Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
Bağ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz Biz neşâtın da gamın da rûzigârın görmüşüz “ Dünya bağında hem sonbahar hem baharı gördük biz , Kederin de sevincin de rüzgâr gibi esip geçtiğini pekâlâ biliriz bu yüzden”
Sayfa 312Kitabı okudu
Reklam
İstediğim, o kalabalığıyla beraber ruhu da değişmiş Beyoğlu'nda eğlenmek değil, ben ruhuma denk fakir İstanbul'un sokaklarında, serin bir sonbahar gününü bir harmani gibi sarınarak sadece yürümek istiyorum.
İstanbul Boğazı’ndan doğru esen rüzgâr saçlarımı uçuruyor. Yerdeki sarı, turuncu sonbahar yapraklarından gelen doğa kokusunun, şimdiye dek algıladığım en güzel koku olduğunu duyuyorum. Yaprak kokularında biraz o da var. Dipdiri.
Sayfa 57
RÜZGÂR GÜLÜ
önümden çekilirsen istanbul görünecek nerede olduğumu bileceğim sisler utanacak eğilecek ağzının ucundan öpeceğim saçına kalbimi takacağım avcunda bir şiir büyüyecek nerede olduğumu bileceğim
Reklam
İSTANBUL GÜZELLERİ: Dünya sanki bir kitap, İstanbul da onun fihristi... Bazan insan harmanı yapıldı burada, bu yüzden her cinsin tohumu var... Bütün dilberlerinin bukalemun gibi renk değiştirmesinin sebebi de, işte bu... Uykulu tavırlı, edalı, güler yüzlü, tatlı seslidirler... Kadın gibi, bilmem ne gibi kırıtarak yürürler... Nazik boyu ince bir fidanı, yanağı ve yüzü sonbahar yaprağını andırır.
İnsan bir kere aşık olmaya görsün. Her şeyi sevdiğine yormaya başlıyor. İzlediğim filmlerdeki kadınlar, okuduğum şiirlerdeki kadınlar hep sen. İstanbul'u da sana yoruyorum, sonbaharı da... Bu sonbahar hayatımın en uzun sonbaharı. Fakat ne garip! Sen hayatımda azaldıkça, sonbahar uzuyor. Sonbaharı sana yormak, belki de bu yüzden dünyanın yorucu işi gibi geliyor. Zor sahiden... Zor. Sonbaharda gitmekten söz ediyorum. Ben yitik bir zamanı arıyorum. Ben yitik bir zamanı arıyorum. Ben yitik bir zamanı arıyorum. Ben seni arıyorum.
Sayfa 69 - 4. BaskıKitabı okudu
Hışırdayan yapraklar olmalı. Yeşil, kızıl, sarı. Sonbahar olmalı. Ölüm yeni bir başlangıç olmalı. Olmadı.
İstediğim, o kalabalığıyla beraber ruhu da değişmiş Beyoğlu'nda eğlenmek değil, ben ruhuma denk fakir İstanbul'un sokaklarında, serin bir sonbahar gününü bir harmani gibi sarınarak sadece yürümek istiyorum.
Reklam
Bence mevsimlerin en güzeli sonbahar... Hele İstanbul'da, hele hele Kadıköy yakasında. ... Sonbaharla birlikte bir şiirsellik iner Çamlıca'nın, Kalamış'ın, Erenköy'ün bahçelerine. Yaz kalabalığından kurtulunca boyutları, perspektifleri ortaya çıkan eski, soylu sokaklara...
Sayfa 102 - YKY yayınları 1990Kitabı okudu
İstanbul'da sonbahar
Sonbahar İstanbul’un asıl mevsimidir. Bir kere zaman dediğimiz sihirbaz; güneşi, suyu, rüzgârı ve ağaçların hüznünü birbirine ayarladı mı, şehri, eşyada yalnız kendi gurbet çekmiş ruhunun hâllerini gören bir ressamın eline bırakır. O, bize akşamlarımızı, sabahlarımızı hazırlar, paletinin bütün hünerlerini, değişmesinin bütün zenginliğini ortaya atar, kızarttığı yapraklara küçük bir şafak manzarası verir, saatleri billur bir yuvarlakla seyredilen kavsikuzahlı akisler gibi renk ve büyü ile doldurur, eşyanın çizgilerine mahzun ve şuurlu bir tebessüm sindirir, kâinatımıza bütün bir sanat duygusu, bir şair içliliği katar. Akşamlar birdenbire büyür ve genişler...
Sayfa 270 - Dergâh Yayınları
İnsan bir kere aşık olmaya görsün. Her şeyi sevdiğine yormaya başlıyor. İzlediğim filmlerdeki kadınlar, okuduğum şiirlerdeki kadınlar hep sen. İstanbul'u da sana yoruyorum, sonbaharı da... Sen hayatımda azaldıkça, sonbahar uzuyor. Sonbaharı sana yormak, belki de bu yüzden dünyanın en yorucu işi gibi geliyor.
220 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.