Arkadaşlar, sitede en çok paylaşılan sahte alıntıları https://1000kitap.com/SahteAlintilar ile bu iletide topladık. Sitedeki bilgi kirliliğini temizlemek için bu alıntılara rastlarsanız lütfen şikayet ediniz. Ve lütfen okumadığınız, kitaplarda kendi gözlerinizle görmediğiniz alıntıları eklemeyiniz. Bu sözlerin mal edildiği kişilere ve sözlerin
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
KAHRAMAN ORDUMUZA
👉1-Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
İstiklal Marşımız "korkma" diye başlar. Biliyorsun ki bu, Resûl-i Ekrem'in Sevr mağarasında Ebû Bekir'e söylediğidir. Bunlar tesadüf değil." (İsmet ÖZEL)
İstiklâl Marşı'nın ilk kelimesi KORKMAdır. Buradaki korku ne can
“Enine boyuna yapısıyla herkesin önderiydi,
ama tatlı dilli bir konuşmacıydı: Hekademos’un
ağacına tünemiş, tatlı ezgiler yayan
ağustosböcekleri gibiydi tastamam.”
-Phliuslu Timon’ın, Platon hakkındaki cümleleri.
1. Platon Kimdir?
“…derler ki adalet kurdun hakkını da savunmayı gerektirir.” (sayfa 62)
M.Ö. 428 ya da 429’da doğduğu düşünülen
İnsanı suç işlemeye iten toplumsal koşullar mıdır? Suç bazen toplumsal düzene bir protestodur. Toplumsal düzen bozuldukça suç da artar.
Tarihin Felsefesi kitabında Hegel, bir davranışın doğruluğuna ya da yanlışlığını, ancak kişinin vicdanının belirleyebileceğini savunuyor. Örneğin birinin kendi çıkarı uğruna cinayet işlemesi yanlış, çünkü
”Uzun yaşamı boyunca aklın her silahını kullanarak bitmek bilmez bir heves, tutkulu bir adanmışlık, hepsinden de öte korkunç alay etme yeteneğiyle uğruna savaş verdiği ideal kazanımları; hoşgörüyü, ruhani özgürlüğü, insanlık onurunu, adaleti kafalarımıza adam akıllı işlemiş ve bunlar sanki artık doğal yaşamımızın bir parçası, soluduğumuz hava,
Bu kitap Pessoa dünyasına girmek için şu ana kadar okuduğum en ideal kitap. Özellikle “Huzursuzluğun Kitabı”nı okumak isteyen okurlara öncelikle bu kitabı okumalarını tavsiye ediyorum. Çünkü bu kitap adeta bir fragman görevi görüyor. Kitap bu özelliğinin yanında Pessoa’nın kişiliğine dair de okura çok temel bilgiler sunuyor.
Pessoa gerçekten
Her nasip, Kader-i Mutlak'ın semeresini, niyetin göğe açılmış ellerinde, bir emânet gibi taşır ve vakti geldiğinde, ilk kez tadılan bir lütuf yahut hüzün şeklinde zuhur eder.Biz Gülbeşeker'im ile namı diğer
özlem 'le aylar evvelinden Makalat'ı birlikte okumaya karar verdik. Heyecanla vaktinin gelmesini bekledik.Bir
Yaşar Kemal ülkemiz yazarları içerisinde beğendiğim, ilgiyle okuduğum, ülkemizin güzide sanatçılarından bir tanesidir.
Okuduğum pek çok kitabıyla beraber hem kendisinin kitapları hakkında, hem kişiliği hakkında hem de son okudugum kitabı hakkında ufak ufak kesitler paylaşarak incelememi sürdüreceğim keyifli okumalar şimdiden.
Pek çok yapıtında
... ve üniversiteye istifa mektubunu sunar, hayatının on yıllık, insanoğlunun ise yüzyıllarca etkileneceği o periyod başlar. Nietzsche bu süreçte çok daha sade bir hayat yaşar. Genelde yürür, yürürken de aklıyla yazar.
Yani Nietzsche çalışmak için yürümek zorundadır. Çünkü söylemine göre; (..) duvarların arasında hapsolmuş, sandalyelerine çakılıp kalmış yazarların kitapları obezdir, ağırdır.'' yürüyerek kendi bilincini özgür kılan Nietzsche, başka düşüncelerin esiri olmaktan kurtulduğu gibi insanlardan da kurtulmaktadır. Çünkü yürüyerek dünyada kendi evrenini yaratıp, kendi yaşam alanını çizer insan ona göre.
Yürüyerek doğaya döner Nietzsche. Şehirden çıkıp artık doğayla içiçe kaldığında 1881 yılı ibareli şöyle bir notu bırakır bize; ''Deniz ve alabildiğine gökyüzü! Bunca zaman ne diye işkence etmişim kendime!''
John Kaag Nietzsche'yi anlatırken soru soruyor bolca. Zor sorular. Kendi olmak üzerine çıkılan yolda ne kadar kendin olabildiğine, seni kendin olmaya dair neyin kısıtladığını farketmeni sağlayan rahatsız edici sorular.
Belki bir gün bir atın boynuna kafamı dayayıp ölenin aslında ben olduğumu söyleyeceğim.
***
İnsan aklıyla bilir, doğru; gözleriyle görür ve işitir kulaklarıyla. Nefes alır, can bulur, kalbi atar ve yaşar bu sürgün âleminde. Kanaatimce insan gönlüyle var olur.
Edebiyat; insanın yaşadığı devrin toplumsal, siyasal, ekonomik, düşünsel atmosferinden etkilenerek, bunların etkilerini kendi ruh dünyasında özümseyip farklı bir bakışla estetik bir dokusu güçlü bir ürün ortaya koyması demektir. Yaşadığı devir ifadesi bizi yanıltarak sanatçının sadece kendi devrine odaklandığı hatasına götürmemelidir; zira her