Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Burton'dan Melankoli Tarifi: Aylaklık, Kurt Adamlık, Kehanet/Nagihan Haliloğlu
"Ben melankoliyi yazarak melankoliden uzak duruyorum. Aylaklıktan başka melankoliye yol açan daha önemli bir neden yoktur. Razi'nin dediği gibi: "Meşguliyetten daha iyi bir tedavi yoktur" diye girizgâhına devam eder Burton.
Biri çıkıp eski zamanlardan ya da diğer ülkelerden örnek alarak yeni bir düşünce ortaya koymaya kalksa, bütün dinleyenlerin aklı başından gider. Hepsini, özellikle kendini beğenmişleri bir telaş alır. Akıllı olmaktaki şöhretlerini yitirmekten, budala sayılmaktan korkarlar. Kafalarını eşeleye eşeleye bu yeni görüşleri çürütecek delil ararlar. Bellekleri bu çürütmeye yetmediğinde de şu beylik deyişinin ardına sığınırlar; Bizim babalarımız böyle demiş, böyle yapmış. Keşke biz de babalarımız kadar akıllı olabilsek. Böyle der ve büyük bir kehanet yumurtlamış gibi kurumlanarak yerlerine otururlar. Onlara bakacak olursanız, atalarından daha akıllı bir insan çıktı mı insanlık çöker..
Sayfa 20 - Sis YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Dürüstlük gibi bir erdemi yoktu insan belleğinin, hele yazar belleğinin. Ancak korkutucu olan, imgeleminin kehanet gücüydü. Gelecek üzerinde hak iddia etmesi..
Sayfa 90 - everestKitabı okudu
Gizli kentler 3
Marozia'nın yazgısı üzerine sorgulanan bir kahin şöyle dedi: " İki kent görüyorum: biri farelerin, diğeri kırlangıçların." Şöyle yorumlandı kehanet: Marozia, en korkunç farelerin dişleri arasından dökülen artıkları birbirlerinin ağzından kapan fare sürüleri gibi, herkesin kurşun dehlizler boyunca koştuğu bir kent bugün; ama herkesin, kırlangıçlar gibi gergin kanatlarla döne döne gösteriler yaparak, havayı sivrisinek ve minik sineklerden temizleyip, bir oyundaymışçasına birbirine seslenerek uçacağı bir çağ başlamak üzere Marozia'da.
Sayfa 194 - YKYKitabı okudu
Kötü bir gün, çekirgeler uykuda, karanlık yarların havada asılı gölgeleri mezar taşlarından daha kasvetli. