Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ünlü Kalevala destanı Fin ve Karel bölgelerinin ortak ürünüdür.
“Bilmem artık ruhuma yaşamak canım ne ki, kâinatta yerim nerede, var mı işim bu topraklarda.”
Sayfa 97 - EverestKitabı okuyor
Reklam
“Nedir insanın aklını alan, düşüncenin anlamı ne? Ne alırsa aklını insanın, anlamını düşüncenin, suyun içinde kalsın dalgalarında yaşam yeri. Ne olur gönlüne çekilirken, düşünceye de dalarken? Üzgünün aklı almaz, düşünemez olur derdini, tıpkı karın sessizliği, kör kuyunun derinliği.”
Sayfa 81 - EverestKitabı okuyor
“Kimsin necisin, ki hiç gibidir varlığın? Ölülerden biraz canlı, kayıpların bir parçacığı!”
Sayfa 49 - EverestKitabı okuyor
Kullervo'nun Hikayesi, Tolkien'in zaten var olan bir masalı yeniden anlatma -ve "yeniden düzenleme" süreci- konusundaki ilk girişimidir. Bu açıdan kendi nizamında önemli bir yer tutar. Dahası, hayal etmekten yaratmaya uzanan dolambaçlı yolda anlamlı bir adımdır; Kalevala'yı çok seven, Kullervo ile özdeşleşen ve "İngilizlere ait böyle bir şeyler"in eksikliğini duyan yetim bir oğlan çocuğunun, bir üniversite öğrencisinin, cepheden dönen bir askerin bir denemesidir.
Sayfa 165Kitabı okudu
Orta Dünya'nın yaradılışına ilham veren başka bir kaynak da Finlerin meşhur destanı Kalevala'dır. Yüzüklerin Efendisi'nde olduğu gibi bu destanda da hikâye, tüm tutkuları canlandıran Sampo adındaki sihirli bir nesnenin etrafında döner. Ve yine benzer şekilde, dünya üzerinde yıkıcı savaşlara yol açan Sampo, hikâyenin sonunda yok edilir. Bu noktada, Kalevala'nın büyüsü Vainamöinen'in tıpkı Gandalf gibi, metnin sonunda bir tekneye binerek ölümlülerin dünyasından ayrıldığını da belirtmeden geçmeyelim.
Reklam
Böğürtlen
Finlandiya'nın ulusal destanı olan Kalevala'da, dünyanın yaratılışı ve pek çok efsanenin yanı sıra Marj atta adlı kızın hikayesi de anlatılır. Buna göre bakire bir genç kız olan Marjatta bir gün ona, kendisini yemesi için yalvaran bir böğürtleni yedikten sonra hamile kalır. Zavallı Marjatta'nın evlilik dışı doğan bebeğinin öldürülmesi istenir. Ancak gökyüzü tanrısı Ukko, Marjatta'yı ve bebeğini sahiplenir ve bu çocuğun Finlandiya'nın hükümdarı olmasını emreder. Böğürtlen Fince 'marja' olarak karşılık bulur ve Maria'ya (Meryem) benzetilir. Marjatta mitosu Finlandiya'ya Hıristiyanlığın gelişinin bir etkisi olarak değerlendirilmektedir (Wilkinson 2010:100,103).
Sayfa 40 - Sel YayınlarıKitabı okudu
"...yok mu aklında dert, seher vakti kadar berrak, güneşli bahar günü. Ama ben zavallı mahluk, kederli gönlüm cansız? Kimsesiz göl kenarı koyu bulutun gölgesi, kara güz gecesi, siyah kış günü gönlüm; daha da kara, karadan kara kaderim bu."
