Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çocukluğumdan beri çok okurdum ben. Ali'den sonra ve Osman'dan önce, hayatımın Gün'lü zamanla­rında da çok-çok-çok okumuştum. Elime ne geçerse okumuştum. Elime hep iyi şeyler geçmişti. O zamanlar da şiir okuyordum. Özlüyordum çünkü şiiri. Ama şiir okuduktan sonra bir süre kendimi çok kötü hissediyor­dum. Kendimi kötü hissedince de roman okuyordum.
Onu böyle bir akşamda tanımıştım. Bir yazımın çıktığı edebi bir dergide onun da bir şiiri yayımlanmıştı. Bizim o tarihlerdeki en büyük mutluluğumuz şurada, burada tek tük yayımlanan yazılarımız, şiirlerimizdi. Böyle günlerin akşamında imzamızı taşıyan dergiyi, yahut gazeteyi cebimize sokar, hayatımın öteki dönemlerinde hiçbir zaman tadamadığım bir gurur sarhoşluğuyla, Çelebi’nin lokantasına gelirdik. Nobel Ödülü’nü kazanmanın zevkini bilir misiniz, deseler, ilk gençliğimde ilk çıkan yazılarımın heyecanını hatırlayarak: – Bilirim, diyebilirim.
Sayfa 3 - MEHMET ALİ ERMİŞ, KALP KRİZİ GEÇİRDİĞİ GÜN HASTANEDE YARGICA İFADE VERİYORDU 
Reklam
Hayatımın şiiri, seni özledim. İnsan birbirine alıştı mu günler geçmek bilmiyor gerçekten. Bilmiyorum, kelimelerime kanat mı taksam, böylece çarçabuk sana ulaşır, güzel yüreğini bana getirir belki, getirir de hayat damarlarıma kan, duygularıma verim, ölümlü yanıma yaşamın ruhunu aşılar.
Yalnız saçlarımdaki rüzgar inandırabildi beni bir gün, hayatımın çoktan kararlaştırılmış olup, yüreğimin kimsenin ilgi duymadığı o gölgeden öte bir şey olmadığına.
Nasıl son nefesimin hesabını şimdiden yapmıyorsam, olası bir son şiirin mimarlığını da üstlenemem, ancak bir baskı nedeniyle şiiri bırakmak zorunda kalsaydım büyük bir olasılık bu baskıyı dile getirmeye çalışırdım. Ben edebiyatı yalnızca yazarken yaşamıyorum ki, hayatımın her dakikası onun bana dayattığı kurallar, kuralsızlıklar çerçevesinde geçiyor.
Çağdaş İngiliz şiiri dersinde okuduğumuz Auden'in dediği gibi: "Garip bir şey görmüş olmalıydılar, gökten düşen bir çocuk, mesela ama gidecekleri bir yer vardı ve sakince yelken açacakları denizleri. Gökten düşen çocuğa bakıp sakince yelken açacakları denizlerine dönüyorlardı. Düşen çocuğu ben de görmüştüm ama sakince yelken açacağım denizlere artık dönemiyordum ,düşen çocuğun görüntüsü beni terk etmiyordu, içime yerleşmiş, hayatımın bir parçası olmuştu.
Sayfa 172
Reklam
Okuldayken "öğretmenim" konulu bir şiir yarışmasına katılacaktım ve bunun için bir şiir seçtim. Olur da yarışmayı kazanırsam şiiri bütün okul önünde okuyabilirim düşüncesiyle evde sürekli o şiiri okumaya başlamıştım. Nihayetinde babam okuduğum şiiri duymuş olacak ki beni yanına çağırdı ve: "Evladım, bu şiir peygamberden başkasını çok fazla övmüş. Bunu göndermeyelim." dedi. Babamın bu sözü benim için peygamberimize karşı vicdani bir sorumluluğa dönüştü ve böylece o şiiri göndermekten vazgeçtim. Yarışmaya katılmaktan da vazgeçtim çünkü yarışmaya az kaldığı için başka bir şiir seçememiştim. Sonunda ise çok ilginç bir hadise oldu. Benim göndermekten vazgeçtiğim aynı şiiri gönderen kişi birinci seçilmişti. Ve böylece ben, birincilikten de ödülden de mahrum olmuştum. Fakat o gün ilk kez, Allah için bu büyük ödülden vazgeçmemin, bana çok büyük bir inanç şuuru kazandırdığını fark ettim. Belki eğer o sahnede o şiiri okusaydım, kendimi bu kadar güçlü ve kararlı hissetmeyecek- tim. Ve Peygamberimizi öveceğimiz kadar, hiçbir insanı övemeyeceğimize dair bilinci de fark etmeyecektim. Bu hayatımın en büyük dersi olmuştu."
