Son zamanlarda kendimi çok hırpaladığımı hatta hiç haketmediğim hisleri sırtıma yük etmeye başladığımı hatta kendime yapmış olduğum bu kamburdan kurtulmam gerektiğini farkettim..
Sonunda geç olmadan bunu farkedebildim. Edebildim evet, tabiii bu tek başıma olmadı.
Kendimle ilgili yanlışlarımı farketmemde çok yardımcı olan sevgili meslektaşım ve hayatıma anlam katan sevgilim olan bey'e çok teşekkür ediyorum bu ithaftan sonra kendimde kendimizde yanlış olarak bulduğumuz yapboz parçalarını düzeltmek için yine sevgilim bey'in armağan ettiği kitaptan faydalandık.
Yalan değil kitabın üzerimize yapmış olduğu telkin, hissettirdikleri farkedilmeyecek gibi değildi.
Birbirimizi daha iyi anlamamız için seçmiş olduğu başucu kitabı sadece birbirimizi değil kendimizide anlamamızı sağlamıştı.
Bilinçaltımıza yüklediğimiz anormal korkularımızdan önyargılarımızdan arınmamız için bize yol göstermişti.
Şuan burada farkındalığımı arttırmamıza yardımcı bir kaynak oldugu için Yazar Joseph Murphy 'e çok çok teşekkür ederiz.
Ve tekrardan' Bilinçaltının Gücü' adlı kitabı 
Joseph Murphy elime tutuşturmakla iyi eden sevgilime
Çok etkilendiğim kısa bir kesiti ekleyerek sonlandırmak istiyorum burayı okuduğunuz ve vakit ayırdığınız için şimdiden teşekkürler
¶
"Başkalarını affetmek, zihinsel huzur ve kusursuz bir sağlık için şarttır. Kusursuz sağlık ve mutluluk istiyorsanız, sizi incitmiş olan herkesi affetmeniz gerekir. Düşüncelerinizi ilahi yasa ve düzenle uyumlu hale getirerek kendinizi affedin. Kendinizi tamamıyla affetmeniz için, önce başkalarını affetmeniz gerekir. "
Gazâli Hazretlerinin, Ruhuna şu iki mısrai ithaftan kendimizi alamıyoruz;
Kimyâ-yı Saâdet ki, Gazâli onu yazdı,
Bir başka kalem böyle eserler yazmadı.
Sayfa 9 - İmam Gazali hazretleri
“Cinayete kurban gitmiş tüm kadınlara..”
.
Sizce bu ithaf bile okumak için yeterli sebep değil mi? İthaftan yola çıkarak kitabın bir erkek terörü üzerine yazıldığını algılamanızı istemem.. Bu beni üzer, kitaba da haksızlık olur..
.
.
Kısa ama dev bir polisiye/gerilim..
.
.
Kısa bir kitapta bu kadar güçlü bir kurgu yapılabilmesi de çok çok güzel olmuş 
Aysu ŞAHLI
.
Son, kötülük ile iyilik arasındaki ince çizgiyi yerinden oynatıyor. Anne şefkatinin uzaklığı ile ölümün yakınlığı arasında kalan kadınları anlatıyor. Suçluluktan kaçmak için her şeyi göze alabilen tarafımıza ayna tutuyor. .
Şile’de bulunan bir evin duvarlarında mumyalanmış cesetler bulunuyor. 15-17 yaş aralığındaki kızlar hep .. Sayısı kişisine göre değişen birçok bıçak darbeleriyle öldürülüp , mumyalanıyor. Bu sayı neye göre değişiyor? Okumanız lazım..
Başkomiser Ali ve ekibi bu cinayetlerin gizemini çözmek için çalışmaktadır. Cinayetleri kimin işlediğini yaklaşık 50li sayfalarda çözsem de sebebini ve Şiledeki ev işe bağlantısını son sayfaya kadar çözemedim. Bu benim için çok sürpriz oldu. Keşke uzun olup biraz daha detaylı bir olay örgüsü olsaydı da hem daha çok keyifli vakit geçirseydim hem de bazı noktaları daha ayrıntılı okuyabilseydim. Başarılı bir kurgu olduğu için okumaya değer. .
2020 Türk Polisiye yılı olacak
.
Ben bakmayı değil,görmeyi öğrendim. Merak etme bu dünyadaki varlığımız aynı anda son bulacak. Artık daha fazla dünyayı ve dünyadaki adaleti düzeltmek için uğraşmayacağım..
