"Dünyada hiçbir şey yokmuş, hatta daha dünya yokmuş. Yalnızca Allah varmış. Allah bilinmeyi sevdiği için bir nur yaratmış. Yarattığı nura celal ve rahmet nazarıyla bakıp 'Muhammed ol!' demiş. Işık üstü ışık bir nur olmuş. Allah'ın cemal ve izzeti karşısında yüce yaratıcıya kulluğunu arz etmiş:' La ilâhe illallah: Allah'tan başka ilah yok!' Allah kendisini ilk bilen bu nurdan kuluna ihsan buyurmuş:' Muhammed rasûlullah: Muhammed Allah'ın elçisi!' "
Mevlid-i Nebevî ile Miraciye'nin okunması gayet faydalı ve güzel bir âdettir ve iyi, hoş bir âdet-i İslamiye'dir. Belki hayat-ı ictimaiye-i İslamiye'nin gayet latîf, parlak ve tatlı bir sohbet sebebidir. Belki, hakaik-i imaniyenin hatırlatılması için en hoş ve şirin bir derstir. Belki imanın envarını, muhabbetullahı ve aşk-ı Nebevi'yi göstermeye ve tahrike en müheyyic (heyecan uyaran) ve müessir bir vasıtadır....
Onlar namazı dosdoğru kılan, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir.
İşte onlar gerçekten mü’minlerdir. Onlara, Rableri katında yüksek mertebeler, bağışlanma ve cömertçe verilmiş rızık vardır.
Apaçık Kitaba yemin olsun ki, Biz Kur’an-ı mübarek bir gecede indirdik. Biz, gerçekten uyarıcıyız. O mübarek gecede, her hikmetli iş katımızdan bir emirle ayırt edilir.” (Duhan, 44/1-4)
وَالْـكِتَـابِ الْمُب۪يـنِۙ اِنَّٓـا اَنْـزَلْنَـاهُ ف۪ي لَيْلَـةٍمُبَارَكَةٍ اِنَّا كُنَّا مُنْذِر۪ينَ ف۪يهَا يُفْرَقُ كُـلُّ اَمْرٍ حَـك۪يمٍۜ اَمْراً مِنْ عِنْدِنَاۜ اِنَّا كُنَّا مُرْسِل۪ينَۚ رَحْمَةً مِنْ رَبِّكَۜ اِنَّهُ هُوَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يمُۙ
Apaçık olan kitaba (Kur’an’a) yemin olsun ki biz onu mübarek bir gecede indirdik. Çünkü biz insanları uyarmaktayız.
O gecede her hikmetli iş tarafımızdan bir emirle ayırt edilir (hükme bağlanır). Şüphesiz biz, Rabb’inden bir rahmet olarak peygamberler göndermekteyiz. O, her şeyi işiten ve bilendir.
Ya Rab o ne bereket, coştukça coşan!
Ya Rab o ne gece, nuruyla aydınlığa boğan!
Ya Rab o ne göz kamaştıran nurlar!
Ya Rab o ne güzellik ki parıl parıl parlar!