Kur'an, insanlığın değişmez değerlerinin öbür adı olan İslam vahyinin zirvesidir. Söz konusu İslam vahyi insanlıkla yaşıttır. Kur'an ise insanlıkla yaşıt olan bu vahyin temel ilkelerini bünyesinde toplayan ilahi bir inşa projesidir. Kur'an vahyinin gayesi, yeryüzünde yaratılış amacına uygun bir hayatı inşa sorumluluğu üstlenen insanın tasavvurunu, aklını ve kişiliğini inşa etmektir. Vahiy, insanın varoluşsal altyapısına uygun bir üstyapı inşasını hedefler. Yani insan hayatı inşa edecek, vahiy insanı inşa edecektir.
Sayfa 73Kitabı okuyor
Ûmran lafzı
İnsanın yaratılış gayesi, yeryüzünü imar etmektir. Biz buna Ümran diyoruz. Buna göre yeryüzünde iyiliği egemen kılmak, - ilahi iradeyi yeryüzünde tecelli ettirme anlamında - hilafeti gerçekleştirmek, insana verilmiş en mühim vazifelerdir. O, bizi yerden var etmiş ve bize burayı mamur hâle getirme görevi vermiştir .
Sayfa 33 - Otto 16-11/Hûd, 61.Kitabı okuyor
Hepimiz gurbetteyiz
İnsanların ruhları kutsî âlemde daima Cenâb-ı Hakk'ı müşahede halinde idiler. Allah onları şehadet âlemine getirip beden kafesine hapsetti... Böylece ev, elbise, yiyecek ve diğer bedensel ihtiyaçlar onların çoğunu meşgul etti.
Bazıları ise bu kadar meşguliyet içinde bile asli vatanına dönmek için yanıp tutuştu.
Bundan da anlaşılıyor ki insanın yaratılış gayesi bu ıstırabın duyulmasından başka bir şey değildir.
Insan bu dünya üzerinde hakiki evinde değildir, burada bir misafirdir, bir yetimdir ve öldükten sonra tekrar kaynağına dönecek ve O'nunla bütünleşecektir. Insanın içinin derinliklerinde duyumsadağı evsizlik hissi ve bir ev arayışı bu yüzdendir, farkında olsa da olmasa da insan her daim bir arayış içerisindedir. Insanın asıl yaratılış gayesi ve maksadı da gizli hazine olan Allah'ı aramak ve bulmaktır. Bu adeta evrenin kozmik bir saklambaç oyunudur.
إني خلقت عبادي حنفاء كلهم وإنهم أتتهم الشياطين فاحتالتهم عن دينهم
....Andolsun Ben kullarımı hanifler olarak yarattım. Sonra şeytanlar on- lara yaklaştı ve dinlerinden döndürdüler..."
hanefe (حنف)meyletti, döndü manasındadır. الحنيف el hanif de meyledendir, yani Allah Celle ve A'la'nın kendisini yarattığı gayeye doğru dönen, meyledendir. Pekâlâ, insanın yaratılış gayesi nedir? Bu sorunun cevabını ayet-i kerime veriyor:
وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنْسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ
"Ben cinleri de insanları da ancak Bana ibadet etsinler diye yarattım."
Şu halde insanın yaratılış gayesi sadece Allah Celle ve Ala'ya ibadet etmesidir. Pekâlâ, ibadet nedir? Bunun cevabı İbn-i Abbas radıyallahu anhuma'nın şu sözündedir: "Kur'an'da her ne zaman ibadetten bahsedilirse, kast olunan tevhiddir."
Sayfa 15Kitabı okudu
KUTLU MÜJDE KUTLU GÖREV
Orada ibadet edecek ve Kainat Kitabı'nı okuyup düşünecekti. Kendini bildi bileli hep düşünürdü zaten. Bu kadar büyük ve mükemmel kainat niçin yaratılmıştı? Canlı varlıklar arasında en güzeli ve en seçkini olan insanın yaratılış gayesi neydi? Canlı cansız tüm varlıklar insanın dünyasını şenlendirmek ve ona hizmet için yaratılmıştı. Demek ki Yüce Allah, insana değer veriyor ve onu seviyordu. Öyleyse insanın da kendisini yaratıcısına sevdirmesi gerekmez miydi? Ama bunu nasıl yapmalıydı? Sürekli bunları düşünür dururdu...
Sayfa 9Kitabı okudu
Kur'an'da Ümran Lafzı
İnsanın Yaratılış Gayesi, Yeryüzünü imar etmektir.Biz buna ümran diyoruz.Buna göre yeryüzünde iyiliği egemen kılmak, -ilahi iradeyi yeryüzünde tecelli ettirme anlamında-hilafeti gerçekleştirmek,insana verilmiş en mühim vazifelerdir.O, bizi yerden var etmiş ve bize burayı mamur hâle getirme görevi vermiştir.
