Bir toprağın yurt olması, vatan olması için oranın ruhunu, duygusunu, ille de sevinçlerini, acılarını, rengini, kokusunu içinde hissetmek gerektiğini bilmiyordum.
"Buralara yabancıyım. Yeni bir ülkede yeni bir yaşam kurmak üzere İstanbul'dan ayrıldığımızda çocuktum. Bir toprağın yurt olması, vatan olması için oranın ruhunu, duygusunu, ille de sevinçlerini, acılarını, rengini, kokusunu içinde hissetmek gerektiğini bilmiyordum.
...
Üç katı aşıp çatıya tırmanmış, daha üst katlara çıkmak için dal budak salan dev morsalkımı mutlaka korumalıyız desem, dünyadan habersiz, hayaller peşinde, tuzu kuru bir yabancı sayıp küçümserler mi beni?"
Aziz kardeşlerim, sözlerime, eski A.P.li arkadaşlarımı selâmlamakla başlıyorum. Benim kendilerine hiçbir kırgınlığım yok. Sözüm A.P. yöneticilerine karşıdır.
Kardeşlerim: Adalet Partisi iktidara hak yolunda, halk için sloganı ile geldi. Fakat çok geçmeden soluğu kesildi. Hakkı da halkı da bıraktı. Yerli, milliyetçi fikirleri yadırgadı.
"Ordunun libido yapısına ilişkin bu görüşe karşı, vatan düşüncesine, ulusal şan ve şerefe, ordunun dağılmamasında rol oynayan pek önemli daha başka kimi etkenlere yer verilmediği itirazı haklı olarak yöneltilebilir. Böyle bir itiraza verilecek yanıt, orduda libidonun artık pek yalınkat sayılamayacak bir başka kitlesel bağlanım oluşturduğudur. Sezar, Wallenstein ve Napolyon gibi büyük komutanların kanıtladığına göre, yukarıda adı geçen etkenler bir ordunun varlığını sürdürebilmesi için ille de zorunlu değildir."
-A kızım, dedi, yalnız ağlamanın tadı olur mu hiç? İnsan, kendi kendine de konuşur ama, yine de ille konuşacak birini arar… Ağlamak başka, ağlaşmak başka…
Mustafa Kemal Paşa'nın Ünlü Uyarı Raporu (20 Eylül 1917)
Mustafa Kemal Paşa, içinde bulunulan ve gittikçe kötüleşen idari, mali, askeri durum nedeniyle ve kötü yönetim yüzünden Enver Paşa'ya ve hükümete kızıyor, özellikle Almanların her dediklerine ve istediklerine kayıtsız teslim olunmasını içine sindiremiyordu. Bu ne denle oturdu 20
Adalet Ağaoğlu'nun "Romantik bir Viyana Yazı romanından..Kamil Kaya Kastamonu'da bir öğretmendir.Bir gün derste öğrencilere kim buranın kimler tarafından ne zaman kurulduğunu biliyor diye sorar fakat cevap alamaz.Bunun üzerine"Ayıp,insan doğduğu,hem de doyduğu yeri bilmezse ne memleketinin ne dünyanın tarihini bilebilir.İşte ilk ödeviniz:Kastamonu'nun kalesini,kitaplığını,Atabey camisini....gidin,bakın,öğrenin gelin.
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker/Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer!
Bilmediğin bir vatan toprağı için nasıl öleceksin ille ölünecekse.."der.
Bir Tibet metninde, "Vatan, çölde bir konaklama yeridir sadece," denir. Ben o kadar uzağa gitme yeceğim: Çocukluğumun manzarası için dünyanın bütün manza ralarını verirdim. Ayrıca eklemem gerekir ki, çocukluğumu bir cennete dönüştürüyorsam, bunun tek sorumlusu hafızamın sa katlıkları ve gözbağcılığıdır. Kökenimiz hepimizin peşinde; be nimkinin bende uyandırdığı hisler, tercümesini ille de olumsuz terimlerde; kendini cezalandırmanın, üstlenilmiş ve açığa vurul muş aşağılanmanın, felakete rıza göstermenin dilinde buluyor. Böyle bir vatanseverlik psikiyatrinin alanına mı girer? Kabul ediyorum, fakat başka bir türünü de düşünemiyorum ve alınya zılarımız göz önünde tutulursa-niçin sizden saklayayım?-bana tek makulü gibi görünüyor.
'POPÜLER GERİLİM'
Aynı konuya, Göksel Aymaz'ın yaklaşımı ise şöyledir: "Şiirleri yıllarca yasaklanmış komünist bir vatan haini idi Nâzım. Şimdiyse bir playboy! Medyanın diline düşenin hali budur işte. Onun doğal refleksi bu; ille sansasyonel olacak. O nedenle, örneğin cebinden dökülen bozuk paralar gibi ülkeler
Bir toprağın yurt olması, vatan olması için oranın ruhunu, duygusunu, ille de sevinçlerini, acılarını, rengini, kokusunu içinde hissetmek gerektiğıni bilmiyordum.