jakob Mendel hafızasının içinde ansiklopedi rafları gibi bilgi barındıran, kime hangisi lazımsa hangi kitapta olduğunu ve sayfa sayısı ile beraber söyleyebilen ayaklı bir kütüphanedir. Bu özelliği sayesinde saygı duyulan bir entellektüeldir, hayatını bu şekilde idame ettiririr. Savaşın patlak vermesi ile beraber "ajan" iddiası ile göz altına alınır. Sonrasında fiziki olarak saglam kalsa da ruhi olarak hasar görür. Hafıza denen sağlam binada çatlaklar olmaya, temellerinden sarsılmaya başlar. Savaşın yıkıcı etkisini gariban bir sahaf üzerinden gözlerimizin önüne serer. Bazen acaba Zweig Güney Amerika'da sabır etse idi, savaşın bittiğine şahit olup intihar etmekten vazgeçer, daha fazla eser verir mi idi diye düşünürüm. Ama bu dünyada savaşın bitmesi imkansız bir ütopya değilse nedir? Ütopya mı dedim onlar şu an olmasa da belki bir zaman gerçekleşebilecek hayallerdi di mi. Bunun gerçekleşmesi yakın veya uzak tarihte mümkün değil. Keyifli okumalar.
Sahaf Mendel
Sahaf MendelStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20228,2bin okunma
Reklam
150 syf.
·
Puan vermedi
·
24 saatte okudu
Herkese merhaba. Ölen annesinin vasiyetine uyarak hiç görmediği babasını bulmak üzere Meksika'nın Comala adındaki bir kasabasına doğru yola çıkan Juan Preciado ve babası Pedro Paramo'nun öyküsü ile karşınızdayım. Pedro Paramo, utanarak söylüyorum ki, geç tanıştığım bir eser. Gabriel Garcia Marquez'in bu romandan ve yazarı Juan
Pedro Paramo
Pedro ParamoJuan Rulfo · Doğan Kitap · 20191,266 okunma
682 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
Bitti. ama bende bittim. Zor kitaptı,
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
hangi kitabı kolay ki?? İlk defa şikayet edeceğim. Kitapta o kadar cümle düşüklüğü, yanlış yazılım, imla hatası, harf eksikliği var ki. Kitabı basan yayınevinin dikkat etmesi gerekirdi. Bu beni bayağı bir yordu. Kitapta tuğla gibi. Gelelim romanımıza...
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
bütün romanlarında olduğu gibi, politikayı ve o günün Rusya'sının sosyal ekonomik, siyasal durumunu Rus insanının yaşam mücadelesini eksik etmemiş. Zengin bir Rus toprak sahibinin,(şimdiki zengin Ruslara oligark mı diyorlar?) işte öyle birinin yanındaki kölesi kadından gayrimeşru doğan oğlunun, içinde bulunduğu eziklik, mahcubiyet, biraz utanç ve kendini asil babasına ve Rus toplumuna kanıtlama kabul ettirme amacını, ve kız kardeşi Liza ve annesini gayrimeşruluğun verdiği baskıdan ve eziklikten koruma çabalarını konu alır. Amacına ulaşması için zengin ve saygın biri olmak zorundadır bu amaca onu ancak paranın gücü kavuşturacaktır. Ve paraya ulaşmanın en kolay yolunun da kumardan geçeceğini düşünür. O böyle düşünür. Bu sıkıntılar ve cebelleşme içinde babasına olan kızgınlığı sevgiye duygusal bir bağa dönüşür, babasıyla aynı kadına aşık olurlar, yani kısacası bu romandan "güzel bir film olur. Bilmem belki de olmuştur. Okumanızı tavsiye ederim. Ve her zamanki gibi incelememin sonunda tek bir alıntıyla romanımızı özetliyorum... ''Bakın sevgili, güzel babacığım! Size baba dememe izin verirsiniz değil mi?''
Delikanlı
Delikanlı
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
Olympia Yayınları sayfa 325
Delikanlı
DelikanlıFyodor Dostoyevski · Olympia Yayınları · 20183,539 okunma
Şans
Hayatımın son notasıydı Yoncalaşmış eski plaktan Cümlelere dökülmüş birkaç anı Veda edilmeye bile yeltenilmemiş birkaç satır Güneşin batışı yahut doğuşu Hangisi daha etkileyicidir ki O anda çalsın şarkılar Veda edilmeye bile yeltenilmemiş birkaç yaz Dizelerden uzakta, hayallerde Öğrenebilir miydik acaba yaşamayı birkaç romandan Veda edilmeye bile yeltenilmemiş birkaç insan Hangi akşamların huzur içinde vuku bulur Ki gözyaşların hangi semtlerden akar bir nehri bulur Oysa yeni öğrenmedik mi birkaç adım atabilmeyi veda etmeden, Hemen önce; Çiçeğe rakı koyun,solmasın. BB.
Reşat Nuri Güntekin
youtu.be/W0BjAr_CHLY?si=... Bana güzel bir iki şeyden bahset. Son okuduğun bir romandan mesela… Memleketimin güzel insanı Niyazi’nin bilek saatini anlatsın o roman.