Sayfa 350Kitabı okudu
Kalevala destanı
Kalevala'nın, kahramanlar diyarının şiirlerini, folklor araştırmacısı Elias Lönnrot 1800'lerin ortalarında derlemiştir. Lönnrot, Fin ve Karelya halklarının, çoğu hiçbir zaman yazıya dökülmemiş olan, sayısız mit ve efsanesini bir araya toplamıştır. Basılı halde resmileşen bu şiirler, ulusun Rusya' dan bağımsızlığını ilan etmesine daha onlarca yıl kala, Finlandiya kültürü ve dilinin tehdit altında olduğu bir zamanda, tam ve eksiksiz Fin destanı haline gelmiştir. Bu şiirler yaratılış, kahramanlık, kehanet, şiddet ve ölüm temalarını işlerken, başka şeylerin yanında, kahramanların sahibine sonsuz refah getiren ve gizemli bir tılsım olan efsanevi Sampo'yu ele geçirme mücadelesini anlatır. Kalevala, ilk insan Vainamöinen'in ve ayrıca demirci İlmarinen ile savaşçı Lemminkainen'in maceraları anlatır. Şiirler yaratılış hikayesiyle başlar: Tanrıça İlmatar, hamileliğinin son aşamasında, henüz doğurmamış ancak doğum sancıları başlamış halde denizde uzanmış yatmaktadır. Orada, bir kuş kucağına yedi tane yumurta bırakır. Tanrıça hareket edince yumurtalar düşüp kırılır ve bu yumurta parçaları dünyayı oluşturur. Kalevala'da bu üç sihirli nesne önemli rol oynar: Sampo: un öğütür, tuz üretir, para basar Kantele: dinleyenleri büyüler ve onları derin bir uykuya daldırır Dokuma mekiğinden yapılan bir kayık kahramanları Pohjola'ya taşır.
Türk Destanının Tasnifi
– I – Millî destanlar, tarihi vak’aları tasvirden ziyade milletin yüksek millî duygularını in’ikâs ettiren, tamamıyla ve yahut az çok tarihe müstenit bir ideal âlemi gösteren halk edebiyatı eserlerinden ibarettir. Millî destanlar (épopée) meselesini ciddi surette tetkik edenler Fransız (Roland), Alman (Nibelungen Lied), Rus ve Hintlilerin
Reklam
İran destanı şarkî İran'da tanzim edilen Firdevsî'den evvel orada bu işle Ebû Mukeyyed el Belhî, Ebû Ali el Belhî, Ebû Mensur Daqîqî gibi İran milliyetperverleri meşgul oldular. Firdevsî onlardan istifade etti. Hatta "Daqîqî"nin yazdıklarını tasrihle tamamen nakledip destan bildiğimiz şeklîni verdi, ve haklı olarak "işte Acem milletini Farslık esasında dirilttim" diye bağırabildi. Bu gurur Sâsânî İran siyasî hâkimiyetini diriltmek ümitlerinden uzaktı. Araplarla alay etmekle beraber destanın sonu matem şeklindedir. Bu destan İran'ın eski mefahirini söylemiş ve İran'ı medenî bir kül olarak göstere bilmiştir. "Kalevala" ya gelince, Steintbal'a göre 1332 yılında Lönnort bu destanı meydana koyuncaya kadar Fînler'de böyle bir destan kül olarak meydanda idiyse de milletin ruhunda yaşıyordu. Halkın destancı sairleri, bu destanın esasen böyle olduğunu duymakla beraber ancak ayı ayrı parçalarını biliyorlardı. Lönnort onları halktan öğrenerek anladığı veçhile toplayıp birleştirdi. Eserde dağınık levhaların raptı ancak Lönnort'a ilham edilen bir keyfiyettir. Lönnort bu işi pek kolaylıkla yapmış değildir.
...Kırgızların değil bütün Türk milletinin mefkuresini ve düşüncelerini bir yere toplayan destanlar bütün Türk mille‐tini birleştiren Oğuz ( Hun, Kun) ve Çingîz vekayii gibi hâdiseler dolayısıyla husule gelmiş, fakat üçüncü devreye giremeyip büyük bir millî halk şairi tarafından tespit edilerek muntazam millî destan şeklini alamamış velüful edip gitmiştir. Bizde bu büyük destanların ancak enkazı vardır. Üçüncü devirde hakiki ve mîllî destan teşkilinin en güzel misalleri İran Şehnâmesiyle Fin kalevala'sıdır.
Ay, kalmadı kalbimde yer, başımda acıdan başka. Geldim yolunun sonuna acının, kalmadı yer kalbimde, ölümümden başka, kırıldı ömrün yolu, öyle ağırdı âlemin eli, gönlüme kederi koyan.
"Çok, çok uzak diyarlara yayılır Väinämöinen'in şarkılarının, kahramanın erdeminin dalgaları." -Kalevala (Fin Mitolojisi destanı)
Sayfa 162 - Alfa Basım Yayım DağıtımKitabı okudu
85 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.