Başını öne eğmiş, göğsünü sıraya yaslamış, mürekkep
okkasına dayadığı küçük aynaya bakarak elindeki kurşun
kalemle burnunun üzerindeki çilleri sayıyordu. Bir önceki
gece limon suyu sürmüştü yüzüne; çilleri yok etmek için en
etkili yöntemdi sözüm ona. Doksan üç, doksan dört, doksan
beş... Hayatın anlamsızlığıyla meşguldü zihni.