Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Halil Cibran
“Bu her zaman böyledir, ayrılık vakti gelene kadar bilmez sevgi kendi derinliğini”
Sayfa 147 - Destek Yayınları 340. BaskıKitabı okudu
Zaman...Her zaman aynı. Güneş aynı, ay aynı, ağaçlar ve insanlar aynı, sevgi ve nefret, korku ve ümit hep aynı. Dualar aynı. Kıble tek.
Reklam
Hayat da böyledir, Mefharet, hayat da böyledir. Çaresizlik ve tehlike anları vardır ki, o zaman çırpınmaya ve haykırmaya gelmez. Batar insan ve boğulur. Marifet o anları geçirmektir. Sonrası gittikçe kolaylaşır. Kadere teslim olmak lâzımdır o anlarda. Menfi, miskin, âciz bir tevekkül değildir bu. Anlıyor musun? İsyanın tekniğidir. Yani sabırdır. Müspet, enerjik, hedefli, iyimser bir sabır. Dikkat et sözüme. Bu dünyada ölümden başka hemen her şeyin bir çaresi vardır. Mesele diye karşımıza çıkan zorlukların çoğunu kendi ruhumuzun içinde halledebiliriz.
Mutlu aşk yoktur...
İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an Mutlu aşk yoktur Hayatı Bu silahsız askerlere benzer Bir başka kader için giyinip kuşanan Ne yarar var onlara sabah erken
Her çağda, her inanmış topluluğun bir yol göstericisi vardır. Ve her yol göstericinin bir Sina Dağı vardır. Zaman zaman, o, Dağa çekilir. Ve ordan aldığı yeni ilhamla, yeni güç ve yeni sesle toplumuna döner. Toplum için olduğu kadar tek kişi için de bu böyledir. Sina Dağı içimizde, hep içimizdedir. O dağda, tecelli ateşi, hakikatin yeni hareketlerinin ateşi yanıp durmaktadır.
Türk Fırtınası diyor ki;
FENERBAHÇE'Yİ KULLANARAK ALGI DEĞİŞTİRMEYE KALKAN DENSİZLİĞE İNSANLIK AHLAKINI YAŞATAN BİR TÜRK'ÜN YANITLARI Bu yazı ile bugün yeryüzü yerinden oynayacak üzerinde insan olarak yaşayanlar silkinip kendine gelecek. ilmi sır gereğidir. Görülen lüzum üzerine yaşattıklarını sırayla yaşatan ahlakın ihtiyaç duyulan yeni tokat yanıtlarını
Reklam
Şeref ve vicdanıma karşı yalan söyledim! Ama onu kurtarmak istiyordum, benden öyle nefret ediyor, öylesine küçümsüyordu ki! Son derece küçük görüyordu beni... Her zaman... verdiği para için ayaklarına kapandığım günden beri... Farkındayım... Hemen hissettim, ama uzun zaman inanmak istemedim. Kaç kere gözlerinden, "Ne olursa olsun o gün kendin ayağıma geldin!" diye düşündüğünü okudum. Ah, anlayamadı, hiçbir şeyi, ona niçin koştuğumu anlayamadı, sadece adi, alçakça şüpheler taşıdı içinde! Kendi gibi sanırdı herkesi! Katya kudurgan bir hiddetle, dişlerini gıcırdatarak konuşuyordu. - Evet... Benimle evlenmeyi de sırf mirasım yüzünden istedi, sadece bunun için, bunun için! Bundan daima şüphelenirdim. Ne canavardır o! O gün ona gittiğim için ömrümün sonuna kadar karşısında utancımdan boynum bükük kalacağımı sandı. Beni hakir görecek, hükmedecekti bana; bunun için alacaktı beni! Böyledir o, böyledir! Aşkımla, sonsuz aşkımla yenmeye çalıştım onu, ihanetine bile dayanacaktım, ama anlamadı, hiçbirinı anlamadı. Zaten neyi anlayabilir ki, canavarın biri o! Bu mektubu ertesi günün akşamı lokantadan getirdiler bana. Oysa daha sabah, o günün sabahı her şeyi, her şeyi, ihanetini bile bağışlamaya hazırdım!
