Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
184 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın yazarı olarak yanlış Mustafa YILDIRIM tanıtılmış. Bu kitabın yazarı ile ilgili bilgiler:Mustafa Yıldırım 1948 yılında Denizli İli Selcen Köyü’nde doğdu. Denizli Lisesini 1965’te, ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü’nü 1971’de bitirdi. Çeşitli kurum ve kuruluşlarda uzman, araştırma mühendisi ve yönetici olarak çalıştı. Ulusal Enerji Sistemi
Meczup Yaratmak
Meczup YaratmakMustafa Yıldırım · Ulus Dağı Yayınları · 200646 okunma
80 syf.
9/10 puan verdi
Öncelikle bu tarz kitapları doğru yayınevinden ve doğru çevirmenden okumak çok önemli. Ki yazarın öyküde anlatmak istediğini, daha rahat kavrayabilesiniz. Ben Can Yayınlarını tavsiye ederim o yüzden. Sayfa sayısına, fiyatına, ve düz bir şekilde okuyarak bakarsanız öyküye büyük bir yanlışa düşersiniz. Öykü ile okuyucu arasındaki diyalogun gelişmesi, kitabı kavramada çok yardımcı olur. Her okuyan öyküden kendine göre notlar çıkartır. Franz Kafka'yı ne zaman okusam aklımın bir köşesini de hep Spinoza işgal eder. Sanırım ikisinin de toplum tarafından kabul görülmemesi hep bir bağ kurmama neden olur aralarında. Şu zamana kadar hiç okumadıysanız, kaçırmayın. Kesinlikle hemen alın, okuyun! Kütüphanenizin en değerli hazinelerinden biri haline gelecek, ve sürekli okumak istediğiniz için sayfalar hemen yıpranaktır bu güzel ilgiyle:)
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022222bin okunma
Reklam
416 syf.
6/10 puan verdi
son bes yildir ekranlari isgal eden zenginlik kulturu ve bu ailelerin kendi iclerinde yasadiklari ask entrika intikam menfaat denklemlerini ikibinlerin basinda coktan ele almis inci aral romani. etkili anlatim ve okunmasi kolay bir roman.
Mor
Morİnci Aral · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20131,551 okunma
Ne çok düşmanla savaşmak zorundaydık: İtilaf Devletleri'nin Anadolu'yu işgal için gönderdikleri ordular, İstanbul hükümetinin milli mücadeleyi bastırmak için kurduğu Hilafet ordusu, yüzyıllardır birlikte yaşadığımız halde düşmanla el ele veren Ermeni çeteleri, kendi benliklerini milli mücadelenin üstünde görüp düzenli orduya başkaldıran çete liderleri ve İstanbul Hükümeti ile İtilaf Devletleri'nin kışkırtmaları sonucu Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde başgösteren isyanlar.
"Meyrink, ölüler krallığının yaşayanlar krallığına girdiğinde, gözle görülür dünyamızın gözle görülemez diğer dünya tarafından işgal edildiğine inanıyordu."
Sayfa 12 - Jorge Luis Borges'in ÖnsözündenKitabı okudu
"Zaten anlatmak istediğim bir şey var, bin bir şekle sokup anlatmak arzusuyla yandığım bir tek şey: sizi sevdiğim. Bunun dünyanın teşekkülünden beri kaç milyar defa tekrar edildiğini unutmuyorum, fakat siz söyleyin, canlılığından bir şey kaybetmiş mi? kâinatta hiçbir mevcudun olamayacağı kadar taze ve olgun değil mi? bu öyle bir kelime ki doğuyor ve doğuşuyla beraber kemali de içinde getiriyor. Sizi seviyorum... Başka ne söyleyeyim? Siz de cevap vermeye kalkmayın. Bir insanın bütün varlığı ile karmakarışık ruhu, esrarı çözülmemiş vücudu, arzuları, itiyatları, ihtirasları, hulasa her şeyi ile size teslim olması, size iltihak etmesi (katılması) ne muazzam bir şeydir! Bunu tamamıyla anladığınızı biliyorum. Bunun karşısında lakayt kalamayacağınızı da biliyorum. Hiçbir insan seven bir insanın karşısında alakasız olamaz. Dünyanın bu en harikulade hadisesi karşısında kimse hareket ihtiyarına (davranış özgürlüğüne) malik değildir. Buna hakkı yoktur. Nasıl muhtaç olduğumuz havayı istemem demeye, mekân içinde bir yer işgal etmekten vazgeçmeye kuvvetimiz yoksa bize verilen bir aşkı almamaya da iktidarımız yoktur."
Reklam
“Kulaklar işgal altında, bu yüzden kelimeler yerlere dökülüyorlar. Ağızların kapıları kırık, bu yüzden kelimeler ayağa düşüyorlar. Bu söz yığınlarını kim kaldıracak? Hiç kimse. Ama azarlanacak sokaktan “bak ne buldum” diye evlerine kelime taşıyan çocuklar. “At o pis şeyi” denilecek onlara. Çocuklarsa yıkayıp bazı kelimeleri saklayacaklar yastık altlarında…”
Sayfa 29
Tolstoy ve Gandhi gibi pek çok manevi anarşist barışçı inançlara bağlıdır. Barışçı anarşistler şiddetle karşılaşsalar bile fiziksel şiddet kullanmayı reddederler: Devlet'i ve hükümeti örgütlü şiddetin en yüksek ifadeleri olarak görür ve Randolph Bourne'nin "savaş Devlet'in sağlığıdır" görüşünü benimserler. Onların sözlüğünde Devlet, yasallaştırılmış saldırganlığı; savaş, kitlesel katliamı; askere alma, köleliği; ve asker, kiralık katili ifade eder. Şiddet yoluyla barışçı ve özgür bir toplum kurmanın imkansız olduğunu öne sürerler, çünkü araçlar amaçların doğasını ister istemez etkileyecektir. Bu yüzden, Bart de Ligt'in dediği gibi, "şiddet büyüdükçe devrim küçülür." Barışçı anarşistlerin seçtikleri taktikler, şiddet içermeyen doğrudan eylem, pasif direniş ve sivil itaatsizliktir; grev, boykot, gösteri ve işgal gibi eylemlere girişirler.
Sayfa 30
Görünüşte gülüyor ya da oynuyordumsa da, içten en küçük bir dil yarası, bir iğneli söz, ya da en küçük sevimsiz ve saçma bir olay, saatler boyunca düşüncelerimi işgal ediyordu ve ben kendi kendimi yiyip bitiriyordum.
Atatürk'ün Adalet'i... Yaşlı kadın yatağından kalktı. Sabah ezanının insan ruhuna huzur veren sesi oda içinde yankılanıyordu. 88 yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle pencereye doğru yöneldi. Pencereyi açması ile birlikte odaya ezan sesi ile birlikte baharın güzel kokusu ve kuş cıvıltıları doluştu. Penceresinden gözüken Kurtuluş Parkına bakarak
Reklam
İşgal koşullarında bir taraftan savaşı yöneten diğer taraftan birbiri ardına yaptığı kanunlarla yeni Türkiye'nin temellerini atan bu Meclis aynı zamanda bir demokrasi laboratuvarına benzer.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.