Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
10/10 puan verdi
Değerler Psikolojisi ve İnsan
"Toplumu bir bina gibi tasavvur ederek , bireyler binanın yapı taşları, değerler ise çimentosu sayılabilir. Harç ve çimentosu olmayan binanın kolayca dağılması gibi toplumun da aynı duruma maruz kalma ihtimali vardır."diyen yazarımız Nevzat tarhan'dan ufacık bahsetmek istiyorum Nevzat Tarhan,
Değerler Psikolojisi ve İnsan
Değerler Psikolojisi ve İnsanNevzat Tarhan · Timaş Yayınları · 2015260 okunma
Artan sorumluluk duygusu, katılımcılık duygusu ve iyileşme başarısı gururuna sahip olarak iyileşme sağlanabilir.
Reklam
Finlandiya Eğitim Sistemi
Finlandiya halkı, asfalt ile 1920'li yıllarda tanışmıştı. 19. yüzyılın başlarına kadar tek bildikleri yoksulluktu. Aksine Brezilya'nın Sao Paulo şehrinde ilk asfalt yol 1909'da yapıldı. O dönem tarımsal ekonomiyle ayakta kalmaya çalışan Finlandiya, ilk asfalt otoyolunu açmak için 1963 yılını bekleyecekti. Ancak bu iki ülke, yıllar içinde
artan bir sorumluluk duygusuna, katılımcılık duygusuna ve aslında iyileşme başarısının gururuna sahip olmadıkça kimse iyileşemez.
Sayfa 73 - Say YayınlarıKitabı okudu
Basitleştirirsek, öteki hayatlar yalnızca öte­kilerindir. Böyle düşünürüz. Böyle düşünmeyi demokrasi sanırız. Onların hayatta olduğunu biliriz bilmesine de ancak onlardan gelen haberler karşısında duyduğumuz üzüntü, sevinç, katılımcılık eşantiyondur. Ne çoktur ne de az; belli ölçüleri aşmaz, aşamaz. Aşmamalıdır; çünkü aşmak içselleştirmeyi şart koyar.
Siyasete ilgisiz görünen bir toplum, ortamın değişmesiyle aniden büyük bir katılımcılık sergilemeye başlayabilir.
Sayfa 236 - Cem EroğulKitabı okudu
Reklam
Statümüzü "Facebook"a Sattık
Facebook da, Google da, Amazon da, McDonald's ve IKEA gibi kapitalist kuruluşlar. Bedava hizmet sunuyorlar diye onlara müteşekkir kalmanız gerekmez, ödediğimiz bedel çok büyük. Hem de "içeriği oluşturan sizlersiniz" diye öne sürülen "katılımcılık" avunutusuyla bertaraf edilemeyecek kadar.
240 syf.
·
Puan vermedi
·
78 günde okudu
Ezilenlerin Pedagojisi Freire, okuryazarlık programları, eğitimde katılımcılık ve öğrenci merkezli yaklaşımlar gibi pratik öneriler sunar ve ezilenlerin özgürleşmesi için eğitimin gücünü ortaya koyar. Freire'nin önerdiği alternatif pedagoji, "diyalog" ve "toplumsal bilinç" kavramlarına dayanır. Ezilenlerin özgürleşmesi için eğitimin, öğrencilerin düşünme becerilerini geliştirmek, eleştirel bir farkındalık oluşturmak ve toplumsal değişimi desteklemek amacıyla bir araç olarak kullanılması gerektiğini savunur. Öğrencilerin kendi deneyimlerini, kültürlerini ve toplumsal kimliklerini paylaşmalarına ve bunları eleştirel bir perspektifle incelemelerine olanak sağlamak, Freire'nin pedagojik yaklaşımının temel unsurlarındandır. Kitap, eğitimin toplumsal dönüşümdeki rolüne odaklanır ve eğitimin ezilenlerin özgürleşmesinde nasıl bir araç olarak kullanılabileceğini araştırır.
