Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yalan tarih yazmak çok da zor değil.Ayrica uzun ömürlü olmuyor!
Fransa’dan gelen Yahudi Fransızca, Macaristan’dan gelen Macarca,, Yunanistan’dan gelen Yunanca konuştuğundan, önce ortak bir dil geliştirmeleri gerekiyordu. Neredeyse 2000 yıldır kullanılmayan İbranice, yeni kelimelerin ilavesi ile kurulması güçlenen İsrail’in resmi dili olarak benimsendi.
Bunca boşluk ve anlaşılmazlık nereye varabilir? Günlere tutunuruz, çünkü ölme arzusu fazla mantıksaldır, bundan dolayı da işe yaramazdır. Hayat belirgin, tartışılmaz açıklıkta tek bir gerekçeye sahip olsaydı kendini yok ederdi; içgüdüler ve önyargılar Tutarlılıkla temasa geçtiklerinde ortadan kalkarlar. Soluk alan her şey teyit edilemeyenle beslenir; birazcık mantık ilavesi bile, varoluş -Sağduyusuzluk çabası- için uğursuz olurdu. Hayata sarih bir anlam verin: Hemen o an cazibesini yitirir. Hedeflerindeki belirsizlik onu ölümden üstün kılar; bir nebze sarahat bile onu mezarlar kadar bayağılaştırabilirdi. Zira hayatın anlamını konu alan bir müspet bilim yeryüzünü bir günde ıssız bırakırdı; Arzu'nun verimli gayri muhtemelliğini de hiçbir çılgın yeniden canlandıramazdı.
Reklam
Şu düştüğümüz değersiz insan hayatı içinde ömür devresini tamamıyla geçiren kaç malıluka tesadüf ediyoruz? Memleketimizde mezar taşianna mezarda gömülü­nün doğum tarihi ilavesi de adet olsaydı yetmişe, seksene varanların azlığını görerek ümitsizliğimiz artardı.
«Büyük Türk Lügati» (Hüseyin Kâzım Kadri, 1928) kelimenin arapçadaki mânâlarını da tekrarlıyor: «İhtilâl: Hâlel vermek, ekşimek, bozukluk, karışıklık, intizamsızlık, fesat, fitne, isyan. İhtilâl-i şuur: Delilik.» Aynı eser, anarşiyi, meslek-i ihtilâliyyün ile karşılamaktadır. Yeni Lûgat'ın (A. Yeğin, 1968) bu izahlara ilâvesi şu: «Ayaklanma, devlete isyan, şerre çalışmak». Şahâdetleri çoğaltmağa lüzum yok. Osmanlı için ihtilâl, madde dünyasında bir yozlaşma, bir soysuzlaşma... sosyal âlemde ise bir fitne, fesat belirtmektedir. Çağdaş bir deyimle: Anarşi.
Sayfa 118 - İhtilal
Belki içinizde sünnet namazları ifa etmekte zorlananlarınız vardır, zar zor farzları kılıyorsunuzdur. Tamam o zaman, sadece bir sünnet ilavesi ile başlayın. Sabah namazının sünneti olabilir. Bir ya da iki hafta kadar devam edin, sonra başka bir sünneti ekleyin. Hepsini tek seferde yapmak mecburiyetinde değilsiniz, düzeninizi kendiniz kurgulayabilir, adım adım daha iyiye doğru ilerleyebilirsiniz. Fakat eğer mesele kebair (büyük günahlar) ise; "Şimdi haram yoldan kazanıyorum ama yavaş yavaş vazgeçeceğim," diyemezsiniz. Yapamazsınız. "İnsanları incitiyorum ama az az terk etmeye çalışacağım" demek olmaz. Az az terk etmek diye bir şey yoktur, bu çeşit huyları ani bir şekilde bırakmak gerek. Terk etmeye kendiniz karar vermelisiniz, çünkü büyük günahlara devam ettiğiniz takdirde bu duruma Allah müsamaha göstermeyecektir.
Sayfa 129Kitabı okudu
Ölüm Üzerine Çeşitlemeler
Hükümsüz sırları biriktire biriktire, anlamsızlığı tekeline ala ala, hayat ölümden fazla ürküntü verir: Büyük Meçhul odur. Bunca boşluk ve anlaşılmazlık nereye varabilir? Günlere tutunuruz, çünkü ölme arzusu fazla mantıksaldır, bundan dolayı da işe yaramazdır. Hayat belirgin, tartışılmaz açıklıkta tek bir gerekçeye sahip olsaydı kendini yok ederdi; içgüdüler ve önyargılar Tutarlılıkla temasa geçtiklerinde ortadan kalkarlar. Soluk alan her şey teyit edilemeyenle beslenir; birazcık mantık ilavesi bile, varoluş -Sağduyusuzluk çabası için uğursuz olurdu.
