1000kitap'ta 3 yılım geçti, dile kolay. Çeşit çeşit insan tanıdım, tanıyabileceğim bazı en garip insanları da bu sitede tanıdım ama her şeye rağmen burada bulunması o kadar keyifli ki.
Bu 3 yıl bana pek çok konuda fayda sağladı. Pek çok değerli insan edinip, çok değerli kitap buluşmalarına katıldım. Şimdi ise amaçladığım şey aslında
Sizce 21. yüzyılda insanlığa yönelik başlıca tehdit nedir: kamusal/kişisel finansal erimeler, ülkeler arası nükleer savaşlar veya altından kalkılamayacak kadar etkileyici olan ekolojik felaketler veya epidemik hastalıklar? Yazar Yuval Noah Harari'ye göre cevap, yukarıdaki seçeneklerden hiçbirisi değil. Tüm bunların yerine, en büyük varoluşsal
Oğuz Atay eserini daha bitirmiş bulunmaktayım. Okuduğum dördüncü kitabı. Kaldı üç kitap. Onları da en kısa zamanda okumak isterim. En kısa zaman derken bir ay diye düşünmeyin, ama bir yıl içinde olabilir. Önce elimde okunmayı bekleyen kitapları bitirmeliyim.
Gelelim, yazdıklarıyla eleştirmenler tarafından POST MODERN edebiyatçı
‘Sizi rahatsız etmeye geldim” demiş İranlı sosyolog ve düşünür Ali Şeriati. Dediğini de yapmış, hakikat sözcülüğünün yükünü omuzlarına almaktan hiç geri durmamış ve ömrü boyunca rahatların rahatını kaçırmayı kendine görev bilmiştir. Belki de bunun sonucu olarak daha 44 yaşında şaibeli bir ölümle hayata veda etmiştir. Sosyalist fikirleri ve İslam
Oğuz Atay ağrı kesicilerin artık fayda etmeye başlamaması, çift görme gibi sorunların artmasıyla birlikte artık doktora gitme zamanının geldiğini anlar. Doktora gidince büyüyen tek şeyin onun yalnızlığı ve anlaşılmıyor oluşunun olmadığı ortaya çıkar. Beynindeki virüs de tıpkı onlar gibi büyümüştür. Tedavi için Londra'ya gidecektir. Kendine
Şimdi herkes diyor ya "aşı hakkında konuşuyorsunuz, siz doktor musunuz?"
Bunlar doktorları 6 yıllık tıp eğitiminde senelerce aşı hakkında eğitim alıyor falan mı sanıyorlar?
Yıl değil, hafta değil, gün değil, bir kaç saat bilgilendirme alıyorlar aşılar hakkında hepsi bu!
Yan etkileri, içerikleri, deneyleri hakkında ders mi görüyorlar
NOT: Her kitap incelemesi doğası gereği bir miktar spoiler içerir ve birazdan okuyacaklarınız bir kitap incelemesi niyetiyle kaleme alınmıştır...
------------------------------------------------
Almanya'da yazar olmak (ya da Alman ekolünden bir yazar olmak diyelim), Brezilya'da futbolcu olmak gibi bir şey... Çok iyi, çok yetenekli de olsan;
Öncelikle bu iletiyi okumaya başladıysanız sizi tebrik ederim, birisinin içinden gelen hisleri okumak üzeresiniz ama iletiyi okuyup bitirdiğiniz zaman bu sizi hiç ama hiç bilgi katmayacaktır. Sadece kişisel hislerimdir :D
Küçüklüğümden beri kitap okurum ama her gün kitap okumazdım. Mesela derdim "canım kitap okumak istiyor." diye
Sinema ,senaryo, şiir,fizik,naif,sıradan kelimeleri uçuşuyor zihnimde Barış Bıçakçı adını duyduğumda..
Aramızdaki En Kısa Mesafe 99 sayfalık çocukluk günlerinin anlatıldığı, 24 bölümden oluşan bir öykü kitabı..
Kitabı okurken nedense anlatılan çocukluk günlerindeki öykülerin kahramanının Barış Bıçakçı’nın kendisi olduğunu düşündüm.