Sayfa 919 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
298 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Bütün bir Cumhuriyet döneminde kadın şairler antolojisinin sayısı bir elin parmaklarının sayısını geçmez, bu nedenle yaklaşık beş yüz yıllık bir zaman dilimini içeren bu antoloji önemli bir çalışmadır. 1474 doğumlu Zeynep Hatun’dan, kitabın basıldığı 1994 Eylül’üne kadar olan vetire söz konusu olduğundan önemli bir çabadır. Yayınlanan şiir antolojilerine bakıldığında neredeyse hepsinin erkek şairlerden meydana geldiği görülmekte. En iyi ihtimalle bu antolojilerin çok azında kadınlara belli bir kota ayrılmıştır. Kadının toplumsal süreçte önünü tıkayıp sonra da ona bir ihsanda bulunmak doğru bir yaklaşım değildir. Esasen bu yaklaşım yalnızca bizim coğrafyamız özelinde geçerli değildir. Ne yazık ki edebiyattan siyasete hemen her alanda olmak üzere tüm dünyada işleyiş böyledir. Kitabı gayet beğendim, eleştireceğim tek nokta, “Bektaşi Kadın Şairler” başlığı altında ayrı bir bölüm açılmış olması, bu ayrıştırma bana nahoş geldi. Kadın şairlerimize gelecek olursak özellikle Osmanlı dönemi kadın şairlerin özellikleri Arap ve Fars edebiyatını iyi bilmeleri. Her ne kadar kadın şairlerimizin dili erkekleşmişse de herkese okumayı tavsiye ederim.
Osmanlıdan Günümüze Kadın Şairler Antolojisi
Osmanlıdan Günümüze Kadın Şairler AntolojisiBedihan Tamsöz · Ayyıldız Yayınları · 19944 okunma
314 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap ,Mustafa Kutlu'nun Yirmi yillik bir süre zarfinda yazdigi gazete yazilarindan hazirlanan seçkilerdir. Öncellikle kitabın her türlü sorunlara değindiği görüyoruz , yirmi yıl önce yazdığı sorunlar halâ devam etmesi de ayrı mevzu. Lafı uzatmadan bu sorunlara gelelim : -İnsanın bedeninin kapitalizmin vitrini haline
Vitrinde Olmak
Vitrinde OlmakMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 2015501 okunma
GÖKDELEN İNŞAASI En basit örnekler bir gökdelen inşasında bulunabilir. Bir gökdelen fiziksel bir şeydir, Dünya1 ‘e aittir. Ancak bir plana göre yapılır, plan ise kurmaların ve birçok problemin etkisindedir. Bir gökdelenin inşasında rol oynayan plan, kuram ve problemlerin etkisindedir. Bir gökdelenin inşasında rol oynayan plan, kuram ve problemlerin öncelikle Dünya 2’yi ve ancak bundan sonra inşaat işçilerinin fiziksel hareketlerinin dünyasını ve böylelikle de fiziksel kepçe, taş ve tuğlaları etkilediğini kabul ediyorum. En sık karşılaşılan durum budur; Dünya 1’i genellikle psişik Dünya 2’den geçerek dolaylı olarak etkiler. Hatta belki de bu sadece çoğunlukla değil daima böyledir, yani Dünya 3 Dünya 1’i asla doğrudan değil, yalnızca Dünya 2’den geçerek etkiler. En azından örneğimiz her 3 Dünya’nın da yani sadece Dünya 3’ün gerçekliğini, gerçek olduğunu göstermektedir. Maalesef zaman zaman olduğu üzere bir gökdelen ya da bir köprü yıkıldığında, bu bazen bir Dünya 2 düşünce hatasında yani yanlış bir öznel inanca -ama bazen de yanlış bir nesnel kurama, yani Dünya 3’teki bir hataya dayandırılabilir.