Sayfa 17 - Metis yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ziraatte, mümkün olan en yüksek düzeyde üretimi gerçekleştireceği düşünülen işletme tipi, orta büyüklükte aile işletmesi idi. Toprağın verimine göre 60 ile 150 dönüm arasında bir arazi tahsis edilen bu aile işletmelerinin yaygın biçimde korunması başlıca hedefti. Aile işletmelerinin, parçalanarak küçülmesini veya yeni arazi ilavesi ile büyük çiftliklere dönüşmesini önlemek üzere Devlet, ziraî toprakların mülkiyet hakkını fertlere bırakmaz kendi elinde muhafaza ederdi. Mîrî adı verilen bu mülkiyet rejiminde toprak, çiftçilere, babadan oğula geçecek şekilde kiralanmış sayılır; alımı ve satımı devletin sıkı kontrolü altında tutulur, vakfedilmesine ve bağışlanmasına müsaade edilmezdi. Çiftçilerin, ziraî üretimi düşürmeye sebep olacak şekilde, toprağı işlemeden tutmalarına, yahut terkederek şehirlere veya başka bölgelere göç etmelerine izin verilmezdi.
Sayfa 42 - Ötüken yayınlarıKitabı okudu
“Şu düştüğümüz değersiz insan hayatı içinde ömür devresini tamamıyla geçiren kaç mahlûka tesadüf ediyoruz? Memleketimizde mezar taşlarına mezarda gömülünün doğum tarihi ilavesi de olsaydı yetmişe, seksene varanların azlığını görerek ümitsizliğimiz artardı.”
Sayfa 42
Akrilonitril Bütadien Stiren
ABS düşük sıcaklıklarda dahi sert, rijit, tok ve görselliği ön planda tutabilecek parlaklığa sahip bir malzemedir. ABS, sanayide en çok kullanılan termoplastikler arasında yer almaktadır. Yoğunluğu 1.07 g/cm³tür. Suda batar, doymamış magnezyum kloritte yüzer. Çeşitli renkte kullanma imkanı vardır. Tabii rengi fil dişi veya beyazdır. ABS
Var aslında... Eskiden yazılmıyordu demek?
Memleketimizde mezar taşlarına mezarda gömülü­nün doğum tarihi ilavesi de adet olsaydı yetmişe, seksene varanların azlığını görerek ümitsizliğimiz artardı.
Sayfa 42 - Türkiye Iş Bankası Kültür Yayınları Türk Edebiyatı Klâsikleri Dizisi 1 6. Basım Ocak 2020Kitabı okudu
Reklam
Günümüzde böyle bi şey var ama ne yazık ki aldıranlar pek yok artık.
Memleketimizde mezar taşlarına mezarda gömülünün doğum tarihi ilavesi de âdet olsaydı yetmişe, seksene varanların azlığını görerek ümitsizliğimiz artardı.
Hayat belirgin, tartışılmaz açıklıkta tek bir gerekçeye sahip olsaydı kendini yok ederdi; içgüdüler ve önyargılar Tutarlılık’la temasa geçtiklerinde ortadan kalkarlar. Soluk alan her şey teyit edilemeyenle beslenir; birazcık mantık ilavesi bile, varoluş -Sağduyusuzluk çabası- için uğursuz olurdu.
Bir yanda insanların bizimle ilgili algıları var, öbür yanda ise hakikat var. İnsanların algıları, bizim algılarımız ve ha­kikat. İnsanların algıları sizin başarılı olduğunuz yönünde, ilim sahibi olduğunuz yönünde yahut bir başarı elde ettiğiniz yönünde olabilir. Yahut tam tersi de olabilir, belki insanlar sizin kıymetsiz biri olduğunuzu düşünüyorlardır. Fakat en nihayetinde insanların algılarının hiçbir değeri yoktur. Allah'ın huzurunda hiçbir şey ifade etmez. Ne hanenize bir ilavesi olur ne de bir şey eksiltir. İnsanların eleştirileri sizden hiçbir şey götürmediği gibi, insanların övgüsü de size bir şey katmayacaktır. Katamaz.
***
249 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.