Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

C

95 syf.
8/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Gerçekten “Tatsız Bir Olay” olduğunu ve okurken ciddi anlamda o utancı, o gerginliğini hissettiğimi söyleyebilirim. İyi iş, Dostoyevski. Güzel bir öyküydü.
Tatsız Bir Olay
Tatsız Bir OlayFyodor Dostoyevski · Oda Yayınları · 19995bin okunma
Reklam
115 syf.
8/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Çok sadece ama çok akıcı bir eserdi. Mustafa Kutlu ile tanışmam Ya Tahammül Ya Sefer eseriyle olmuştu ama bunu daha çok beğendim. Hoş bir tat bıraktı.
Uzun Hikâye
Uzun HikâyeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 200536,2bin okunma
520 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Muhteşem bir eser. Dolu dolu, çok yönlü işleyişiyle insanı mest ettikten sonra bitirince insanın bakakalmasına neden olan bir “sona” sahip. Okuduğum ilk Jack London eseriydi, belki geç kaldım ama bundan sonra son olmayacağını söyleyebilirim. Uzun zaman sonra her şeyiyle beni mest eden bir kitaba rastladığım için yazara minnet doluyum. Umursamama ihtimali olsa da.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
211 syf.
4/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
-Çok ciddi spoiler yok- Kırmızı Saçlı Kadın romanını bitirdim. Genel olarak kurgusunu beğendim ama Orhan Pamuk harbiden aralara zoraki olarak bir sürü mesaj sıkıştırmış. Evet, herkes bir taraftır ama artık bir yerden sonra öyle çiğ gelmeye başladı ki. Silivri Cezaevi’nden bahsederken kullandığı, orada daha önce yatmış olan “darbeci askerler” ifadesi mesela. Genelgeçer bir ifadeymiş gibi kullanmış. Üstelik böyle ufak dokundurmaları ana karakter Cem’in ağzından dinledikten sonra bir de Kırmızı Saçlı Kadın’dan dinliyoruz. Yazık, inanılmaz bir yeteneği var. Nobel’den sonra da uluslararası bir kitlesi oluştu, muhtemelen de o kitle bu yazdıklarını yiyordur. Benim damağımda ise çiğ bir tat kaldı.
Kırmızı Saçlı Kadın
Kırmızı Saçlı KadınOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201950,3bin okunma
480 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
"Akçabardağım, ak çiçeğim, bir tanem." Biraz ilerledikten sonra insanı öyle güzel saran bir kitap ki bu; ama bir yandan da içim sızım sızım sızladı. Canım yandı okurken, bitirirken yine canım yandı. Edebiyatımızın en güzel eserlerinden biri. Sen hiç merak etme İlay, çiçekler büyüyecek.
Çiçekler Büyür
Çiçekler BüyürEmine Işınsu · Bilge Kültür Sanat · 2012922 okunma
Reklam
238 syf.
7/10 puan verdi
Hoşgörüye ve inanca adanmış bir kitaptı. Hayatını anlattığı Mani kişisine karşı bende ilgi uyandırmayı başarsa da bazen, “böyle şey olur mu yahu” da dedirtti. Ortalama.
Işık Bahçeleri
Işık BahçeleriAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20204,082 okunma
576 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Okuması inanılmaz bir haz verdi. İnce ince işlenen güzel ayrıntıları, betimlemeleri, karakter tahlilleri ve kendi karakterlerinin de imada bulundukları “tesadüf”leri... Her şeyine bayıldım. İyi ki okudum. Tadı damağımda kaldı. Hüznüyle.
Üç İstanbul
Üç İstanbulMithat Cemal Kuntay · Oğlak Yayıncılık · 20202,421 okunma
276 syf.
8/10 puan verdi
·
20 saatte okudu
İsminden dolayı okumayı biraz olsa da ertelediğim bir kitaptı. Yeşilçam filmlerini andıran bir hikaye olsa da üslubuyla okuttu; zaman zaman şaşırttı ve zaman zaman kendimi hikayede bulduğum anlar oldu. O eski kalp ağrılarına tekrar tutulmaktan, hele ki vahşi ve yabancı diyarlarda, ben de korkuyorum.
Kalp Ağrısı
Kalp AğrısıHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 20232,277 okunma
1/10 puan verdi
Toplumumuzun tarih konusunda kimleri okuması gerektiği konusunda yaşadığı sıkıntının en güzel örneği de bu ve kardeşi olan kitaplar. Yazık ki ne yazık.
