Bizi saklı tutan perdeyi yine biz yırttık.Makasımız halâ keskin, ama iğne yok yanımızda.Şimdi yakarıyoruz.Bizi dünyadan sen sakla! -A.Ayçil
«Bu kadın, esmer ve pembe teniyle, vücudunun bütün çukurlarını ve bütün çizgilerini belli eden hafif mayosuyla bu genç kadın, karşısında en az âşığının karşısındaki kadar çıplak durduğuna göre kendisine de, yani bu meçhul erkeğe de biraz olsun aitti. Belki bu yüzden kadın yüzen kalabalığın arasında gözden kaybolduğunda içinde küçücük, geldiği gibi geçip giden bir endişe, bıçak yarasının yanında iğne batması ne ise büyük ümitsizliklerin yanında öyle kalan o tuhaf hüzünlerden birini hissetti.»
Sayfa 6
Ne çok kirlendi aşk.
Ağlasak.. ağlasak..
Yağmurlarda ıslansak
Temizlenmez sanırım aşk.
Temizlenir belki ancak,
Bir ömür aşka bakıp bakıp sussak.. /
Hatırlarım.. Gülpembe eşliğinde genç kızların el emeği, gözlerinin feri, umutla, hayallerle, sevgiyle işledikleri çeyizlerini iyi hatırlarım. Hele o beyaz yemenilerine renk renk işledikleri iğne oyası çiçekler kadar taptaze ve temizdi aşk. Bir zamanlar çeyiz sandığı vardı. İçinde hep aşk saklanırdı.. Kalmadı.. Kalmadı..
Bembeyaz, besberrak, ışıl ışıl, saf, masum, tertemiz olan o aşklar kalmadı.
Sanırım yine de biryerlerde vardır.
Aşk tamamen kalkmadan kıyamet kopmayacak.
Sanırım vardır, saklı bir yerlerde.
Sevmek, kaybetmekten korkmak duygusuna çengelli iğne ile bağlanmıştır.
Çünkü insan hiçbir umut beslemediği zaman durumu kabullenebiliyor ama kapkara bulutlar arasından iğne ucu kadar kendini gösteren bir güneş ışığını belirince bütün dünyası o ışığa bağlı yoluyor
Sayfa 262Kitabı okudu
Bu çaba, bu kavga, bu kaçıp kovalama niye ki, insan bir iğne ucu kadar kalınca?
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Umut
insan hiç umut beslemediği zaman durumu kabullenebiliyor ama kapkara bulutlar arasından iğne ucu kadar kendini gösteren bi güneş ışığı belirince bütün dünyası o ışığa bağlı oluyor. Benim ışığım yaralarımdan sızıyor. Tekrar başlıyorum mücadeleye yaralandığım yerden…
Bir gecedir sana doğru senden..
Geçen yaşadığındır, yaşarken anlamadan.
Kalan bir gerçektir belki,
Bir iğne gibi kaybolan, bir bardak gibi kırılan.
Gelen sanki beklediğindir.
Ve giden, en tadlı, en sıcak, en kocaman.
Sayfa 24
İsrail'le ticaret meselesi
Bir terzi İz bin Abdüsselam’a gelerek, ey şeyh, Haçlılar bana elbise diktirmeye geliyorlar. Ben Haçlılara elbise dikersem zulme ortak olur muyum, diye sorar. İz bin Abdüsselam’ın cevabı keskindir:
“Hayır, sen bizzat zalim olursun, sana iğne iplik satan ise zulme ortak olur.”