Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Ka çayekê dagire saqî! Bila wek jina Kurd xweşik û wek bextê wê reş be... (Bir çay doldur saki; Kürdün kadını kadar tatlı, bahtı kadar kara olsun) DrQasimlo
Takva
Azıklarınınız; en iyi azık ise, muhakkak ki takvadir. Ey akıl sahipleri, benden korkun." (Bakara,197) Takva; ruhtaki bir hassasiyet, şuurdaki bir incelik, sürekli bir korku, daimi bir dikkat ve yoldaki dikenlerden sakınmadır. Hayat yolundaki dikenlerden... -Hirs, şehvet, korku, tamah, bencillik ve arzu, yola serpilen dikenlerden... - Hiç bir umudu gerçekleştiremeyen yerlere boşumutlar bağlama dikenlerinden... -Hiç bir fayda veya zarar veremeyenlerden duyulan yalancı korkulardan... - Ve daha pek çok dikenlerin bulunduğu bir yol... İşte böylesine durumlarda kalbe algılama gücünü, etki-tepki yeteneğini kazandıran şey, takvadır. "Elif-Lâm - Mim. Bu kitap, hiç şüphesiz Allah katındandır ve muttakiler için de bir hidayet rehberidir." (Bakara, 1-2) Gelen rivayetlere göre Ömer b. Hattab (radıyallahuanhu) Übey b. Ka'b'a: - "Takva nedir?" diye sordu. Übey: -Sen hiç dikenli bir yola girmedin mi? Ömer. -Girdim, dedi. -Peki, ne yaptın? - Eteklerimi çekip dikkat ettim ve çabaladım, dedi Bunun üzerine Übey: - İşte takva budur, dedi.
Reklam
Kur'ân'ın ve Ka'be'nin hakikatleri, Hz. Muhammed'in(as) hakikatinden (Hakikat-ı Muhammedi'den) üstündür. Bu sebeple Kur'ân'ın hakikati, Muhammed'in (as) hakikatine imam olmuştur. Ka'be'nin hakikati de Kur'ân'ın hakîkatinden üstündür. Orası (Ka'be'nin hakikati) tümüyle sıfatsızlık ve renksizliktir. Sıfatların asılları olan şuun ve itibarlar oraya giremez. Tenzîh ve takdis o mertebede dolaşamaz.
Sayfa 121 - Sufi KitapKitabı okudu
L E Y L A A KA İ N AT I YA K A R I M S E N İ İ N İÇİN....
Sayfa 67
ben de içimden hece hece ben kör dü ğüm de ği lim bil mi yor san öğ ren Me zo po tam ya nın ka dim bir hal kı yer yü zün de ki o tuz üçün cü di lim dedim
Sayfa 99 - Do yayınlarıKitabı okudu
"Gerek sahn-ı kenîsada gerek Beyt-i mükerremde” [Nerede olursa olsun; gerek Kâ'be-i Şerîf'in civarında,gerek kilisenin avlusunda...] "Hüner bir kalb-i mahzûnu sevindirmektir âlemde" [Hüzünlü bir kalbi sevindirmektir hüner.]
Reklam
Gitmekle kendinden ka­ çıp kurtulacağını mı sanıyorsun? Nereye gidersen git, üzüntülerin de seninle beraber gelecektir. Herkes gidebilir, herkes kaçabilir ama, herkes kendine hâkim olamaz, herkes kendine karşı zafer kazanamaz..
Hz. Ömer (ra) bir gece Kâbe'ye doğru gelirken, Efendimiz'in (sas) orada ibadet ettiğini görür. Gizlice Efendimiz'e (sas) doğru yaklaşır ve ne yaptığını merak eder. O anda Efendimiz (sas), Hakka Sûresi'nden ayetler okumaktadır. Sözün değerini çok iyi bilen Hz. Ömer (ra), içinden "Bunlar olsa olsa bir şair sözüdür" diye bir şey geçirir. O anda Efendimiz (sas) Hâkka Sûresi'nin 41. ayetini okuyor: "Ve må huve bi kavli şairin, kalilen ma tu'minun/ O bir şair sözü değildir; ne de az iman ediyorsunuz?" Bu ayeti duyunca Hz. Ömer (ra) şaşırır, "Benim içimi mi okuyor bu adam, yoksa o bir kâhin mi?" der. Bu sırada Efendimiz (sas) bir sonraki ayeti okumaktadır: "Ve là bi kavli kahinin, kalilen ma tezekkerun/ O bir kâ- hin sözü de değildir ne kadar az düşünüyorsunuz?" Bu ayet karşısında bir kez daha sarsılır Hz. Ömer (ra) ve der ki: "Bu sözler Muhammedin uydurması mi?" O anda bir sonraki ayeti okur Efendimiz (sas): "Velev tekavvele aleyna bada-l-ekavil, Le-ehazná minhu bilyemin, summe lekata'nâ minhu'l-vetin/Eğer bu sözleri Muhammed uydurmuş olsaydı onu kıskıvrak yakalardık. Sonra onu can damarından koparırdık!” Bu ayeti de duyunca Hz. Ömer (ra) daha da sarsılır ve hemen orayı terk eder. Ama günlerce duyduğu o ayetlerin tesiri altında ezilir.
Sayfa 248Kitabı okudu
“Sizden biri Allah için bir şeyi terkederse Allah, ondan daha hayırlısını, hiç ummadığı yerden nasip eder.” Übeyb b. Ka'b (r.a.)
“Mutluluk nedir?” “Bütün bu yokluğu, ezikliği unutabileceğin bir dünya bulmak. Birisini bütün bir dünya gibi tutabilmek…” dedi Ka.
Sayfa 341 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.