Şurada köşede duran görme özürlü dilencinin az ötedeki eğik, penceresiz yapıdan ne farkı var? Veya yıkılmaya yüz tutmuş, öne doğru kaymış ev, koltuk değneklerine dayanmış, iki büklüm yürüyen şu kötürümü ne kadar da andırıyor... Ya da ürkek ürkek loş bir köşeye sığınmış, üstü başı paramparça olan adam harap evlere kapanmış yaşayanlardan biri değil mi?
Sayfa 63 - Everest Yayınları