"Hiçbir iz yok," dedi Reşit.
Muhtar, avluyu yeniden taradı gözleriyle. O her şeyin mutlaka bir iz bırakacağına inanıyordu, izsiz şey olmazdı; kuşların bile izi vardı gökyüzünde, sözcüklerin dişte, bakışların yüzde.
İsteseydin eğer, bir kere isteseydin, evet bir kez gerçekten isteseydin olan olurdu... Sen hiç istemedin ki dostum! İstemek nedir bilmedin ki! Hiç tutulmadın sen!
Tutkuların için ölmedin ki! İsteseydin
ölürdün, ölseydin olurdun! Sen hiç
olmadın ki! Evet, olmadın, çünkü sen
hiç ölmedin! Ölecek kadar istemedin,
ölümün pahasına istemedin, ölümüne
istemedin! isteseydin ölürdün, ölseydin olurdun. Oysa ne öldün, ne oldun. Çünkü sen istemedin; isteğini, istediğini aslında dile bile getirmedin. Öyle ya, bir kere dile getirseydin, olurdun, bir kez adam gibi aklından geçirseydin hemen orda olmuş ve ölmüş idin.
Sen hiç istemedin ki dostum! istemesini bilemedin, istemek nedir bilemedin! çünkü sen ol deyince olduranı hiç tanımadın!
"Ben iç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklığına yer yok."
demiş Oğuz Atay. Biliyoruz ki zaten insanlar hayal dünyasında hayal kırıklıklarına yer vermezler. Selim ve Turgut hayallerinde olmayan şeyleri yaşadılar. Ölmeden birkaç defa öldüler. Bu yüzden incelememe alıntılardan başladım çünkü bazı kitaplar insan hayatlarından birer
"Dert etme. Zamanla geçer tüm yaralar, izi kalır. İlerde o yara izlerine bakar, ' Başkalarının önünde diz çökmektense düşe kalka kendi yolumu bulmaya çalıştım,' dersin."
Çiçek Açtım
Hayalci Dede
Miras
Ruhani Ceysina
Taş Duvar Kayıp
Kıta Safir
İç Yorgunluğu
Bohem Anılar
Mira Yayınevi
Anlara Yolculuk
Bazıları Siyah Sever
Ters Yüz
Çatı Katı
Kum Saati
Cemiyet Hayatı
Yarası Gitti İzi Kaldı
Merkeze Yolculuk
Çevremizdeki insanlar ne kadar da hallerinden memnun görünüyorlar. Birşey bildikleri, okuyup öğrendikleri yok, ama kendi hallerince ne kadar da mutlular! Oysa biz, güya deliler gibi okuyoruz ,sabahtan akşama tartışıp duruyoruz, bu arada birçok şey öğrendiğimizi de sanıyoruz ama buna karşın halimizden pek memnun olduğumuz söylenemez. Her şeyden evvel yalnızız, bu dünyada neler olup bittiğini anlamak için çektiğimiz onca ızdırap da cabası. Hiçbir şey bilmesek daha iyiymiş aslında. Baksana, her şeyden habersiz öylesine aptalca yaşamak, akıllı olmaya çalışmaktan daha keyifli görünüyor. Sanırım yanlış yoldayız!
Bir Adam Ölür
Bu şehre akşamlar çöker
Saati yoktur seni bekler
Gözlerin kaybolunca benden
Zamansız bu şehre akşamlar çöker
Bu şehri hasret sarar
Mekanı yoktur seni arar
Sen de gidince benden
Mekansız bu şehri özlem sarar
Bu şehirde bir adam ölür
Eşgali yoktur, izi yoktur
Umutları da çekip gidince sen gibi
Kimsesiz, bu şehirde bir adam ölür
Bu şehir mahpushane olur
Senin gözlerinde tutsak
Bu şehir mezar olur
Senin kalbinde bir ölü,
Ve bu şehir sensizliğin başkenti
Senin için yaşarken....