"Hayatımın, ertelenmiş hayat olmasını dilerdim", diyordu Reb Saada.
Hayatımın şiiri, sizin hayatınızın şiiri hangisidir sevgili arkadaşlar ??
Kardır yağan üstümüze geceden, Yağmurlu, karanllık bir düşünceden, Ormanın uğultusuyla birlikte Ve dörtnala, dümdüz bir mavilikte Kar yağıyor üstümüze inceden Sesin nerde kaldı, her günkü sesin, Unutulmuş güzel şarkılar için Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu'dan Sesin nerde kaldı? Kar içindesin! Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam! Uyandırmayın beni uyanamam. Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına, Allah aşkına, gök, deniz aşkına Yağsın kar üstümüze buram buram Buğulandıkça yüzü her aynanın Beyaz dokusunda bu saf rüyanın Göğe uzanır -tek, tenha- bir kamış Sırf unutmak için, unutmak ey kış! Büyük yalnızlığını dünyanın. #AhmetMuhipDıranas - Kar şiiri
Sayfa 688Kitabı okudu
Çocukluğumdan beri çok okurdum ben. Ali’den sonra ve Osman’dan önce, hayatımın Gün’lü zamanlarında da çok-çok-çok okumuştum. Elime ne geçerse okumuştum. Elime hep iyi şeyler geçmişti. O zamanlar da şiir okuyordum. Özlüyordum çünkü şiiri. Ama şiir okuduktan sonra bir süre kendimi çok kötü hissediyordum. Kendimi kötü hissedince de roman okuyordum. Trajik romanlar şiirin acısını temizliyordu. Ama iyi romanlar beni gene şiire itiyordu. Şiir bana dokunuyordu. Daha doğrusu hayatımı sabitliyordu, acıyı daha derinden hissetmeme neden oluyordu. Krizlere giriyordum bu yüzden. Korkunç şeyler yapıyordum. Sarhoş oluyordum. Esrar çekiyordum. Hap atıyordum. Sürünüyordum. Her sabah başka bir yatakta uyanıyordum. Bazen yatakta bile olmuyordum. Çok aşağılanıyordum. Ama hiçbir şey hissetmiyordum. Bu hallere düştüğümde Gün kıyameti koparıyordu. Sarsıyordu beni, aklımı başıma getirmek için çırpınıyordu. Gün’ün de yardımıyla toparlanıyor, sefilliğimle barışıyor, biraz daha yaşamayı beceriyordum.
Reklam
pedronun kır şiiri
Seni ne nerede, ne de ne zaman gördüğümü biliyorum. Bilmem bir tabloda mıydı, yoksa sapına kadar gerçek kırlarda, bedeninle yaşıt ağaçların, bitkileri arasında mıydı; bir tablodaydı belki, bende kalan hatıran öylesine temiz, öylesine okunaklı. Acaba ne zamandı, hatta gerçekten oldu mu bu –belki bir tabloda bile, hiç görmedim seni– ama aklımın olanca coşkusuyla biliyorum ki, hayatımın en dingin anıydı o.
Pedro’nun kır şiiri Seni ne nerede, ne de ne zaman gördüğümü biliyorum. Bilmem bir tabloda mıydı, yoksa sapına kadar gerçek kırlarda, bedeninle yaşıt ağaçların, bitkilerin arasında mıydı; bir tablodaydı belki, bende kalan hatıran öylesine temiz, öylesine okunaklı. Acaba ne zamandı, hatta gerçekten oldu mu bu -belki bir tabloda bile, hiç görmedim
Sayfa 655 - Büyük Metinler, VI “Çıkılmamış yolculuk” İmparatorluk efsanesi H.K.Kitabı okudu
Hayatımın ne olacağını kestirmek, sonra da o hayatı sürdürmek kolay mı sanki?
Sayfa 194
Rönesans
Merhaba Bu yeni hayatımın ilk şiiri Artık karanlık yok Hüzün var (...)
74 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.