Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
80 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Umut karın doyurmaz," dedi kadın. " Karın doyurmaz ama insanı ayakta tutar," diye yanıtladı albay. #gabrielgarciamarquez kaleminden #albayamektupyok uzun zamandır okumayı ertelediğim bir kitaptı. Ülkesi için savaşmış ve emekliye ayrılmış bir askerin bir türlü gelemeyen emekli aylık ödemesini bekleyişini anlatan hüzünlü bir hikayeydi okuduğum. Her cuma kente gelen posta gemisini bekleyen albaya, görünürde eşlik edenler hasta eşi ve ölen oğlundan kalan horozken; asli eşlikçiler umut ve gelecek kaygısı sanki. Emeğinin karşılığını alamayarak hayallerini geçim sıkıntısına kaptıran sayısız insandan biri elbette albay. Bence eşinin rahatsızlıkları da albayın inadından :) #handansaraç çevirisiyle çok severek okudum. Beklentiler ve hayal kırıklıkları üzerine etkileyiciydi bir metin. #tavsiyekitap #OkurSevtap
Albaya Mektup Yok
Albaya Mektup YokGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20208,4bin okunma
Eğitildiklerini asla fark etmiyorlardı. Bu şamatalı deney ve başarı ortaklığının, yıllar içinde iyice sağlamlaşan o yakın, güzel birlik duygusunun temellerini attığını hayal bile edemezlerdi. Bu bir yurttaşlık eğitimiydi.
Sayfa 141 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Oda karardı. Ruhunda boşluk, hüzün vardı. Çevresindeki hayal ülkesi yıkılıyor, bir iz bırakmadan yıkılıyordu. Her şey, düş gibi, gürültüsüz, sessizce gelip geçmişti. Şimdi hayallerinin neler olduğunu bile anımsamıyordu.
bir bunalım hali, kendiliğinden gelen bir sıkıntı. sessizlikte gizlenen bir çok sorun, gölgeliyor yine sevdayı. bu uzaklaşan hiçliğin sesi mi yoksa, dar ağacına yol almış; umudumun son haykırışları mı? bitecek mi peki her şey?
Ruhunda boşluk, hüzün vardı. Çevresindeki hayal ülkesi yıkılıyor, bir iz bırakmadan yıkılıyordu. Her şey, düş gibi, gürültüsüz, sessizce gelip geçmişti. Şimdi hayallerinin neler olduğunu bile anımsamıyordu. Ama içini sızlatan yeni bir duygu, kışkırtıcı bir istek belirsiz bir yığın yeni hayal çağırıyor… Küçük odada derin bir sessizlik vardır;
Ankara’ya, ilk gidişimde Ata’nın sağlık durumunun giderek kötüye gittiğini açıkça İsmet İnönü’ye anlattım. Gerçi onun da bazı şeylerden haberi vardı ama bunu benden duyunca çok ama çok üzüldü. Olduğu yere çöker gibi oturdu ve ‘Yaşaması lazım’ diye mırıldandı. ‘Daha çok genç, hem ülkesi, hem halkı, hem kendisi için daha uzun yıllar yaşaması lazım. Onsuz bir Türkiye ve onsuz bir dünya yok canım böyle bir şeyi hayal etmek insana cinnet getirir. (insanı delirtir)
Sayfa 219Kitabı okudu
Reklam
Ruhunda boşluk, hüzün vardı. Çevresindeki hayal ülkesi yıkılıyor, bir iz bırakmadan yok oluyordu. Her şey, düş gibi, gürültüsüz, sessizce gelip geçmişti. Şimdi hayallerinin neler olduğunu bile anımsamıyordu.
Sayfa 24 - Varlık YayınlarıKitabı okudu
295 syf.
·
Puan vermedi
Ülkesinden sürgün edildikten sonra hep onun özlemiyle yaşayan, dönüş umudunu hep içinde taşıyan, sonrasında sevgilisi ile ülkesi arasında seçim yapması gerektiğinde ülkesi için savaşmayı seçen, her iki seçiminde de yenilen Kürt aydını Memduh Selim Bey'in hikayesidir anlatılan. Ülke özlemi içinde büyürken, aşkın ateşiyle yanar. Ömrünün son demine kadar yalnızlık ve yoksullukla boğuşur, çaresizlik içinde ölür. Büyük umutlar, hayaller ve hayal kırıklıkları, trajediler ve adım adım yok oluşa uzanan destansı bir yolculuk...