Ezilenlerin Pedagojisi
Ezilenlerin PedagojisiPaulo Freire · Ayrıntı Yayınları · 20181,194 okunma
Değişebilmek için hastanın çok büyük bir değişme isteği ve dürtüsü olmalıdır. Herkes birilerini suçlar ve böylece sorumluluktan kurtulur. Sorumluluk derken bir hakimin bakışıyla sorumluluğu kastetmiyorum. Sanki bir hakimmişiz gibi kimseyi itham etmeye hakkımız yok. Kimseyi itham etmiyorum. Ama hala bir gerçek var; artan bir sorumluluk duygusuna, katılımcılık duygusuna ve aslında iyileşme başarısının gururuna sahip olmadıkça kimse iyileşemez.
Kamusal alanda sorunlar ortaktır.
Demokratik bir toplumda, etik bir değer olan adalet kavramı ile insan hakları temeli üzerinde hukuk devleti inşa edilir. Böylesi bir düzende yurttaş olmak önemlidir. Yurttaşlar arasında katılımcılık, paylaşım, eşitlik, özgürlük, söz söyleme, tartışma, müzakere etme vardır. Kamusal alanda sorunlar ortaktır. Katılımcılığa dayalı böyle bir toplumda yasaların içinde adalet kavramı yerleşiktir. Tek bir yurttaşa yapılan haksızlık tüm yurttaşlara yapılmış sayılır.
Reklam
Bu ülkede artık kimsenin yüzü kızarmıyor
“Günay Hanım, ne demiş şair? ‘Güleriz ağlanacak halimize’, demiş!” “Ağlanacak halimizin de farkında değiliz ki! Doğal kabul ediliyor. Batı toplumlarının ne denli kuralcı olduğunun kimse farkında değil! Bilir misiniz ki, İngiltere’de, belediye bir tarafa, mahalle halkından izin almadan evinize neredeyse bir çivi bile çakamazsınız! Hani, diyelim
Hoşgörü ve katılımcılık
Diyalog ve hoşgörünün sonucunda katılımcılık ortaya çıkar. Katılımcılığın sonucunda da verim artar. Mesela iki kişilik bir evde insan kendini ailenin ortağı gibi hissederse artık olayları iki gözle değil, dört gözle görür, dört kulakla işitir. Diğerinin adına da üzülür, onun adına da endişe eder, onun adına da endişe eder, onun hakkını da savunur. Pozitif diyalog ve katılım olduğu zaman iki kişi 11 kişi gibi olur...
Sayfa 213
Adalet: İyilik hissinin paylaşılması ve topluma dağılması. Dayanışma : Sevgi ve mutluluğun toplumda yayılması. Katılımcılık: Etkin kamusal katılım. Güvenlik: Barışın aktif olarak duyumsanması. Eşitlik: Kimsenin bir diğerine üstünlük taslamaması…Huzurlu bir toplumun inşası için. |
Kemal Sayar
Kemal Sayar
Bugünün küresel dünyasındaki çoğulcu sivil toplum arayışları daha çok neoliberal düşüncenin öngördüğü şekilde, devletten ayrı bir toplumsal varoluş alanının mevcudiyetini önemli bulmaktadır. Burada devlet ve toplumun iki ayrı varlık olarak algılandığı; sivil toplumun daha çok çıkar gruplarının varlığı ile özdeşleştirildiğini söyleyebiliriz. Yani toplumsal alanın liberalizmin öngördüğü şekilde “sörünmez el” tarafından iktisadi olarak kendini düzenleyeceği varsayılmaktadır. Bu kabul açısından çıkar ve baskı gruplarının devleti etkileyerek, devlet ile toplum arasında bir denge kuracağı gerçeği söz konusudur. Katılımcılık burada önemli bir unsurdur. Demokratik işleyişin karar süreçlerine toplumun katılımının sağlanması önem kazanmakta; bu, halkın siyasete ve dolayısıyla devlete daha çok müdahalesi ya da katılımı anlamına gelmektedir.
Sivil toplum kuruluşlarının katılımcılık anlayışıyla çalışmalar yapılması ve toplumla paylaşması onların varlık nedenidir.
Sayfa 16 - Müfit AKSOY
59 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.