Yoksulluk korkunç bir şeydi. Ben de çok yoksulluk çekmiştim. İstersem çekmeyebilirdim. Çok para kazanabilir, zengin bile olabilirdim. Ama söz benim için kutsaldı. Sözün gücüne inanıyordum. İnsanoğlunun yoksulluğu alçakça bir şeydi. Buna karşı koymayan, sömürüyü yutan yazar değil, insan bile olamazdı bana göre. Bu benim yaşamımdan daha değerliydi. Bu iki kutsal kavram için her şeyimi verebilirdim. Her zaman biraz ekmek, bir başımı sokacak oda, orada yazabilmek…
Günümüzde pek çok kavramı ve kelimeyi aslında ne manaya geldiğini bilmeden tutarsızca kullanıyoruz. Özellikle muhtevaları tam olarak irdelenmeden Türkçe'ye ve İslam'a uyarlanan bu kelimeler günümüzde büyük bir kavram kargaşasına sebep olmaktadır. Rasim hocanın günümüzde aşina olduğumuz bu gibi kavramların önce felsefî ve sosyolojik açıdan sonra İslami açıdan onu nasıl kavramamız gerektiğini anlattığı bu eser her müslüman gencin tekrar tekrar okuması gereken ufuk açıcı bir kitaptır.
Paul Muad'Dib efsanesi serinin ikinci kitabıyla devam ediyor. İlk kitap Dune gezegenini ana hatlarıyla tanıtıp bunun etrafında şekillenirken, bu kitap derin sorgulamalar içeriyor. Paul, İmparator olduktan sonra kendisini insanlıkla tanrılaştırılma arasında kalmış bir yaşamda buluyor, kitap boyunca onu bu iki kavram arasında sıkışmış bir şekilde