Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gönül oyunları zamansız ve kuralsız olduklarında hep hayata küstüren olmuştur.
Eski insanlar ve eski edebiyat ne kadar güzel anlatmışlar aşkı... Onda vuslat olmaz. Aşk bir sanat harikasının karşısında durup onu en nihayetsiz duygularla seyretmektir. Ona dokunmak, onu örselemek, onu kirletmek değil. Aşk, ulaşılmayanın peşine düşüş... Arada koştukça kapatılamayan mesafeler... Gönlün müşahhası mücerretleştirecek gibi fehmettiği gözleri kamaştıran ışığa doğru koşuş... O pırıltıların mıknatıs gibi ruhu kendisine doğru görülmez ellerle çekişi... O pırıltıların bedene yansıyan enerjisine kendisini kaptıran bedenin pervaneleşip onun etrafında dönüşü... Aşk işte o zaman gönülde belirginleşir. Leyla basamak olur Mevla yolunda... Kerem dokunmak için hazırlanırken Aslısına, aşk ateş olur...
Reklam
Ayrılış ilişkinin kayıp çocuğudur; özlem de sevginin ikiz kardeşi...
Ben insanların asaletinin parada değil iç güzelliklerinde gizli olduğu kanaatindeyim evlat.
Kitapta bir ergenin sözleri:
Onu izlerken aniden babasına karşı sevgiyle doldu Ada’nın içi. Ne kolaydı anne-babaları kandırmak veya kandıramasan bile, kaçamak cevaplarla ördüğün duvarların gerisinde tutmak. Eğer gerçekten kafa yorar ve açık vermemeye dikkat edersen epey bir zaman sürdürebilirdin bunu. Anne-babalar, hele de babası gibi kafası dağınık olanlar, işlerin yolunda gitmesine çok ihtiyaç duyarlardı ve kurdukları sistemin iyi çalıştığına inanmaya o kadar meyilliydiler ki etrafları aksi yönü işaret eden ipuçlarıyla çevriliyken bile her şeyin normal olduğunu varsayarlardı.
Sırf genital sistemin korkunç faaliyetleri hâlâ uykuda, beyin faaliyetleriyse capcanlı olduğundan çocukluk masumiyet ve mutluluk dönemidir, yaşamın cennetidir, hayatımız boyunca özlemle andığımız kayıp cennettir.
Reklam
Vay be...
Terapist olmak hiçbir zaman tesadüfen yapılmış bir tercih değildir. Doğuştan getirilen özellikler ile çevresel ve ailesel faktörler birleştiğinde hangi çocukların bakım veren rolünü üstleneceği belli olur. Neden bakım veren rolünü seçtiğimiz ve bu rolü nasıl yerine getirdiğimiz ise bağlanma şemalarına, travma ve kayıp geçmişimize, aile dinamiklerine ve büyürken karşılaştığımız zorluklara bağlıdır. Başkalarına yardım etme güdülenmemiz, başkalarını derleyip toplama ve kendimizi iyileştirme ihtiyaçlarımızdan gelir...
Sayfa 204 - Psikoterapi Enstitüsü Eğitim YayınlarıKitabı okuyor
"Korkuyorum demek sadece cesurların söyleyebileceği bir şey..."
Silecekler yetişmiyor gözbebeklerinin feryadına Hasret sol yanından vurgun Affın da yok bu gitmelerle Sözler kanaatlere yenik Yük ağır dengeler şaşkın Sitemkar haberler keyfimden vuruyor Ruh kayıp suskunluğunda isyan Tekleyen kalp nedenlerle meşgul Sancılar yoldaş inzivalar dilime bağ Kapüşon yalnızlığı hükmünde Yol çizgilerine dönüşüyor hissiyatlar Sufi yalnızlığı seçen sezgiler Yanmaya talip ... 28/4/2024 Pınar PEKĞÖZ
Ne demektir ‘Köylü bizim efendimiz?’ Köylü kim, bir koca Gazi Paşa kim? Laf gelimi bir laftır bu... ‘Vatan millet yoluna zorlatmaktayım,’ anlamınadır. ‘Köylü takımına efendi dedikse, gerisini anlamalı,’ demektir. Bunca padişah gelip geçmiştir. Osmanoğullarından... Bunca tarih kitapları yazılmıştır ki, eşşek yüküyle yazılmıştır. Bak bakalım birinde
Dadal efendiKitabı okuyor
Reklam
Reşat Nuri Güntekin
Reşat Nuri Güntekin
"O kadar emeğe rağmen giden insan: yüktür, kayıp değildir."
Hiç bir şey hissetmiyorum, ne soğuğu ne sıcağı... Bir boşluk yürüyorum, yeri hissetmeden... Düşünebilmek için düşünmeye çalışıyorum,bir karanlık benimle yürür, gece de gündüz de bir olmuş... Yalan da gerçekte ayırt edilemez olmuş Zaman hep aynı , duygular kayıp, kaybolmak kendinde ve bulamamak hiç bir yerde... Boşuna mı beslendi bir ömür güzel duygular, gerçekte ben mi öyle gördüm diye sordu sorular. ..
Güneş'in karanlıklar arasından sıyrılıp dünyaya gülümseyişini hiç seyrettin mi sen? Yıldızları, ayı ve kainatı hiç merak ettiğin oldu mu senin? Sınırsız güce teslimiyetini düşündün mü özünü yoklayıp? Bedeninin, ruhunun, aklının, organlarının kim tarafından düzenlenerek çalışışının, canlıların ihtiyacı olan her şeyin yerli yerinde oluşunun, güneşin her gün doğup batışının hikâyesini, iklimlerin tezahürlerini, ilahi sistemin saat gibi işleyişini düşündün mü hiç? Kimin eseri olduğunu, gelişin dönüş hikâyesini merak ettiğin oldu mu?
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.