Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
-------------------------------------------------------------------------------- 80’ler bir yandan çerçevesini baskının, yasağın, devlet şiddetinin çizdiği bir dönemdi. bir yandan da, bu toplumun daha az tanışık olduğu bir başka iktidar biçiminin, ilk bakışta kendini bir kurumsuzluk olarak sunan, yasaklayıcı değil oluşturucu, kışkırtıcı, içerici
344 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Gönülden Gönüle Bir Bağ Vardır
Gönül, Sōseki'nin hayatının son demlerinde kaleme aldığı kurgularından biri. Adından olsa gerek bir aşk romanı okuyacağım diye düşünseniz de sizi bu konuda ters köşe yapıyor. Gönül -Japonca adıyla Kokoro-, Modern Japonya edebiyatının önemli temsilcilerinden Natsume Sōseki'nin kült eserlerinden biri olarak görülüyor. Ülkesinde Dazai’nin
Gönül
GönülNatsume Soseki · İthaki Yayınları · 20221,542 okunma
Reklam
384 syf.
1/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Öncelikle olur da okumaya karar verirseniz önerim
Helen Oyeyemi
Helen Oyeyemi
’nin sunuş yazısından uzak durmanız. Birinci nedeni,
Jorge Luis Borges
Jorge Luis Borges
’in tanıtım yazısından kopyala yapıştır yapılmış olması. İkinci nedeni, sıfır utanmayla hikayeleri tamamen anlatarak mahvetmesi. Oyeyemi’den o kadar nefret ettim ki okumak istediğim kitabını listemden çıkardım. Borges’in yazısı ise başka birinden çalıntı değil; sevgiyle kalpten yazılmış. Ocampo’yla arkadaşlığı gözlerimi dolduracak kadar şefkat dolu bir yazı haline getirmiş sunuşunu. Ocampo’nun kendi sunuşu ise bana
Clarice Lispector
Clarice Lispector
havası verecek kadar feminen mistik ve lirisizmle doluydu. Daha hiçbir hikayesini okumadan Ocampo’ya aşık oldum. Bu nedenle ilk iki hikayeden hoşlanmayınca hemen bir umutsuzluğa kapılmadım. Ve açıkçası takibindeki The Impostor ve Autobiography of Irene hikayeleri nefes kesecek kadar fevkaladeydi! İstediğim, aradığım her şeydi bunlar. Sonra yere çakıldı. Hemen her hikaye birbirinin aynı formata sahip. Çoğunluğu birinci şahıs anlatıma sahip olsa da anlatıcılar arasında en ufak bir ton farkı bile yok. Konular birbirinin kopyası haline geliyor, sanki aynı hikaye tekrar tekrar baştan yazılmış gibi. Öyle ki, üç tanesini falan okusanız hepsini okumuş sayılırsınız.
Mariana Enriquez
Mariana Enriquez
’in neden sıklıkla Ocampo’yla karşılaştırıldığını anlamak çok kolay: her iki yazar da sanki bir yere gidecekmiş gibi hissettiren konular kurgulayıp bunları olabilecek en baştan savma hızla, en orijinallikten ve heyecan vericilikten uzak, en yavan, en antiklimaktik sonlarla noktalıyor. Geriye koca bir hüsran kalıyor.
Thus Were Their Faces
Thus Were Their FacesSilvina Ocampo · NYRB Classics · 20151 okunma
520 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Okuduğum üçüncü Orhan Pamuk kitabı Benim Adım Kırmızı; Masumiyet Müzesi ve Kırmızı Saçlı Kadın’a göre en çok beğendiğim kitabı oldu. Bu kitaptan sonra Orhan Pamuk külliyatını okumaya karar verdim ve hayranlığım katlandı desem yeridir. Türk yazarlar içinde beni Ahmet Hamdi Tanpınar kadar etkileyen tek yazar ve yaşayan en iyi Türk yazar olduğunu da
Benim Adım Kırmızı
Benim Adım KırmızıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202316,2bin okunma
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Evsizler Şarkı Söyler mi?
Evsizler Şarkı Söyler belki bir ilk kitap ama özellikle öykü dili kurulumu adına çok şey vadediyor. Kitapta yer alan yirmi öykünün önemli bir kısmında "ben" anlatıcı kullanılmış. Anlatıcılar o kadar iştahlı ki diliyle okuru vurup geçiyor. Bazı kitapları okuduğunuzda bir an önce masanın başına oturup yazmak istersiniz. Bu duyguyu en son
Evsizler Şarkı Söyler
Evsizler Şarkı SöylerGülhan Tuba Çelik · İz Yayıncılık · 2018107 okunma
405 syf.