Otağ 1 / Büyük Doğuş
Otağ 1 / Büyük DoğuşAhmet Şimşirgil · Timaş Yayınları · 2017385 okunma
313 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
‪Yatmadan evvel bir bölüm okuyayım diye başladım, 200 sayfa okumuşum. Bazı yerlerde onlarla birlikte heyecanlandım, yas tuttum, Mustafa Kemâl’in çektiği acılardan sonra gülen yüzü benim de yüzümü güldürdü. ‬İyi ki okudum.
Türk'ün Ateşle İmtihanı
Türk'ün Ateşle İmtihanıHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 20192,844 okunma
Reklam
576 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
İnanılmaz bir kurgu, inanılmaz bir hayal gücü. Bulgakov, insanı onun zihnine hayran bırakıyor. Tamamen kendisine özgü bir roman olmuş. Moskova’dan Kudüs’e uzanan anlardan ayrıca keyif aldım.
Usta ile Margarita
Usta ile MargaritaMihail Bulgakov · Can Yayınları · 20197,1bin okunma
150 syf.
9/10 puan verdi
Babamız Atatürk
“Hayatınızı ana-babanıza, hür, şanlı ve şerefli Türklüğünüzü Atatürk’e borçlusunuz” diyor Falih Rıfkı Atay. Ve ekliyor, “size babanız Atatürk’ün nasıl yetiştiğini, neler yaptığını, nasıl bir insan olduğunu anlatmak istiyorum. Onunla, niçin övündüğünüz kadar, nasıl onun gibi olacağınızı öğreniniz.” Babamız Atatürk, ona en yakın olan isimlerden biri tarafından bize anlatılıyor. Bize de bir kez daha onun evladı olmakla övünmek düşüyor. Ve ona layık olmak için yaşamak...
Babanız Atatürk
Babanız AtatürkFalih Rıfkı Atay · Pozitif Yayınları · 2023674 okunma
384 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Mayday! Açıkçası başlamak için uzun zaman beklediğim kitaplardan birisiydi, bir gün beklemekten başka çaremin olmadığı bir gün, başladım. Başlangıçta anlam veremiyorsunuz; teyzeler, Marthalar, başının iki yanındaki kanatlar, damızlık, eşler, ayin, muhafızlar. Bunları oturtmanız gerekiyor. En azından benim için öyle oldu, 15-20 sayfa sonra tamamen
Damızlık Kızın Öyküsü
Damızlık Kızın ÖyküsüMargaret Atwood · Doğan Kitap · 201911bin okunma
208 syf.
10/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Hüseyin Nihâl Atsız’ın “Arkasında olmasaydı şanlı bir mazî, bu milletten çıkar mıydı bir büyük gazi?” dizeleri aklıma geldi okurken. Bir yandan da Atatürk’ün bu kitabı neden tavsiye ettiğini daha ilk sayfalarda kavradım. Atatürk bu milletin kendi ayakları üstünde durmasını istiyordu. Sonsuza kadar yaşamayacağının bilincindeydi, “kurtarıcı” olmuştu belki ama bu milletin bağrından koparak kurtarıcı olmuştu. Atatürk, milletin maneviyatının ete kemiğe bürünmüş somut bir örneğiydi. Ama ölümlüydü nihayetinde. Ve bir gün milletine veda etme zamanı geldiği zaman o milletin kendisinden sonra nasıl kendi ayaklarının üstünde durmaya devam edeceğine dair, başarısı kanıtlanmış, bir el kitabı niteliğinde Beyaz Zambaklar Ülkesi. Kurtarıcı milletin kendisidir, kurtarıcı sizsiniz. Şikayet etmek yerine nasıl düzeltebileceğinizi düşünün, sorumluluk alın ve inanın. Bu güzel kitap tavsiyesi için Başbuğ Atatürk’e minnettarlığımı sunarım. Vefatından sonra dahi bize yol göstermeye devam ettiği için...
Beyaz Zambaklar Ülkesi
Beyaz Zambaklar ÜlkesiGrigory Petrov · Ayrıntı Yayınları · 201799,2bin okunma
224 syf.
