Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Daha çok yatırım, daha çok üretim, daha çok tüketim, daha çok Ar-ge, daha ince teknoloji, daha çok kâr, daha çok büyüme. Eee! Ne olacak yani? Bu bir çılgın koşu, bir çıkmaz sokak, bir serap. Tabiatı ve insanı daha ne kadar sömürebilirsiniz? Bu konuda düşünenler bir muhalefet cephesi oluşturamasalar da uyarı yapıyorlar. Ne ozon tabakasının delinmesi, ne buzulların erimesi, ne su kaynaklarının tükenmesi, ne sadece Irak ve Suriye'de milyonla insanın katledilmesi, ne fakir ülkelerde dakikada birkaç çocuğun ölmesi kimseyi sarsmıyor. O halde bize düşen nedir? Şudur: Bu "Tüketim Ekonomisi"ne karşı "Kanaat Ekonomisi"ni zihnen-fikren-ilmen oluşturup uygulamak.
Sayfa 103Kitabı okudu
Demek ki ticaret ve sanayideki daralmaların sebebi sermayenin faizidir; paranın bedelini ödemekte kullanıldığında bütün antikçağın tefecilik diye damgaladığı, fakat ev kirası, çiftlik kirası veya kar adı altındayken kimsenin mahkum etmeye kalkışamadığı faizdir: Sanki borç verilen şeyin türü borcun bedelini, hırsızlığı meşrulaştırabilirmiş gibi.
Reklam
"Bir kez bak aynaya Ömrümüz geciyor Neşe keder hepsi gecer Bize kar kalan nedir bu dünyadan"
Korkuyorum yarından, bitirirken günümü, Her beliren şafakta arar oldum dünümü Acının gerçeğini yaşamışsa yüreğim, Yalandan bir tebessüm, güldüremez yüzümü.Derinlere dalıyor bu gece hep gözlerim. Düşüncelerim yoğun, hüzün dolu sözlerim. Bir kuşun çırpınışı aklıma takılıyor. Kalabalık içinde yalnızlığı özlerim.Gönlüme damlamıyor, mutluluğun zerresi. Nereye baksam her şey, hüznün birer simgesi Buruk bir sonbaharın rüzgarıyla solmakta, İçimde büyüttüğüm nadide gül bahçesi.Bir gün anlayamadı, beni, bana dost olan. Bunca yıl yaşadım da nedir elimde kalan? Yüzümde yaz güneşi, içimde kar yağarken, İnanmayın, hayata gülümseyişim yalan.
İyi başarılar ve güzel davranışlardan kâr payı çıktığı zaman, sahtekârlığın iyi ahlaka yeterince uygun olduğunu düşünüyorlar.
.... Neden “Sosyalizm” ? Albert Einstein, Mayıs 1949: Ekonomik ve sosyal konularda uzman olmayan birisinin sosyalizm üzerine görüşlerini açıklaması önerilebilir mi? Bunun birkaç nedenle olabileceğine inanıyorum. Öncelikle soruyu bilimsel bilgi açısında ele alalım. Astronomi ile iktisat arasında önemli yöntemsel farklılıklar yokmuş gibi
Reklam
"Allah yoksa Cennet de yok demektir. O zaman hayatı yokluklar, fakirlik ve ezilerek geçen milyonlarca kişi Cennet'e bile gidemeyecek. O zaman yoksulların çektiği onca acının anlamı nedir? Ne için yaşıyoruz ve bunca acıyı boşu boşuna neden çekiyoruz?"
Değil Mi? - Ulu Tanrım, akıl ermez sırrına, Bin bir ismi hakta pinhan edersin. İçirirsin sabrın peymanesini, Hikmetini sonra ayân edersin. Gizlenirsin bir nüvenin içinde,
Dayansın, lakin nedir kâr? Nedir gerçekte zarar?
