Kant'a göre, karakterimizi numenal dünyada seçmişizdir
ve artık bu seçimden geri dönmek olanaksızdır.
Schopenhauer da farklı karakterlerin doğuştan geldiğini
ve değişmez olduğunu açıklar.
Herbert Spencer da, çok farklı bir açıdan baksa da insan karakterinin uzun vadede dış güçlerin, yaşam koşullarının etkisiyle dönüşebileceğini kabul etmektedir.
Sayfa 18Kitabı okudu
Putların AlacakaranlığıFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20216,2bin okunma
İnsan denen şey,anılarını yakıt olarak kullanıp yaşamını sürdürüyor olamaz mı acaba? O anıların gerçekte önemli olup olmadığının,yaşamın sürdürülmesi açısından hiçbir önemi yok.Sadece yakıt.İster gazetenin reklam broşürü olsun,isterse felsefe yazıları;ister pornografik fotoğraflar olsun,isterse on bin yenlik kağıt para desteleri; ateşe verdiğinde hepsi sadece bir kağıt parçası değil midir? Ateş, 'Aa,bu Kant! ' ya da 'Bu Yomiuri gazetesinin akşam baskısı' veya 'Vay, ne güzel memeler bunlar böyle' diye düşünerek yakmaz onları. Ateşe göre bunların hepsi kağıt parçasından başka bir şey değildir.İşte tam da böyle.Önemli anılar,çok önemli anılar ve hiçbir önemi olmayan anılar...hepsi sadece ve sadece yakıt.
Sayfa 152 - Doğan Kitap YayınlarıKitabı okudu
Yunanlı kucağında Türk balası.
Doğudan batıya,kuzeyden güneye,tüm yeryüzünün fanatik, bağnaz ve kesin inançlı kafalarına vurulmuş insanlık tokadı bu kare...
Sanki öz yavrusunu basıyor bağrına,bir canı kurtarmanın gurur ve huzuru akıyor yumuk gözlerinden...
Bu tavrı engellemiyor inancı,ve yapma gerekçesi de değil mutlaka...
Sadece ve sadece insan oluşu o kadar...
hani diyor ya Kant;"üstümde yıldızlı gök, içimde ahlak yasası"
Yunanlı kucağında Türk balası..
Ve diyor ya Nietszche ;
"Dindarlığını Tanrı'ya göster, bana insanlığın lâzım"
"Dünyayı bilmek isteyen, onu önce kurmak zorundadır, hem de kendi içinde."