Sayfa 33 - 16 11/Hûd,61.
Her şeyin bir hesabı vardır.
Bir gözün helal olmayan bir şeye bakması ya da bir Müslüman’a küçümseyerek bakmasının önüne geçilmeli ve bunun yerine gözün Allah’ın kâinattaki yaratmış olduğu mükemmelliklere ibret alıcı bir şekilde bakması sağlanmalıdır. Ya da bir göz muttaki ve salih kimselerin yapmış olduğu güzel ve sevap içeren işlere bakarak bu kimselerin yapmış olduklarından ders almalı ve onlardan daha güzelini yapmaya çalışmalıdır.
Bir göz Allah’ın kitabına Rasulullah’ın sünnetine ve faydalı kitaplara bakmalıdır. Günümüzde birçok insanın yapmış olduğu gibi saatlerce rezalet fışkıran televizyon ya da internetin rezaletliklerine bakmamalıdır. Her şeyin bir hesabı vardır. Elbette bu bakılan, işitilen, dokunulan haramların da bir gün gelecek hesabı verilecektir.
İşte sen ey kardeşim !
o hesap günü gelmeden kendini hesaba çekmelisin !
Aynı şekilde bir kul dilini de kontrol altında tutmayı iyi bilmelidir. Zira kişileri rezil eden de , vezir eden de dilidir . Kişiyi cehenneme götüren de, cennete götüren de dilidir. Bundan dolayı dil, yaratılış gayesi doğrultusunda Allah’ın razı olduğu sözleri konuşmalıdır. Allahın sevmediği, razı olmadığı bir şeyi asla konuşmamalıdır. Allah’a itaat işte budur. Yani her bir azanın Allah’ın rızası doğrultusunda kullanılmasıdır. Bir aza Allah’ın rızası doğrultusunda kullanılmazsa o aza Allah’a itaat etmemiş olur. Allah’a itaat etmemek ise O’na isyan etmek demektir.
Bir dilin yaratılışı ancak Rabbini zikretmesi, hayır konuşması, Allah’ın dinini tebliğ etmesi, ilim öğretmesi ve Allah’ın kullarına ahiret hayatının asıl hayat olduğunu hatırlatmasıdır.
Sayfa 125 - E-KitapKitabı okudu
✧ 21.YÜZYILDA ABDULLAH OLMAK — Muhammed Emin YILDIRIM ✧
✿ بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ ✿
🔹youtu.be/Hre9U-XNXGM?fea...
• "O halde Allah'a koşun..." {51/50.}
• "Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt mü'minlere fayda verir." {51/55}
• "Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım." {51/56.}➤ "Yaratılış Amacımız
İnsanın temel yaratılış amacı:
Kul, Rabbine adeta şunu sordu: "Ya Rabbi! Beni neden yarattın?" Cevap: Zariyat Sûresi 56: "Ben seni kulluk için yarattım." Yaratılış gayesi ve amacı bu ise bir insan asli gayesini nasıl unutabilir? Unutur çünkü insan nisyandan ma'müldür. Allah unutma gibi bir özellikle insanı yaratmıştır. Unutmak aslında bir nimettir. O nimeti hikmete çeviren insandır
Sayfa 12 - Abdullah olmak
İnsanın yaratılış gayesi, yeryüzünü imar etmektir. Biz buna ümran diyoruz.
Kur'an'da vasfedilen Allah-insan ilişkisinin merkezinde yer alan iman, insanı iki temel noktaya odaklar. Bunlardan birincisi insanın yaratılış gayesi, ikincisi ise Allah'ın; her şeyi bilen, gören, duyan oluşudur. Bu iki gerçeğe odaklanan insan, her şeyi mutlak anlamda bilen, kudretli ve hesaba çekici bir yaratıcının gözetiminde kulluk vazifesini icra ettiği şuurunu elde eder. Bu aşamadan itibaren iman derûni bir irfana, teslimiyet ise irfanı besleyen bir terakkiye bürünür. Bu durum olumlu karakter özelliklerinin zincirleme bir şekilde ortaya çıkışının ve olumsuz karakter özelliklerinin manevî yapıdan birer birer tasfiye edilmesinin en güçlü amili ve kulluğun en etkili motivasyonudur.
Sayfa 212Kitabı okudu
İnsanın yaratılış gayesi bilinmeyince, dünyadaki hadiselerin sebebi anlaşılmaz.
Sayfa 89Kitabı okudu
