Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Cumhuriyet dediğin korkak babalar tarafından kaybedilir, yürekli evlatlar tarafından geri alınır. Mustafa Kemal ilelebet payidardır.
”Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır!”
Reklam
İstanbul'da zamanı kaybettik, izini toza kaptırdık. Dünde bıraktık anı ve unuttuk dostu yaranı. Ahmak avlayan malihülyaları eliyoruz şimdi. Badem helvasına sarımsak eziyor, ateşi pamuğa düşürüyoruz. Simitçiler geceleri fener taşımıyor; köşk bahçelerini tek başına bekleyen çınarlar alıp başını gittiler... (...) Ah İstanbul!.. Sonsuza uzanan zamanda mevsimleri elerken, kaç aşkı daha öğüteceksin kim bilir!..Zamanın ruhu, en ziyade sende yaşar çünkü... Gel zaman...git zaman!.. İstanbul, minelezel, ilelebet...
16 Haziran'da İzmir'e gelen Mustafa Kemal Paşa halkın coşkun sevgi gösteriyle karşılandı ve halka hitap ederek şu ünlü sözlerini sözledi: " Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyet'i ilelebet payidar kalacaktır ve Türk milleti emniyet ve saadetini zamin prensiplerle medeniyet yolunda tereddütsüz yürüyecektir."
Burger King, Shell, Garanti Bankası... işte size içinde ilelebet yaşayabileceğiniz bir üçgen...
Sayfa 111Kitabı okudu
AKP Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu: " Allah'a yemin ederim ki Erdoğan; Türkiye'nin ilelebet, ezeli ve ebedi başkanıdır."
Reklam
Unutulmamalıdır ki; Eğer kanun hiçbir zaman ihlal edilmemiş olsaydı, dünün kanunu ilelebet hükmünü sürer ve insan da, acıklı bir şekilde inkıraza uğrayan en eski ceddi, Pithecanthopus Erectus'tan bir adım daha ileri gidemezdi.
Hırsızlık
Gençliğe hitabe! Ey Türk gençliği… Birinci vazifen, ayakkabı kutusunu, para sayma makinesini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli, ayakkabı kutusudur. Bu ayakkabı kutusu, senin en kıymetli hazinendir, istikbalde dahi, seni bu ayakkabı kutusundan mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici
Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Dünyanın en mutlu insanı olduğumuz veye üzüntüden hiçbir yerlere sığamadığımız zamanlar ardı ardına değil midir? Ve her seferinde biz o duygunun sanki ilelebet süreceğini zannetmez miyiz? Yani.. Aslında ne mutluluk sonsuzca.. Ne acı ve üzüntü.. Öyleyse her daim; ''Aldırma gönül..'' Çünkü.. Her gözyaşının ardında tebessüm, her tebessümün ardında burukluk.. Şimdi kış.. İlkbahar gelmeyecek mi?
Sayfa 87
Reklam
Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! Mustafa Kemal Atatürk 20 Ekim 1927
Niçin ölümden bu kadar korkuyorsunuz?.. Ölüm bugünkünden daha çok yaşamak demektir; ölüm ilelebet ve bin bir şekilde yaşamak demektir. Düşün ki şimdi bu vücudun dağılıp sen artık yaşamadığını zannettiğin zaman hepimizden, bütün yaşayanlardan çok bir hayata malik olacaksın... Mesela bir uzvun iri bir kayada yosun halinde yeşerirken diğer bir uzvun bir damla yağmur suyu halinde uzak bir denize dökülecek... Bir parçan eskicinin tamir ettiği kunduraya kösele olarak çivilenirken diğer bir parçan bir mandarinin sofrasındaki nefis çay takımını teşkil edecek. Namütenahi şekillerde yaşayacaksın delikanlı ve namütenahi zamanlarda yaşayacaksın. Yalnız şimdiki hayatından bunun ufak bir farkı olacak: O zaman yaşadığını bilmeyeceksin, sende mevcudiyetinin şuuru olmayacak... Fakat ne ehemmiyeti var? Esas mesele yaşadığını bilmek değil yaşamaktır. Ve sana yaşayacaksın diyorum... Niçin üzülüp duruyorsun öleceğim diye?..
Sayfa 208Kitabı okudu
Benim nâçiz vücudum birgün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. -Mustafa Kemal ATATÜRK
İlelebet payidar. Mustafa Kemal.... 77 senedir konuşmuyor. Can kulağıyla dinliyoruz. 13 senedir konuşuyorsun. Ciddiye alıp dinleyen yok... Cumhuriyet budur...
Gazete
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.