Reklam
Ben bir ilkeye inanıyorum yalnız, bu ilke de şu: İyiliği eğitim yoluyla öğrenememiş bir kadının önünde, iyiliğe giden iki yol açar Tanrı; hemen her zaman böyledir: Biri acı, biri aşktır bu yolların. Çetin yollardır bunlar; bu yollara giren kadınlar ayaklarını kanatırlar, ellerini parçalarlar, ama yolun dikenlerine günahın süslü giyimlerini de bırakırlar aynı zamanda, Tanrı önünde yüz kızartmayan çıplaklıkla erişirler amaca.
Sayfa 20 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Kara cahil bir herifi bir iktisat allahı yaptılar, başımıza çıkardılar. Zaten bu bizde her zaman böyledir. Hangi kuruma, hangi adama kuvvet verirseniz mutlaka bk suistimale çevrilir ve tahakküm olur
396 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Zeki kızlara bayılırım
Kitaba aşık oldummm Türkçesinin geldiğini görür görmez aldım ve okudumm Bu kitap son zamanlarda okuduğum en iyi kitap serisiydi. 3 kitaptan oluşuyor seri, bu son kitap. Kitapları arka arkaya okumanızı tavsiye ederim. Nitekim ben bazı kısımları unutmuşum, önceki kitapları da yanima alip okudum, ara ara eskilere baktım. Kitap Fantastik değil AMA oyle bir zenginlik var ki kitapta, okurken biz normal insanlar için, orası fantastik bir evren. :))) Hawthorne kardeşlerinin her birine bayıldım. Bazı bilmeceleri hep birlikte, arkadaşlarıyla da birlikte, çözmeleri çok hoştu. Ve başrol kızımız Avery, en saygı duyduğum kişilerden biri olarak kalacaksın her zaman. Kitabı okurken çoğu şey gizemini koruyor, tahminler yapmaya ve gerçekler ortaya çıktığında şok olmak beni çok tatmin etti. Bilirsiniz, gizemlerin arkasındaki gerçeklerin kabak gibi ortada olduğu, daha ilk sayfalardan açığa çıktığı kitaplar pek de iyi olmuyor.
Miras Oyunları
Miras Oyunları
Hawthorne Mirası
Hawthorne Mirası
önceki kitaplarda efsaneydi zaten beğenmesem 3ü beklemem okumam Not: Sadece biz olumsuz yorumum olacak, özür dileyerek çeviriyi hiç beğenmediğimi söylemek isterim. Bir kaç yazım yanlışı dışında, bazı yerleri asla anlayamadım. Belki orijinali böyledir ama biliyorsunuz İngilizce'de anlamlı olan bazı şeyler Türkçeye geçince manasız oluyor, belki öyle bir durumdur ama bize uyarlanabilirdi diye düşünüyorum
Son Hawthorne Hamlesi
Son Hawthorne HamlesiJennifer Lynn Barnes · Epsilon Yayınevi · 202458 okunma
Ben bir ilkeye inanıyorum yalnız, bu ilke de şu; İyiliği eğitim yoluyla öğrenememiş bir kadının önünde, iyiliğe giden iki yol açar Tanrı; hemen her zaman böyledir: Biri acı, biri aşktır bu yolların. Çetin yollardır bunlar; bu yollara giren kadınlar ayaklarını kanatırlar, ellerini parçalarlar, ama yolun dikenlerine günahın süslü giyimlerini de bırakırlar aynı zamanda, Tanrı önünde yüz kızartmayan çıplaklıkla erişirler amaca.
Sayfa 20 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
256 syf.
·
Puan vermedi
·
6 saatte okudu
eski yeni, iyi kötü, daha neler neler...
"Fakat hiçbir yaşta ruhu soymaya gelmez. Herkes önünde, hatta kendi önümüzde bile daima giyimli durmalıdır..." İşte yüzdebinbeşyüz katıldığım bir teori. İnsan kendi önünde bile ruhen giyinik durmalıdır. Hep savunduğum bir şey var, psikolojik desteğin benim şahsımda hiçbir işe yaramayacağı. Çünkü ben böyleyim. Kendi kendime bile bu
Kiralık Konak
Kiralık KonakYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 199517,8bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.