Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sosyal Demokrat Fırkası
Sosyal Demokrat Fırkası, mütareke döneminde kurulan siyasi fırkalardan biridir. Fırka devletin çeşitli organları tarafından kabul edilen Wilson İlkeleri çerçevesinde Osmanlı Devleti’ni çağın ihtiyaçlarına göre dönüştürmek amacıyla kurulmuştur.Merkezi İstanbul Şişli’deki Kebir Caddesinde yer alan 104 numaralı özel daireyken sonradan,bu merkez
Erzurum istasyonunda Mustafa Suphi'ye karşı gerçekleştirilen protestolar trenin doğruca Trabzon'a gitmesine neden oldu. Bu şüphesiz ki, tam olarak Kazım Karabekir Paşa'nın istediği şeydi. Rüştü Bey'in 29 Ocak 1921 tarihinde gönderdiği telgrafta ise. Trabzon'a kadar ki bütün merkezlerde Suphi'ye benzer protestolar
Sayfa 83 - Mavi Gök YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Enver Paşa, Cihan Harbi'nin bitmesiyle her ne kadar güçten düşmüş olsa da nihayetinde bir İttihatçıydı. Üstelik kongre salonundaki yegane İttihatçı da Enver Paşa değildi. İttihatçıların göz bebeği ve hürriyet kahramanı olan Enver Paşa'nın şahsına yapılabilecek bir hakaretin sonuçları elbette kötü sonuçlar verebilirdi. Zira Enver Paşa'nın etrafında her daim kendisini feda edebilecek adamları bulunmaktaydı. Mustafa Suphi'nin katledildiği olay mahalli de tam olarak bir İttihatçı yuvası olan Trabzon ve havalisiydi. Yahya Kaptan sıkı bir Enver'ci olmakla birlikte, Kazım Karabekir Paşa ile birlikte Mustafa Suphi'ye yapılacak protestoları tasarlayan Erzurum Valisi Hamit Bey de koyu bir İttihatçıydı. Hatta kendisi "Deli Hamit" olarak anılırdı. Tabii, bu isimler veya Enver Paşa'nın mektubu, yine de tam olarak cinayetin sorumluluğunu Enver Paşa'ya yıkmak için yeterli değildir. Şurası gerçektir ki, Mustafa Suphi tasfiye edilmek istenmiş, tasfiye edilmiş ve arkasında onlarca cevap bırakarak meçhule karışmıştır.
Salatalık turşusu dediğin kurulduğu kaptan yenir :)
Ufak küpte güzel salatalık turşusu vardı. Evvela bundan istediğimizi yemeye kendimizi salahiyettar kıldık, sonra da kapıdan çıktık savuştuk.
Yılmaz Özdil, Son Cüret, Sia Kitap, Ekim 2020
NOTLARIM: Milli mücadelenin ilk direniş bildirisi Mekteb-i Sultani’ de yapıldı. Alsancak X Punta / Bahribaba Parkı X Maşatlık olmuştu. Yunan halkında Megali İdea anlayışı
Kayıkçılar kâhyası merhum Yahya Kaptan Trabzon'da siyâsî bir cinayete kurban gitmiş fevkalade mühim bir simâdır. Kendisi Enver Paşa taraftarlığıyla iştihâr etmiş ve Ali Şükrü Bey'in yanın da yer alarak Ankara ve dolayısıyla M. Kemal'e karşı muhalif tavır almanın cezâsına çarptırılmıştır. Halbuki bundan az bir müddet evvel M. Kemal'in talimatıyla Rusya'dan Türkiye'ye dönmekte bulunan Mustafa Subhi ve avânesini ayaklarına taş bağlıyarak denize atıp boğdurmuştu. Harb içinde Trabzon'da müstakil bir hükûmet reisi gibi hareket ediyor ve bu durum Ankara'nın hoşuna gitmiyordu. Böyle adamlar kullanıldıktan sonra işleri bitirilmesi gereken tehlikeli kimselerdi. O sıralarda Trabzon'da askeri vâli olarak bulunan Sâmi Sâbit Karaman vâsıtasıyla Soğuksu yolunda askerlerce pusuya düşürülerek şehid edildiği iddia edilmişse de Kâzım Karabekir Paşa bu iddiayı reddederek şöyle demektedir: "... Ali Şükrü Bey, esrar perdesini kaldırdı. Kaatiller Ankara'dan gitmiş... Osman Ağa'nın adamları imiş... Perde kalktı, cinâyetin nereden geldiğini..." (Bkz. Kâzım Karabekir İstiklâl Harbimiz İstanbul 1960, sh.1148.) Kâhya diye meşhur olan bu kayıkçılar kâhyası Yahya Kaptan, üzerinde araştırma yapmaya değer bir şahsiyettir.
Sayfa 16 - SEBİL YAYINEVİ / 10. dipnotKitabı okudu
Reklam
OY ATMAYANLAR
ADANA: Ali Rıza Güllüoğlu, Şevket Yılmaz. AFYON KARAHİSAR: Mehmet Rıza Çerçel, Şevki Güler, Süleyman Mutlu. AĞRI: Abdülkerim Beyazıt, Nevzat Güngör, Kasım Küfrevi. AMASYA: Vehbi Meşhur, Kazım Ulusoy. ANKARA: Hüseyin Balan, Orhan Birgit, Sinan Bosna, Osman Bölükbaşı, Şinasi Özdenoğlu, Emin Paksüt, Suna Tural, Cengizhan Yorulmaz. ANTALYA: Ömer
Sayfa 213 - Sayfa Yayınları
Dayım Şükrü Bey, 1306 ’da Japonya ’da mahvolan Ertuğrul Gemisi’nde boğuldu. Mektepten birkaç sene evvel çıkmış muktedir bir makinistti. Teyze çocuklarından ressam Hüsnü Bey de, Mehmet Kaptan da bahriye binbaşı zabiti idiler. Mütekaittirler. Mehmet Kaptan ’ın kız kardeşi Seniye Hanım ’ın da kocası bahriyeli idi. Kardeşim merhum Şevki Bey de bahriyeliydi. Biz Hulusi Bey ile kara zabiti, kardeşimiz Hilmi Bey jandarma idi. En büyüğümüz Hamdi Bey, mülkiyeden mezundur. Teyze ve dayı ciheti bahriyeye intisap etmiş, çoğumuz asker mensubu. Teyzelerimin torunları da epeyce çoğaldı ve iş sahibi oldular.