Sayfa 37 - Dergah yayınlarıKitabı okudu
YALNIZLIĞIN YARATTIĞI İNSAN Pardösüsünün kürklü yakasını kaldırınca üşüdü mü diye baktım. Aslında soluk esmer yüzü balmumu gibi sararmıştı. – Üşüdün, dedim. Kaşını kaldırdı. Yanağındaki çıban yerinde kan yoktu. Durdum. Yüzünü avuçlarıma alıp ovaladım. – Neden böyle oldun, dedim. Güldü. Karanlığa doğru tükürdü. Başını iki tarafa şiddetle
Reklam
92 syf.
·
Puan vermedi
Hikeyeler çekip alındığında insanlıktan geriye ne kalır? Ninniler en basit hikayeler değil midir? Onlarla büyürüz. Sonra devreye mutlu sonla biten hikayeler, yani masallar girer. Şarkılar ise notaya dökülmüş hikayelerdir. Biraz daha büydüğümüzde de hikayenin farklı biçimleri olan öykü ve romanlarla tanışırız. Filmler, görüntülerle anlatılan
Bazen Hayat
Bazen HayatSine Ergün · Can Yayınları · 2012253 okunma
Sömürme olmasaydı, kâr olmazdı; kâr olmasaydı, kapitalizm ve kapitalistler olmazdı...
Sayfa 34
Günaydın Yaşamak!
Konuşmak. Tabii ki Varlık nedir başka Yaşamak nedir Az. İnce. Yalın. Derin Su gibi. Rüzgâr gibi Yaprak gibi
https://linktr.ee/synergykendiyas
🟢İNCİ TANESİ: 📌ARŞI AŞAMAYAN GÜNAHLAR 1 Ey kullar bilir misiniz, yaptığınız her şey Allah'u Tealaya ulaşır ama tecelli etmez Günahların da bir vücudu vardır. Günahlar öyle yükselir ki bir yere gelince Rabbine gitmeye utanır. Öyle ya günahın da bir vücudu, eli kolu, dili vardır 2- Öyle ya, onlar da size şahitlik edecektir. "Beni
Peki insana neden sormaz Yaratıcı yaratılmak ister misin istemez misin, diye
Bu varoluşa bir isyan sorusu, bu isyan hali iki õnemli sorun barındırıyor kanaatimce Doktor. Birincisi, insan yoksa, bir hiçse ona var olmak isteyip istemediği nasıl sorulacak? Yok olan bir şeye soru sorulamaz. Yok olan bir şey ancak var edilir, var kılınır. Hastan y eksi 3 yılında bir embriyo bile değildi; sadece Yaratıcının (lminde, ilim cinsinden bir varlığı vardı. Yok olduğu için, var olmak nedir bilmiyordu. Yoktu ve var olmak gibi bir niyeti de yoktu. Sonra bir gün anne babasının cinsel birleşmesinin ardından yaratıldı. Varoluşunu annesine de, babasına da borçlu değildi. Anne ve babası, her kim iseler, sadece buna vesile oldular. Kısacası var edilip edilmeyeceğini sormak için önce onu var etmek gerekir. O zaman da insan za ten var olmuş olur ve bu soru gereksizleşir. İkincisi, bu sorunun altında yatan saik, benliğin Yaratıcı kar- şısında kendi varoluş konumunu ayarlayamamasıdır. Yok ve hiç iken insana varoluş imkânı tanınması, tüm sahip oldukla- rının Yaratıcı tarafından verildiğini, sunulduğunu gösterir. Yani insan mutlak ācizlik, mutlak fakirlik, noksanlık ve mutlak ek- siklik mertebesindedir. Varoluş kimliği hiçlik olan bir insanın, kendisine varoluş imkânı tanıyan Mutlak Varlığa 'Beni neden yarattın, yaratırken bana mı sordun?' demesi bir sınır sorunu- dur. Mutlak Varlık, varoluş kimliği hiç olan bir şeye, 'Seni var etmek istiyorum, ne dersin?' diye niye sorsun ki? Böyle bir so- runun sorulması gerektiğine hakkı varmış gibi iddia etmek, Yaratıcı karşısında bir konum elde etme çabası, Yaratıcıyı bir nevi hesaba çekme girişimidir ve ciddi bir sınır ihlalidir."
Sayfa 234Kitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.