YouTube kitap kanalımdaki videoyla Ulysses'a geçmeden önce okumanız gereken kitapları ve yayınevi tercihimi anlattım:
ytbe.one/KLlr9mQrA-E
Bugün size hayatınızda 1 defa da olsa mutlaka okumanız gereken bir kitap önereceğim. Onun adı: Ulysses!
Kitabı okuduğum süreç boyunca aklımda tek bir alıntı dolaştı durdu. Kafka'nın
Zor kitap. Kurgu arapsaçı. Anlatım dolambaçlı yollardan yürümeyi seviyor. Kim konuşuyor kim dinliyor anlayamıyorsunuz. Belirsizlik diz boyu, ki bunu kasten yapmış. Zamanlar, mekanlar, kişiler arasındaki geçişler öyle hızlı cereyan ediyor ki, yakalayabilene aşk olsun. Dil, emsalsiz. Kimselere benzemiyor. Ve hatta, sözlükte bile bulunmayan garip
Yirmi yıl sonra aynı şarkılar çalıyor. Elli üç yıl öncesi çekilmiş bir film gösteriliyor. Yirmili yılların, ellili yılların giysileri vitrinleri dolduruyor. Açlık, savaş, geri kalmışlık ve inanılmaz felaketlerle ilgili haberleri kitleler, masal dinler gibi dinliyor. İşte böylesi bir yaşam önümüzden gelip gidiyor. Sen kendi duvarlarının gerisine çekiliyorsun. O, kendi duvarlarının gerisine çekiliyor. Bir başka kentte. Bir başka ülkede. Herkes bir başka kentte. Herkes bir başka dili konuşuyor. Ya da anlamaya çalışıyor. Aynı dili konuşan iki kişi yok. Her sözü, insanın kendisi için söylediğine inanıyorsun. Her söylenen söz, bir biçimde insanın kendi kendini onaylaması. Karşısındakine bir şey anlatmak istese de, gene kendi gerçeğini, bilmişliğini ya da doğru algılayışını kanıtlamak için söylenen sözler. Bir bedenin üzerinde dolaşan her el, kendi bedenini okşamak istercesine dolaşıyor öteki beden üzerinde.
Sayfa 12 - Yapı Kredi Yayınları - 30. BaskıKitabı okudu
Yazarın okuduğum 2.kitabıydı. Daha önce Kadın – Erkek Beyni kitabını okumuştum. Dili akıcı ve sürükleyiciydi. Yazarın derdinin salt bir roman yazmak olmadığını hepimiz biliyoruz. Nörobilim uzmanı olan yazarımız bu bilim dalıyla ilgili teknik terimleri harmanlayarak bize bir roman yazmış. Sürükleyici bir romanın yanında bu terimleri bize öğretme,
Kapitalizm ve onun getirisi tüketici toplum, bu toplumları içeren şehirler, şehirlerdeki bizler; üretenin, emekçinin gölgesini bile görmediğimiz, değerinin ayırdına varmak şöyle dursun, yok ettiğimiz, durmadan sadece tükettiğimiz; gözümüze sokulan reklamlarla, kampanyalarla hep daha fazlasını istemenin ve almanın esiri olduğumuz çağın
FRANTZ FANON’UN ‘SİYAH DERİ BEYAZ MASKELER’ KİTABINA BİR BAKIŞ; TÜRKİYE’NİN SİYAHİLERİ KİMLERDİR?
Kitabı okumaya başlar başlamaz her bir cümlesinde kendimi, dilimi ve yaşantımı görebiliyordum. Bununla birlikte bir söz kafamda döndü dolaştı:
“Neye gülüyorsun? İsimleri değiştir, anlatılan senin hikâyendir.”
Sömürenin ya da sömürülenin isimleri
Sen kendi duvarlarının gerisine çekiliyorsun. O, kendi duvarlarının gerisine çekiliyor. Bir başka kentte. Bir başka ülkede. Herkes bir başka kentte. Herkes bir başka dil konuşuyor. Ya da anlamaya çalışıyor. Aynı dili konuşan iki kişi yok.
Baykuş Edebiyat Dergisi
Ağustos-Eylül Sayısı/2023
(Yazar Serhat Kaya)
Siz hangi taraftasınız?
Şimdi bu soruya yanıt verirken önce hayatı boyunca çizgisiyle daima “herkes için ya gerçek bir demokrasi ya da hiç!” diyen hakiki bir insana sarılmak istiyorum müsadenizle… Birazdan o insandan daha çok bahsedeceğiz, Şimdi gelelim size. Kaç yıl yaşasanız
Hαzrєtí Fαtımα Anamız’ın hayatından çıkmış şu 21 işaret bir yere yazılıp defaatle okunmalı, tefekkür edilmelidir.
1- İbadeti eksik olan annenin sütü eksiktir. Çocuklarınıza verecek olduklarınızı eksiltmeyin. Bir annenin sütünden çocuk hâyâyı, namusu, Allah’ın zikrini, muhabbetini alır. Bir süt diyerek geçme; bir adamın süt annesini değiştir,
"Çevreyi tanımlamak değil, duygularla yaşamak gerekir..."
Her sevginin başlangıcı ve süreci, o sevginin bitişinin getireceği boşluk ve yalnızlık ile dolu. Belirsizlikler arasında belirlemeye çalıştığımız yaşam gibi. Sevgi isteği, kendi kendine yaşamı kanıtlama dileği kadar büyük. Belki kendilerine yaşamı kanıtlamaya gerek duymayan
Sen kendi duvarlarının gerisine çekiliyorsun. O, kendi duvarlarının gerisine çekiliyor. Bir başka kentte. Bir başka ülkede. Herkes bir başka kentte. Herkes bir başka dili konuşuyor. Ya da anlamaya çalışıyor. Aynı dili konuşan iki kişi yok.
Herkes bir başka dili konuşuyor. Ya da anlamaya çalışıyor. Aynı dili konuşan iki kişi yok. Her sözü, insanın kendisi için söylediğine inanıyorsun. Her söylenen söz, bir biçimde insanın kendi kendini onaylaması.