Yitik Bir Aşkın Gölgesinde
Yitik Bir Aşkın GölgesindeMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20186,5bin okunma
504 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Harika kitap, harika kurgu ve harika bir yazar!
Ahmet Ümit'ten okuduğum ilk kitap, Kayıp Tanrılar Ülkesi oldu. Tek kelimeyle bayıldım! Hem mitoloji, hem tarih, hem de politika alanında genel kültür edinebileceğiniz yaratıcı bir polisiye romanı... Kitabı okurken yazarın devrimci kişiliği ve müthiş bilgi birikimi buram buram hissediliyordu. Gerek Başkomiser Yıldız'ın özel hayatı, gerek ise değinilen toplumsal konular ve aile içi çatışmalar sayesinde, kurgu beni içine öyle bir çekti ki, günlük hayatımda bile aklımın bir ucu kitaptaydı. 500 sayfalık bir kitap olmasına rağmen, bir haftada rahatlıkla okunabilir. !!spoiler içerir!! Kitabın sonu beni kesinlikle şaşırttı, katilin Naziler olamayacağı en başından beri belliydi aslında, ancak Peter'in çıkması beklenmeyecek bir sondu (Şahsen ben Haluk çıkacağını düşünmüştüm.). Romanı bitirdikten sonra olanları düşününce, eksiksiz bir olay örgüsü çıktı ortaya. Beni en çok etkileyen, son bölümde Peter için kırılma noktasını Cemal'in Zeus'a kendi yüzünü vermesi olmasıydı. Bu durumun psikolojik boyutu gerçekten çok büyük. Kitap hakkında "keşke böyle olsaydı" dediğim tek nokta, son bölümde Yıldız'ın yanında Tobias'ın da olması. En hoş karakter kesinlikle Toby'di! Bu vaka için bunca emek sarf etmişken katili yakalayanlardan biri olmaması hayal kırıklığına uğrattı beni...
Kayıp Tanrılar Ülkesi
Kayıp Tanrılar ÜlkesiAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 202320,3bin okunma
Eski yunan ve Roma dinlerinin nesli tükendi onları artık teolojinin değil edebiyatın konusu Yunanlar dünyanın tepsi gibi düz ve dairesel olduğuna kendi ülkelerinin bu dairenin ortasına işgal ettiğine merkezde yer alan noktanınsa ya tanrıların mesken tuttuğu Olympos dağı ya da kehanetleriyle ünlü Delphoi olduğuna inanırlardı Yeryüzünün kuzey
Reklam
Bilinmezin büyülü çağrısı, her şeyin en güzel olduğu o hayal ülkesi sisler içinde kamçılar durur yüreğini.
Hayalperestlerin vatanı yoktur. Onların ülkesi hayal dünyasıdır. O halde onlar hayallerden besleniyorsa, suçlayamazsınız "vatansız" diye
356 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Aynalar Ülkesi
Aynalar Ülkesi
Carole  Johnstone
Carole Johnstone
Fazlasıyla arada kaldığım bir kitap. Okurken fantastik mi psikolojik mi gerilim mi diye gittim geldim. Sonuç; fantastik değil, gerilimi geride, psikolojik yönü önde bir psikolojik gelirim belki. El ve Cat aynı yumurta ikizi iki kız kardeş. Ama hani şu biri düştüğünde diğerinin canı acıyan cinsten. Bir tartışma sonucu ayrı düşerler. Cat gider. Ta ki kardeşi El’in denizde kaybolduğu haberi gelene kadar. Üstelik El, ölmeden önce kocasıyla birlikte, tüm çocukluklarının geçtiği ve tüm travmalarının kaynağı o evde yaşamaktadır. Cat için o eve dönmek hiç kolay olmaz. Herkes El’in öldüğünden emin olsa da Cat kardeşinin yaşadığını düşünmektedir. Bir de kapısına gelen notlar, aldığı e-postalar başlayınca iş iyice gizemli bir hal alır. Kitap geçmiş ve günümüz arasında gidip geliyor. Ama anlatımdan mı, çeviriden mi, lüzumsuz detaydan mı bilemiyorum ne zaman günümüzdeyiz ne zaman geçmişteyiz; Aynalar Ülkesi, palyaço odası, fare, mavi sakal, tüm bunlar gerçek mi hayal mi derken benim beynim yandı. Tamam sonunda herşey yerli yerine oturdu ama ben yoruldum. Yetmezmiş gibi kitabın sonunda da şok olmadım. İşin oraya bağlanacağı öngörülebilirdi benim için. Okuduğum için pişman değilim ama özellikle okuyun, kaçırmayın diyeceğim bir kitap da değil.