·
Puan vermedi
·
25 günde okudu
SEVGİ SARACAK YARALARIMIZI
Liseden beri en fazla merak ettiğim ve okumak istediğim kitaplardan biriydi. Çünkü benim yaşlarımda olanlar bilirler bir Twilight serisi vardı ve herkes müptelasıydı. O kitapta da Bella’nın elinden düşmeyen ve ilginç bir şekilde kendi ile özdeşleştirdiği kitaptı Uğultulu Tepeler. Birkaç kere elime aldım yok olmuyor. 2023’ün sonunda başladım ve yoğunluğum nedeniyle ancak bitirdim. İlk 200 sayfa çok yavaştı ve kasvetliydi. Sonradan bir açıldı. Nasıl nasıl olamaz diye okudum. Öncelikle Emily Bronte’nin ilk romanı olmasına rağmen bu kadar güzel nasıl yazabildiğine hâlâ inanamıyorum. Aynı zamanda son romanı çünkü genç yaşta vefat ediyor. Konusuna gelirsem hikaye 2 kişi üzerinden anlatılıyor. Çiftliğe kiracı gelen Mr. Lockwood ve Mrs. Dean evin kahyası anlatıcılar. Aynı zamanda Lintonlar ve Earnshawlar da romanın ana ve tek unsuru iki aile. Baba Earnshaw’ın Heathcliff adında bir çocuğu aileye getirmesi ile başlıyor. Tabii kendi çocukları bu evlatlık çocuğu sevmiyor. Evin büyük ve erkek oğlu zaten hiçbir zaman sevmiyor. Evin küçük ve kız çocuğu Catherine ise arkadaşça daha sonra da aşık olarak seviyor. Ancak evlenemiyorlar. Ancak romanda evlendikleri kişileri, neler olduğunu daha fazla detaylandırmayacağım çünkü zaten konu itibariyle tahmin edilebilir ve sürprizi kaçmasın. Değinmek istediğim son konu ise, romanda bir yerde kızdığınız, Allah seni kahretmesin ne biçim birisin dediğiniz bir karaktere başka bir yerde acıyorsunuz. Ve günümüzde de çokça rastladığımız aile ve yuva sevgisinin, sevilmenin, değer görmenin aslında ne kadar önemli ve insanın kişiliğinin üzerinde etkili olduğunu bizzat görüyoruz.
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 202142,1bin okunma
Reklam
320 syf.
8/10 puan verdi
·
10 günde okudu
İlksöz: Yaşam vardır ölümle biter, ölüm vardır doğumla başlar. 1930'ların İran'ı, daha doğrusu Güney Azerbaycan denilen İran'ın kuzeyi Erdebil şehri hikâyenin mekanı. Hikâyenin ortasında da ataerkil bir aile. Muhafazakar bir baba, tüm amacı çarşının iyi bir yerinde olan kuru yemiş dükkanını oğullarına devredip onların işi daha da
Ölü Ruhlar
Ölü RuhlarAbbas Maroufi · Etna Kitap · 2010181 okunma
·
Puan vermedi
İlksöz: Yaşam vardır ölümle biter, ölüm vardır doğumla başlar. 1930'ların İran'ı, daha doğrusu Güney Azerbaycan denilen İran'ın kuzeyi Erdebil şehri hikâyenin mekanı. Hikâyenin ortasında da ataerkil bir aile. Muhafazakar bir baba, tüm amacı çarşının iyi bir yerinde olan kuru yemiş dükkanını oğullarına devredip onların işi daha da
Ölüler Senfonisi
Ölüler SenfonisiAbbas Maroufi · Sonsuz Kitap · 2009120 okunma
344 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
"Bekliyorum ve Büyük Ateş, Suat Derviş külliyatının önemli parçalarından olan bu iki romanın, tefrika edildikleri 1930'lu ve 50'li yıllardan bugünlere ulaşıp okurla buluşması heyecan verici. Onu Bekliyorum Cumhuriyet 21 Nisan -16 Mayıs 1935 26 Tefrika, Büyük Ateş Son Posta 1 Kasım 1949- 20 Ocak 1950 81 Tefrika İkisininde ana fikri
Onu Bekliyorum
Onu BekliyorumSuat Derviş · İthaki Yayınları · 202072 okunma
188 syf.
9/10 puan verdi
Olan bitenden kaçmak için neler yaparsınız? Akşam trafiğinden, gürültüden, market sırasından,... Alice, George, Rose, Suzette, Linda, Clarence, Alex, Sydney ve adı geçen diğer karakterler yüzmeyi tercih ediyor. Yavaş, orta ve hızlı kulvarlarda; bir havuzda yüzüyorlar, uzun zamandır, ve böyle uzaklaşıyorlar karmaşadan. Yüzmek onlar için bir çeşit
Yüzücüler
YüzücülerJulie Otsuka · Domingo Yayınları · 2023246 okunma
Reklam
Öykü Nasıl Yazılır-1
O Ses Sen Değilsin Diyelim ki ne yazacağımızı bulduk; olayı, kahramanı zihnimizde tasarladık. Yazar olarak niyetimizi ne ölçüde açık edeceğimizi ne ölçüde saklayacağımızı kurguladık. Değineceğimiz meseleleri, kullanacağımız mekânları, kanatlandıracağımız imgeleri seçtik. Bir öykünün iç dinamiğini yani merkezini teşkil edecek sorun yumağını
Sayfa 6 - Emin Gürdamur:
43 öğeden 31 ile 43 arasındakiler gösteriliyor.