"En iyisi sana imdat etmektir. Özlemektir seni, geberesiye."
Sayfa 36Kitabı okudu
Sen bir köysün
Anadolu’da bir dağ başında.
Sen şehrimsin
en güzel ve en acılı
Sen bir imdat çığlığısın, yani memleketimsin
Sana doğru koşan adımlar— benim.
Sayfa 7Kitabı okudu
"Herkes o kadar yaralı ki...
Kendi imdat çığlıklarından, duyamıyor kimse birbirini."
Allah'ım! Günahlarımız yüzünden önümüze hayatın ve ölümün en korkunç perdesini indirdiğin dakikalarda bile biz seni sevecek, sana inanacak ve senden imdat bekleyeceğiz.
Sayfa 207 - ÖtükenKitabı okudu
"Düşünebiliyor musunuz? Biri, ölmek üzere olan bir insanın imdat çığlığını duyuyor ve televizyonunu rahatça izleyebilmek için kapıyı kapatıyor. Tanrım, bu dünya ne hale geldi böyle ?"
Sayfa 32 - Pegasus
4- İŞSİZ KALMAMAK her Türkün hak ve özgürlüğüdür. İşsize
ses, imdat ve iş vermek, zincirleme bütün devlet aygıtının, bilhassa yürütme gücünün birinci görevidir. İş verilemeyene tazminat ödenir. Hiç kimse, meşru olmak şartıyla dilediği meslek,
sanat, ticaret ve işten, beceriksizliği zarar getirmedikçe, mahrum
edilemez.
Sigarasını çıkarıyor. Sigara, samsun. Ezilmiş sigara paketi. Paketin içinde birkaç sigara kalmış. Gözlerime bakarak uzatıyor.
"Yak"
"Sağol, ben verim sana, bak benim sigaram daha çok, al buradan yak."
"Olmaz! Sen garibana benziyor gardaş, buradan yak."
Hangimizin daha gariban olduğunu düşünüyorum, gülümsüyorum.
Sayfa 106Kitabı okudu
Kendi içimde tutsak olduğumu, diri diri gömüldüğümü nasıl bilebilirlerdi? İmdat çığlığı atmamıştım ki !
Ezd
Cümle, bir tılsıma dönüşmeden önce can çekişir haliyle. Kayıtsız kalamaz ki bir anda harflerin imdat sesine. Ah her bir gönüle düşen ciğer pare! Gizli özne sensin, satıra düşersin, o ummalı yutkunuşun bitiminde.
Kendi içime hapsolduğumu,diri diri gömüldüğümü nasıl bilebilirlerdi? İmdat dememiştim ki!
Sayfa 134 - YkyKitabı okudu