Aynalar Ülkesi
Aynalar ÜlkesiCarole Johnstone · Artemis Yayınları · 202226 okunma
208 syf.
9/10 puan verdi
Sonsuz Özgürlük Arayışı Beyaz Zambaklar Ülkesi İncelemesi
Grigory Petrov'un "Beyaz Zambaklar Ülkesi" adlı eseri, insanlığın özgürlük arayışını ve hayallerin gerçekleşme umudunu epik bir şekilde anlatıyor. Roman, Sovyetler Birliği'nin kuruluş döneminde, Sibirya'da geçer ve bir grup genç mühendisin liderliğinde, hayal ettikleri ideal toplumu kurma çabasını konu alır. Petrov, bu eserde insanın içindeki sonsuz özgürlük arayışını, doğaya olan hayranlığını ve idealleri için mücadele etme cesaretini vurgular. Romanın ana karakteri, mühendis Andrei Tolstoi, tüm engellere rağmen idealist bir vizyonla doludur. Andrei ve arkadaşları, Sibirya'nın vahşi doğasında, beyaz zambaklarla kaplı bir vadide, kendi özgür toplumlarını kurmaya karar verirler. Ancak, bu idealist hedeflerine ulaşmak için birçok zorlukla karşılaşırlar. Petrov, karakterlerin iç dünyalarını, ideallerini ve zorluklarla dolu yolculuklarını ustalıkla işlerken, okuyucuyu romanın büyüsüne kapılmaya davet eder. "Beyaz Zambaklar Ülkesi", sadece bir toplumun kuruluşunu değil, aynı zamanda insanın içsel mücadelesini, umudu ve direnişini de anlatır. Petrov'un dili, okuyucuyu Sibirya'nın vahşi doğasına ve karakterlerin duygusal dünyasına çekerek, unutulmaz bir deneyim sunar. Romanın derinliklerinde, insanın özgürlük ve adalet arayışına dair evrensel temalar yatar. Petrov'un "Beyaz Zambaklar Ülkesi" adlı eseri, insanın sonsuz arayışını, umudu ve mücadelesini anlatarak, okuyucuyu etkileyici bir yolculuğa çıkarır. Bu epik roman, edebiyat dünyasında unutulmaz bir yer edinmiş ve insanın doğaya olan hayranlığını, özgürlük tutkusunu ve idealleri için mücadele etme cesaretini kutlamıştır.
Beyaz Zambaklar Ülkesi
Beyaz Zambaklar ÜlkesiGrigory Petrov · Ayrıntı Yayınları · 201798,9bin okunma
174 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
Ütopya: Hiçbir yer. Gerçekleşmesi imkansız tasarı veya düşünce. Thomas More, hümanizmden, rönesanstan etkilenmiş dindar aynı zamanda reform karşıtı bir yazar. Ütopya’yı 1516’lı yıllarda insan merkezli düşüncenin hakim olduğu, kilisenin artık insanların gözünde değerini kaybettiği, aydınlanmanın kıvılcımlarının başladığı bir dönemde genç yaşında kaleme alıyor. Yazdıklarını sonradan reddettiği, hatta devlet adamlığı yaptığı dönemlerde bu kitabını unutmak istediği söyleniyor. Neyse ki kitabı basılıyor ve edebiyat yazınına yeni bir tür getiriyor. Evet ütopya tarzının ilk kitabı denebilir. Kitabında döneminin çok ötesinde bir devlet hayali kuruyor More. Yaşadığı ülke olan İngiltere yönetimine bir eleştiri getiriyor. Paranın, altının, lüksün önemsiz olduğu, bir çok şeyin ortak olduğu, halkın gelecek kaygısının olmadığı dini hoşgörünün olduğu bir tarım ülkesi hayal ediyor. Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde birkaç arkadaşın devlet, adalet ve sistemler üzerine sohbetleri yer alıyor. Ütopyanın tasviri ise kitabın ikinci bölümünde, gemici bir arkadaşlarının onlara gördüğü bu ada ülkesini anlatmasıyla başlıyor.
Ütopya
ÜtopyaThomas More · Dergah Yayınları · 201720,3bin okunma
1.491 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.