Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
''Ölçek ilginç bir şey. Bazen sıcak günlerde her şey çok büyük ve etrafa iyice yayılmış gözüküyor. Zihinle kavranamayacak, gözle algılanamayacakmış gibi. Kışları düşündüm sonra. Gri kış gökleri, erken çöken kış akşamları Londra'yı maket bir kasaba gibi küçültüyor. Dükkanların ışıklandırılmış pencereleri tütüncüsüyle, çamaşırhanesiyle, fırınıyla maket dükkan pencerelerini andırıyor.''
Sayfa 157
368 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
İmkansızlıktan umuda uzanan etkileyici bir eser.
Kaplumbağalar Eser, Ankaraya 100km uzaklıktaki Tozak köyünde geçmektedir. Halkın bürokrasi karşısındaki çaresizliğini konu alır… Alevi geleneği ve kültürü süren Tozak Köyü oldukça fakir ve kıraçtır. Köyde neredeyse tek yetişen bitki buğdaydır, ondan da istenilen verim alınamaz. Köylü kavurucu sıcağa rağmen bir avuç buğday için tarlada çalışmak
Kaplumbağalar
KaplumbağalarFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20063,450 okunma
Reklam
Daha fazla, daha derin bir şey olmalı, belki kendisinin de tam bilmediği, bilincine çıkaramadığı ama içinde bir yerde çöreklenip kalmış bir kara delik. Bence korkuyordu. Kaplumbağa gibi kabuğunun içine çekilerek sevgiye, aşka, duyguya karşı korumaya çalışıyordu kendini.
Sayfa 263Kitabı okudu
Hunların Ataları Hakkında
MÖ 2255-318 yılları arasında pek açık olmamakla birlikte Hunların atalarına dair bazı belgeler mevcuttur. Kaplumbağa kabukları ve kemikler üzerine yazılan söz konusu metinlerde Hunların atalarının Çin'deki hanedanlada ilişkilerine yer verilmektedir. Daha sonraki devirlerde de görüldü­ğü gibi Moğolistan'dan güney yönünde Ordos-Kansu koridoru Hunların atalarının Çin'e akın yoludur. Bu akınlar neticesinde Çin'deki ilkel tarıma dayalı Lung-shan kültürünün yerine bozkır özellikli Yang-shao kültürü ortaya çıkmıştır. Yang-shao kültürü demirin kullanımı, atın evcilleştirilmesi, Gök kültü gibi karakteri dolayısıyla bozkır özellikleri taşımaktadır. Bu kültürün siyasi sahnede en belirgin temsilcisi Chou (MÖ 1122-255) Devleti' dir. Bozkır özellikleri taşıyan bu devlet zamanla Çinlileşmiştir. Diğer taraftan MÖ 318 yılında bir anlaşma dolayısıyla en bilinen Hsiung-nu transkripsiyonu ilk defa kullanılmış ve bu durum bir daha değişmemiştir. Söz konusu olayın niteliği şudur: Çin'de Savaşan Devletler Çağı'nda on dört beylik birbiri ile mücadele ediyordu. Bunların beş tanesi kuvvetliydi ve en kuvvetli olan Ch'in'e karşı Hunlardan askeri destek alabilmek maksadıyla Hunlardan yardım talep etmişlerdir. Fakat, Hunların desteğine rağmen Ch' in devletçiği başarı kazanmıştır. Hunlara karşı savaşlarda başarılı olamayan Çinliler, yüz yıl süren askeri reformlar yapmışlar, ordularını bozkır tarzında teşkilatlandırarak, eğiterek silahlandırarak onları durdurmaya çalışmışlardır.
Kabuğuna çekilmiş bir kaplumbağa gibi yaşıyordu; herkesle her türlü ilişkisini kesmişti…
"Dışarısı çirkinleştikçe, bir kaplumbağa gibi kapanmıştım sert kabuklu kendime. Ağırdı kendim, ezilmiştim. Ne kimseyi içeri almış, ne de dışarı çıkabilmiştim. Mahpus kalmıştım adına emniyet dediğim o müemmen sürgüne. Kendi kendime. Dünyaya karşı uyuşmuştum böyle böyle."
Reklam
"Ama öğrenmek kolay değildir, bir kaplumbağa gibi sabırlı, başı göklere değen yalçın kayaları un ufak eden rüzgâr kadar inatçı olmalısın."
Kabuğuna çekilmiş bir kaplumbağa gibi yaşıyordu; herkesle her tür ilişkisini kesmişti.
Kabuğuna çekilmiş bir kaplumbağa gibi yaşıyordu; herkesle her tür ilişkisini kesmişti.
Sayfa 33
Sanırım git gide kabuğuma çekiliyorum bir kaplumbağa gibi...
Reklam
RASTGELE EREKSİYON Rasyonel fikirlerin irrasyonel düşünceleriyiz her birimiz. Gökkuşağı gibi hayallerimiz, tabularla boyanmış durumda mürteci siyahına. Pitoresk olmaya aday story'lerin, lağım boruları patlak arka mahallesi gibi hayatlarımız. Günahı sırtına yüklenmiş kaplumbağa gibi yavaş saatlerin, hızlı çocuklarıyız biz. Hiç okumamış, libidosu yüksek entelektüellerin, kelimeler bedava diye yazdığı o iğrenç romantik şiirleri SEVEYİM!! BURAK YELİN
Şu şapkayı çıkarıp atıyorum ırmağa; Her şeyim sizin olsun, hep sizin kesik başlar. Rüyasında örümcek başlarsa ağlamağa, İçine gül koyduğum tüfek ölmeğe başlar. Günahını sırtına yüklenen kaplumbağa Gibi ölüm önünde öz benliğim yavaşlar. Öyleyse şu şapkayı fırlatayım ırmağa.
aslında kabukları koparılmış iki kaplumbağa yavrusu olduğumuzu düşünüyordum, iki kabuksuz kaplumbağa gibi birbirimize sokuluyor, birbirimize sığınmaya uğraşıyorduk.Eğer koparılmamış olsaydı kabuklarımız birbirine çarpar, birbirimize sokulmamızı önlerdi, hikâyelerimizi bu kadar çabuk anlatmazdık. Biz anlatmamak üzere eğitilmiştik, kimliğimizi sırtımıza yazarlar, kabuğumuzu sıkıca üstümüze kapatırlardı, böylesine çabuk ele vermezdik kendimizi.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.