Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer
*Yazar
#Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Cahit Koytak| “Hira’dan Piste İniş” Üzerine Uçuk Sorular şiirinden..
I
Bugün inecek olsaydı, bir ikinci sefer
Allah’ın son elçisi, Hira’dan,
Çukur tümsek, çukur tümsek, ‘Yol’u düzeltmek
Ve raftan indirip, tozunu almak için
Yazılara gelince a**** olduklarını düşündüklerim genellikle inattalca şeyler yazmışlardı ve gözüme güzel gelenler güzel şeyler söylüyordu bunların bir kısmı o kadar komikti ki kıkır kıpır gülmeden duramadım. Dindar olanlar hemen inanç konularını açmış eğitimleri ise baştan sona ahlakı sorumluluklardan dem vurmuşlar politikacılarda Çin şiirinden bahsedip durmuş. Yazarlar bir havalara girerek büyük kelimeler kullanmışlar. Hepsi kendilerini pek bir beğenmiş.
Sayfa 18 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Dindar olanlar hemen inanç konularını açmış, eğitimciler ise baştan sona ahlaki sorumluluklardan dem vurmuşlar, politikacılar da Çin şiirinden bahsedip durmuş. Yazarlar bir havalara girerek büyük kelimeler kullanmışlar. Hepsi kendilerini pek bir beğenmiş.
Necip Fazıl Kısakürek'in Çile şiirinden;
"Burnum değdi burnuna yok'un
Kustum öz ağzımdan kafatasımı"
Sayfa 68Kitabı okudu
Allah'ın rahmetinden ümidini kesme,en büyük kabahat o olur. Çok günâhkarsın ama af var, rahmet-i ilâhi var, ümit kesilmedi, ümit kesmek en büyük suç olur.
// Sultan Fâtih'in şiirinden.
Sayfa 47Kitabı okudu
Agâh Sırrı Levend'in mükemmel yazısı
MEHMET EMİN YURDAKUL'UN KİŞİLİĞİ
Agâh Sırrı Levend
Bir toplumda beliren yeni düşünce akımlarını, değişen edebiyat ve sanat hareketlerini, kendilerini meydana getiren nedenleri incelemeden, yalnız görünüşlerine bakarak açıklamaya çalışmak çok yanıltıcı olur. Kişisel bir heves ürünü gibi görünen bir eserin bile, sonradan yeni bir devrin
Cahiliye şiirinden öğrendiğimize göre, intikam alma hususunda müşrik Arapların tutkuları hâme adını verdikleri hayalî bir varlığa inanmalarına sebep olmuştur. İnançlarına göre, katili bulunup da intikamı alınmayan bir kişinin ruhu, hâme kuşu şekline girer, geceleri maktulün mezarı üzerinde uçar ve intikamı alınıncaya kadar durmadan "Bana içecek verin , bana içecek verin" diye öter ve intikamı alınınca da uçar gidermiş. Böyle bir yaratığın mevcudiyetini reddeden Hz. Peygamber, bunun cahiliye devrine ait bir inanç olduğunu ifade etmiştir.
Sayfa 76Kitabı okudu
Bu dergide ''Genç Kızların Eksiklikleri'' başlığı altında pek çok kişi yazmış. Okurken sanki kendimden bahsedilmiş gibi bir hisse kapılıp utandım. Yazarlara gelince, aptal olduklarını düşündüğüm genellikle yine aptalca şeyler yazmışlardı ve gözüme güzel gelenlerde güzel şeyler söylüyordu, bunların bir kısmı o kadar komikti kıkır kıkır gülmeden duramadım. Dindar olanlar hemen inanç konularını açmış, eğitimciler ise baştan sona ahlaki sorumluluktan dem vurmuşlar, politikacılarda Çin şiirinden bahsedip durmuş. Yazarlar bir havalara girerek büyük kelimeler kullanmışlar. Hepsi kendilerini bir beğenmiş.
Ama hepsi sadece kesin şeyler yazmış. Kişilik dışı olmalar, derin düşünme eksikliği. doğru umutlar, doğru arzular gibi şeylerden uzak olunması. Yani bir idealin eksikliği. Eleştiri yapıldığında bunu doğrudan hayatla ilişkilendirecek bir girişimin olmaması. Tepki eksikliği. Gerçek anlamda farkındalığı, öz sevginin ve özsaygının eksikliği. Cesurca eylemlerde bulunulduğunda tüm sonuçların sorumluluğun alınıp alınmaması. Çevrelerindeki yaşam tarzına uyum sağlama ve bunlarla başa çıkma konusunda yetenekli olsalar da, çevrelerindeki yaşam için doğru bağlılığa sahip olmamaları. Gerçek anlamda alçakgönüllülük diye bir şeyin olmaması. Yaratıcı olmamaları. Sadece rol yapmaları. İnsanların özündeki sevgi duygusundan eksik olmaları. Daha pek çok şey ve daha fazlası yazılmış. Gerçekten okuduğumda şaşırdığım bir sürü şey var. İnkar edemem.
Sayfa 19 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Dindar olanlar hemen inanç ko nularını açmış, eğitimciler ise baştan sona ahlaki sorum luluklardan dem vurmuşlar, politikacılar da Çin şiirinden bahsedip durmuş. Yazarlar bir havalara girerek büyük ke limeler kullanmışlar. Hepsi kendilerini pek bir beğenmiş.
Sayfa 18Kitabı okudu
Bugün içimden geçen, yüreğimi tutan şiir
“Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun.
Lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok
burada dursun.
Şuraya bir cümle koydum. Bırak, acımızı birileri duysun. Hem
zaten şiir niye var? Dünyanın acısını başkaları da duysun!
Acı mıhlanıp bir kalpte durmasın. Ortada dursun. Olur ya biri
eline alır okşar, biri alnından öper. Az unutursun.
Buraya tabiatı koydum. Ağaçları, suyu, ovayı, dağı. Onlar bizim
kardeşimiz, çok canın sıkılırsa arada onlarla konuşursun.
Buraya, küçük mutlu güneşler koydum. Günlerimiz karanlık ve
çok soğuyor bazı akşamlar, ısınırsın.
Buraya, bir inanç bir inat koydum. Tut ki unuttun, tekrar bak,
o inat neyse sen osun.
Buraya yolun yokuşunu koydum. Bildiğim için yokuşu. Zorlanırsa
nefesin, unutma, ciğer kendini en çabuk onaran organ, valla bak,
aklında bulunsun.
Buraya umutlu günler koydum. Şimdilik uzak gibi görünüyor,
ama kimbilir, birazdan uzanıp dokunursun.
Buraya bir ayna koydum arada önüne geç bak; sen şahane bir
okursun. Mesai saatlerinde çaktırmadan şiir okursun. N’olcak ki,
bırak patronlar seni kovsun!”( Birhan Keskin / Fakir Kene şiirinden)
