Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
yalnızca kendisini yaratan insan için bir anlam ve değer taşıyan bir dünya
Tam burada, çimlerin üzerinde uzanmaya devam ederek, "İnsanoğlu,” diyorsunuz, “uçmayı bırak. Neden uçmak istiyorsun? Ne zaman uçmuştun ki?” Tebrikler. Burada, içinde bulunduğumuz bu anda böyle söylüyorsunuz çünkü kırların ortasına, çimenlere uzanmış durumdasınız. Kalkın da şehre geri dönün bakalım: İnsanoğlunun neden uçmak istediğini oraya varır varmaz hiç vakit kaybetmeden anlayacaksınız. Burada gerçekten uçan gerçek bir kuş görmenizle birlikte, sahte kanatlar ve mekanik uçuşun sizin gözünüzdeki anlam ve önemini yitirmesi bir oldu sevgili dostlarım. Oysa her şeyin sahte ve mekanik ve yıkım ve inşadan ibaret olduğu şehirde ise, bir anlığına yitirdiğiniz her şeyi yeniden bulacaksınız. Dünya içinde başka bir dünya orası: Parçaları insan eliyle üretilmiş, birleştirilmiş ve düzenlenmiş; hiçlik, yapmacıklık, uyarlama, çarpıtma ve aldanışlar üzerine kurulmuş; yalnızca kendisini yaratan insan için bir anlam ve değer taşıyan bir dünya. Haydi, ha gayret, durun da doğrulmanıza yardım edeyim. Amma da şişmansınız. Durun durun, sırtınıza birkaç çimen sapı yapışmış... İşte oldu, haydi gidelim bakalım.
İnsanoğlu neden böyle anlamsız şeyler peşinde koşuyor, neden cehaletin karanlıklarında birbiriyle didişip duruyordu?
Reklam
İyi bir adama ihtiyacım var, öyleyse neden iyi bir adam istemiyorum? Neden bizim için en iyisinin ne olduğunu bildiğimiz halde böyle mantıksız davranabiliyoruz? İnsanoğlu sapkın ve hasarlı bir tür.
Sayfa 339Kitabı okudu
Neden kendimi sizinle kıyaslayayım? Siz yeryüzündeki en mükemmel insanoğlu, en büyük aziz ya da kurtarıcı olabilirsiniz, ama neden kendimi sizinle kıyaslayayım? Böyle yapuyorum çünkü bunu yapmaya eğitildim; ağabeyim benden daha iyidir, amcam benden çok daha zekidir. Evet, "Karşılaştırma, bu aptalca," diyen bir kavrayışım var. Şimdi bunu kavradıktan sonra, kıyaslamayı bırakıyorum. O zaman ben neyim? Izliyor musunuz? Ben neyim? Bilmiyorum, gerçekten bilmiyorum. Anlıyor musunuz? Kendinizi bir başkasıyla kıyaslamadığınızda, siz nesiniz?
Zavallı İnsanoğlu, ne hallere düştün sen, başına neler geldi böyle! Bu duruma düşeceğine doğma daha iyi. Bize verilen hayat neden böyle Acı içinde alınıyor? Neden böyle zorlanıyoruz? Bu hallere düşeceğimizi bilsek Dünyaya gelmek, doğmak bile istemeyiz.
İnsanoğlu dış görünüş ve protokolden başka bir şey düşünmeyen, yıllarca zihinsel ve fiziksel kuvvetini kendini geliştirmek için harcayıp, masada daha yüksek bir mevkide oturabilmek için çırpınan bir varlık. Böyle lüzumsuz şeylerle uğraşmalarının nedeni, başka bir işleri olmaması değil. Tam tersine, bunlarla uğraşmaları, önemli işleri görmezden gelmelerine neden oluyor.
Reklam
Okunmaya o kadar değer ki
LEV TOLSTOY, İTİRAFLARIM’DAN Eğitimli ve bilge kişilerin ortaya koydukları akla dayalı bilgi yaşamın anlamını reddederken büyük insan kitleleri, bütün insanlık, bu anlamı akıldışı bilgiyle algılıyordu. Bu akıldışı bilgi ise inançtır, tam da benim kabul edemeyeceğim şey. Bu, Tanrıdır; altı günde yaradılış, şeytanlar ve melekler ve diğerleri.
Kadının Tarihteki İlk Yenilgisi
Engels, Ailenin Kökeni adlı kitabında kadının öyküsünü bu açıdan ele almaktadır: bu öykü, özellikle tekniklerin tarihçesine bağlıdır. Taş Dönemi'nde, toprağın oymağın bütün üyelerinin ortak malı olduğu günlerde ilkel çapa ve bellerin basitliği tarımsal olanakları kısıtlamaktaydı: kadınların gücü, ancak bahçelerin işlenmesine yetiyordu. Bu ilkel
Sayfa 57
"İnsanoğlunun içi geniş, aydınlıktır, deniz gibi, gök gibi, kokulu taze bir çiçek gibidir. İnsanoğlunun içi sevinçten, umuttan pır pır eder de uçar, niye böyle içlerini kararttılar, niye niye içlerindeki ışıkları söndürüp sevinç, sevgi damarlarını kuruttular, niçin, niye böyle mahzun, üzüntülü, yalnız oldular? Niçin bu kadar öldürmeyi, yok etmeyi, parçalamayı seviyor insanlar? İnsan yumuşak başlı, iyilik dolu bir yaratıktır, ağız dolusu gülen, yürek dolusu ağlayan, iliklerine kadar duygulanan, seven bir yaratıktır insanoğlu… Bu öldürme, yok etme, öfke, öç, sevgisizlik neden? Niçin koparıyorlar çiçekleri, birisi tok da yüz bini niçin aç, o tok da bu kadar gözün altında, öfkenin içinde iflah oluyor mu? Tok olan niye bu kadar ahmak?"
Sayfa 47 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Bir kez inandınız mı, aklınızın kumandası olup çıkarlar;
Arzularınızı, korkula­rınızı, beklentilerinizi ve davranışlarınızı onlar belirlerler. ☆ Yalnız görünüşe bakılırsa en değer verdiğimiz inançlarımızın bazıla­rında bir sorun var: birbirimizi amansızca öldürmemize neden oluyor­lar. İnsanları saflara ayıran, ama iş katliam yapmaya gelince birleştiren fikirlerin köklerinin genelde dinlerde olduğunu görmek için tarihe ya da herhangi bir gazetenin sayfalarına şöyle bir göz atmak yeterli. Öyle anlaşılıyor ki eğer insanoğlu savaşa savaşa günün birinde kendi sonu­ nu getirirse, bu kaderimizin yıldızlara böyle yazılmış olmasından değil, kitaplarımıza böyle yazılmış olmasından kaynaklanacak. Geleceğimiz, "Tanrı", "cennet" ve "günah" gibi sözcüklerle ne yapacağımıza bağlı.
Sayfa 14 - Kuzey YayınlarıKitabı okudu
584 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.