Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Büyük Ispanyol yazarı Blasko Ibanez (Blasco Ibanez) kendi ülkesiyle ilgili olarak şu şahitlikte bulunur: İspanya'da yeniden canlanış, Kuzeyden gelen barbar sürüleriyle olmadı. Tam aksine bu canlanma Güneyden gelen fatih Araplar sayesinde oldu (...). Aslında bu bir fetih değil, daha ziyade bir medenileşme seferi idi. (...) Doğar doğmaz zafere
Konuşma hürriyeti kaybolmakta. İnsanlar arasında eskiden karşıdakinin üzerine eğilme gayet tabii bir şeyken, şimdi yerini ayakkabıların veya şemsiyenin fiyatını sormak alıyor. Her sohbetin içine önü alınmaz bir şekilde, hayat şartları konusu, para konusu giriyor. Bu arada söz konusu olan ne bireyin endişeleri ve çilesi -böyle olsa, belki konuşanlar birbirleriyle yardımlaşabilirlerdi-, ne de konunun bütün içinde gözden geçirilmesi. İnsan sanki bir tiyatroda tutsakmış da, sahnedeki oyunu ister istemez izlemek zorundaymış, bunu ister istemez, durup durup yeniden düşüncenin ve konuşmanın konusu etmek zorundaymış gibi.
Sayfa 26 - YKYKitabı okudu
Reklam
Satarsın gözlerinin dikkatini, ellerinin nurunu, bir lokma bile tatmadan yoğurursun bütün nimetlerin hamurunu. Büyük hürriyetinle çalışırsın el kapısında,
Kötülük
" Kötülüğe karşı direnmeyeceksin "sözünden büyük bir ferahlık duyuyorum. İnsana gerçek hürriyeti bu 'direnmemek' kazandıracak gibi geliyor bana. Yalnız, insan bir saniye bile aklından çıkarmamalı İsa'nın bu sözünü. Yoksa bütün çabalar boşuna gider. İnsan, bir an için olsa, duygularına kapılıp karşı koymaya başlarsa, benim gibi olur sonunda. Nereye döneceğini, kime saldıracağını bilemez. İsa bu gerçeği çok iyi biliyordu, hiç yanılmadı bu konuda. Sorguya çekildiği sırada bir muhafızın attığı tokada biraz sinirlenir gibi oldu; fakat gene kendini tuttu. Ben ise, sarhoşlar gibi küfrediyorum içimden (ve dışımdan). Haksızlığa uğradığımı sandığım zamanlarda göğsüme doğru bir yumruğun beni sıkıştırdığını hissediyorum. Oysa insan, yalnız davranışıyla değil, içinden de kötülüğe karşı direnmemeli; hayatında kötülüğe direnmekten başka yüksek ve güzel şeyler olmalı ki bütün ilgisini bu konuya toplamasın benim gibi. Bütün vaktini bununla kaybetmesin ve sonunda yorulmasın benim gibi.
Sayfa 661 - SelimKitabı okudu
339 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
CEMİL MERİÇ // #buülke #alıntı: “ Kitap bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım ve kitaplardaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim.” #kitapönerisi #kitapyorumu : Kitap, Mahmut Ali Meriç’in Cemil Meriç’i anlatan yazılarıyla başlıyor. Kısa biyografisini okumak, Meriç hakkında bilgi sahibi olmama yardımcı oldu ve merak ettiğim için
Bu Ülke
Bu ÜlkeCemil Meriç · İletişim Yayınları · 201821,1bin okunma
Hürriyetin Tarihi Gelişimi
İlkel insanlann, tabiatın her şeyinden, gök gürültüsünden, karanlıktan, taşan bir nehirden ve vahşi hayvanlardan ve hatta birbirlerinden korktuklannı biliyoruz, ilk duygu ve düşüncesi korku olan insanın her düşünce ve dileğini kesin olarak yapmaya kalkışmış olması düşünülemez. İlkel insan gruplarında, ata korkusu ve sonunda, büyük kabile ve
Reklam
Atatürk’ün tezi ne idi? Tanzimatın yapamadığı yapılmadıkça, medreseden yetişme şeriatçıların vicdanları üzerindeki egemenliği yıkılıp lâyik bir devlet sisteminde dünya işlerini yalnız akil yolu ile çözüp çevirmedikçe, dini sadece Tanrı ile kulu arasinda bir vicdan işi olarak bırakmadıkça, baştaki istibdat yıkılsa bile, Tanrı adma toplumu hükmü altında tutan geri medrese şeriatçılığının yarattığı yığin despotluğu önlenmedikçe, insan lâyik ve müsbet ilimlere dayanan eğitimle değiştirilmedikçe, toplumu değiştirmeye, ilerlemeye, kalkındırmaya, vicdan ve kafa hürriyeti yolundan siyasî hürriyete kavuşturmaya, rejimi devamlı ve kararlı bir hürriyet rejimi yapmaya imkân yoktu. «Bilâ kayt ve şart hâkimiyet’i milliyye» Atatürk devrimcili- ğinin tek amacı idi.
Eğer desen: "Kader bizi böyle bağlamış. Hürriyetimizi selbetmiştir. İnbisat ve cevelana müştak olan kalb ve ruh için kadere iman bir ağırlık, bir sıkıntı vermiyor mu?" Elcevab: Kat'â ve aslâ!.. Sıkıntı vermediği gibi, nihayetsiz bir hiffet, bir rahatlık ve revh u reyhanı veren ve emn ü emanı temin eden bir sürur, bir nur veriyor. Çünki insan kadere iman etmezse, küçük bir dairede cüz'î bir serbestiyet, muvakkat bir hürriyet içinde, dünya kadar ağır bir yükü, bîçare ruhun omuzunda taşımaya mecburdur. Çünki insan bütün kâinatla alâkadardır. Nihayetsiz makasıd ve metalibi var. Kudreti, iradesi, hürriyeti milyondan birisine kâfi gelmediği için, çektiği manevî sıkıntı ağırlığı, ne kadar müdhiş ve muvahhiş olduğu anlaşılır. İşte kadere iman, bütün o ağırlığı kaderin sefinesine atar, kemal-i rahat ile, ruh ve kalbin kemal-i hürriyetiyle kemalâtında serbest cevelanına meydan veriyor.
hürriyeti yanlış anlayan bir dünyadayız. insan hür doğmaz. eğer kendi beni ile mücadeleye başlayan bir irade destanının kahramanı değilse, eğer kendi nefsine galebeden ve kendi ihtiraslarına hakimiyetten başlayan bir hürleşmeye doğru merhale merhale yol almıyorsa, eğer hürriyeti şahsiyetiyle beraber gelişmiyorsa, insan, en hür nizam içinde hür değildir. doğarken hürriyetimize de, şahsiyetimize de sahip olamayız. ikisini de, yaşadıkça ve liyakatimiz nispetinde kazanırız.
Sayfa 288Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.