8/10 puan verdi
·
17 saatte okudu
‪O doğmadan çağlar önce geleneklerle onun için biçilen kaderle onu bekleyen kaderin arasında sıkışıp kalmış bir kadının öyküsünü okudum. Meksika mutfağı, Meksikalı bu kadının kendisini ifade edebilmek için tek yoldu. Yazının bundan sonraki kısmı okumayanlar için spoiler içerir. Empati kuramayan annesi Elena, kızlarını aynı evin içinde korkunç bir kaderin ortasına atmıştı. En küçük kızı sırf en küçük kızı olduğu için evlenemezdi. Annesine bakmakla yükümlüydü. Bu yüzden evin en küçük kızı Tita, sevdiği adam olduğu istemeye geldiğinde ablası Rosaura’yla sözlenmesine şahit olmuştu. Pedro’nun onunla sözlenmesinin tek sebebi ise Tita’ya yakın olabilmekti. Elena, daha önce kendisi de sevdiği adama kavuşamamış bir kadın olmasına ve hatta gayrimeşru bir çocuğu olmasına rağmen, kızının sevdiği adamla aynı evde yaşarken tek bir bakışını bile yakalarsa ahlaksızlıkla suçluyordu. Kitap boyunca empati kurmaya ve kendince sebepleri olduğunu düşünmek için kendimi zorlasam da olmadı.
Acı Çikolata
Acı ÇikolataLaura Esquivel · Can Yayınları · 20193,272 okunma
1062 syf.
9/10 puan verdi
Okumak için final sınavımda sorumlu olduğumdan belki de sabır isteyen bir kitaptı benim için. Ama bir o kadar da şahane. Her ailenin kendisine özgü bir mutsuzluğu olduğunu ilk cümlede ifade ettikten sonra Karenin ailesinin mutsuzluğu etrafında dalga dalga etrafına, diğer ailelere yayılan ve bulaşıcı bir hastalık gibi onlara da geçen mutsuzluğa şahit oluyoruz. Bunun en geç farkına varan kişi ise Anna Karenina’nın kocası oluyor.
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939,2bin okunma
Reklam
255 syf.
10/10 puan verdi
Safiye Erol Hanımefendi bu yüzyılda yaşayan birçok kişide olduğu gibi bende de “nasıl bu kadar geç keşfettim” hissini uyandırdı. Ben de herkes gibi Ciğerdelen’le ona tutkuyla bağlanmış olsam da Ülker Fırtınası nedendir bilinmez, çoğu kişiden farklı olarak, beni daha çok etkiledi. Safiye Erol aşkı gerçekten en iyi ifade eden yazar olmasının yanısıra sanırım benim duygularımı, düşüncelerimi; hatta kafamın içindeki savaşları dahi ben doğmadan önce kağıda dökmüş. Hikaye farklı olsa da kendi değerini bilmeyip acı çeken, heba olan, yolunu kaybeden ve sonra son kez şansını sevdiği adama karşı, olmayacağını bile bile, son kez deneyen Nuran’ın hikayesi bu. Nuran evli bir adama, bir Yahuda’ya, verdiği zararların farkında olmayan bir köre ama yaratılışı bakımından da böyle olmaya mecbur olan Sermet’in uğruna harcadı kendini. Ancak bunun sonunda fark ettiği şey ise bunun onu kendi yolunu çizmesi için karşısına çıkan bir dönemeç olduğu. En azından bana göre. Unutmadan, Selçuk’un gösterdiği ama sonu kesinleşmeyen o sabırlı, şefkatli ilgi de romanın güzel taraflarından biriydi. Cumhuriyeti kuran neslin evlatlarının hikayesi bu, o zamanların Yeni Türkiyesi.
Ülker Fırtınası
Ülker FırtınasıSafiye Erol · Kubbealtı Neşriyatı · 2000251 okunma
896 syf.
4/10 puan verdi
Margaret Mitchell, Rüzgar Gibi Geçti’nin bittikten sonra dahi aklımızı işgal etmekten vazgeçmeyeceğinden emin olmuştu. Eğer bu kitabı okumayı düşünüyorsanız, siz de durumdan haberdarsınızdır. Ancak Rüzgar Gibi Geçti Mitchell’ın ilk ve tek romanı olduğu için ondan sonra devamını yazmayı başka yazarlar denedi. Alexandra Ripley de onlardan biri. Kendi içinde değerlendirdiğimizde okunabilir, çerezlik bir kitap olmasına rağmen en sevdiğim romanın mirasına layık görmüyorum. Karakterler adeta karakterlerini yitirmişler. Rüzgar Gibi Geçti yayınlandığı günden bu yana her zaman kendisinden sonra benzer/benzemeye çalışan aşk romanlarına ilham kaynağı oldu. Esin kaynağı olan bir romanın devamının ise böyle klişelerle dolu bir kitap olması insanda “okumasaydım da olurdu” hissini uyandırıyor.
Scarlett
ScarlettAlexandra Ripley · Simavi Yayınları · 199127 okunma