Reklam
408 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Gelmiş geçmiş en iyi yazarlardan biridir benim için Sabahattin Ali. Onun kısacık hayatını, kaleminden çıkan her cümlenin nasıl da başyapıta dönüştüğünü, aydın bir insan olarak şu vatanda neden barındıralamadığını okumak, bunu da dönemin siyasi ve sosyolojik betimlemesiyle harmanlamak. Osman Balcıgil’in yaptığı tam da bu aslında. Bu metin hem bir biyografi hem de yakın geçmişi konu alan tarihi roman. Sabahattin Ali’nin Almanya’ya eğitim görmeye gitmesiyle başlıyor hikâyemiz. Aşık olduğu kadınlara, yazıyla tanışmasına, yurda dönüp öğretmenlik mesleğine atılmasına ve sonrasında da pek çok siyasi olayın içerisinde kendisini bulmasına tanıklık ediyoruz. Bulgaristan’a kaçması ve devlet eliyle öldürülmesiyle de hikâye sonlanıyor. Sabahattin Ali’nin hayatını kabataslak biliyordum zaten. Ancak yazdığı o muhteşem eserlerin arka planlarını, kimlerden esinlendiğini, dönemin hangi koşullarını eleştirdiğini öğrenmek bu romandan bana kalan en önemli şey oldu. Romanın son sayfasında yazarın bir paragrafı var ve söylemek istediğim çoğu şeyi dile getiriyor: “Havasından mıdır suyundan mı bilinmez, üzerinde yaşadığımız topraklar, tıpkı yüz otuz iki yıl öncesinde olduğu gibi, Sabahattin Ali’nin döneminde de, bugün de, aklın peşinde koşan evlatlarını yok etmeyi sürdürüyor. Ne yazık!”
Yeşil Mürekkep
Yeşil MürekkepOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20164,942 okunma
Broch, bu sorgulamaya aslında romandan önce başlamıştı. 1935 yılında kaleme aldığı "Vergilius'un Dönüşü” başlıklı uzun hikâye, bir anlamda Vergilius'un Ölümü romanının uvertürüdür ve yazar, bu hikâyede sanatçının kitle ve tarih karşısındaki sorumluluğunu şöyle tasvir etmiştir: Neden böyle olmuştu? Kimin için çalışmıştı Vergilius?
Ahmet CemalKitabı okudu
199 syf.
·
Puan vermedi
Balzac ve Ferragus
Kitaptan ziyade çevirinin ne olması gerektiğini ve çevirmenin hangi vasıflarının olması gerektiğini konuşmamız lazım. İyi bir okursanız ve edebi zevkiniz oluşmuşsa okuyabilirsiniz. Aksi halde Cemil Meriç çevirisinden sonra hiç bir çeviriyi kolay kolay beğenemezsiniz. Heleki günümüz merdivenaltı yayınevlerinin dandik çevirmenlerinin facialarına
Ferragus
FerragusHonore de Balzac · İletişim Yayıncılık · 2017271 okunma
559 syf.
9/10 puan verdi
·
55 günde okudu
Kitapları ne öldürdü?
Bu kitap o kadar da uzun olmamasına rağmen belki de benim uzun sürede onu okumamla, belki de kendi yapısıyla, anlattıklarıyla, belki de yazarın anlatım tekniğiyle benim için hikâyenin de üstüne bir hikayeye sahip. Bu kitabı okurken yaşadıklarımı çok net hatırlıyorum. Bazı yerlerini nerede okuduğumu, nasıl tepki verdiğimi çok net şekilde hala
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,6bin okunma
Reklam
Çevirmen Notu
..Tabi bu anlattığım sahnedeki en şanslı taraf, aynı zamanda en etkili taraf, okur. Okurun iyi olanı seçme ve yaşatma içgüdüsü olmasaydı, hangi edebiyatçı ne telkin ederse etsin, şişirsin ya da karalasın, Jane Austen 200 sene sonra burada olmazdı. Bu örnek, roman-okur ilişkisinin, arada hiçbir başka ihtiyaç olmadan, sadece ikisinin birbirini yaratma ve yaşatma ortaklığının harikulade bir örneği olması bakımından da önemli. Okur için bir şey ifade etmek: Her romanın böyle bir mecburiyeti var. Gurur ve Önyargı, okur için hayati şeyler ifade eden, zamanın üstesinden gelmiş, kalbin gücüne ve ölümsüzlüğüne ait az sayıdaki romandan biridir…
380 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Türk Edebiyatının Başyapıtlarından
Evet ben nasıl anlatmalıyım acaba bu kitabı. Hangi cümlelerle açıklamam gerekiyor. Neler demem gerekiyor hiç emin değilim. Çünkü bu tarz yapıtlar sadece bir kez gelir ve gider. Başyapıt niteliğinde bir eser, bu üçleme belki de Türk edebiyatına gelmiş bir hediyedir. Bu Adalet Ağaoğlu’nun kaleme aldığı Dar Zamanlar Üçlemesinin ikinci romanı Bir
Bir Düğün Gecesi
Bir Düğün GecesiAdalet Ağaoğlu · Everest Yayınları · 20212,225 okunma
280 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.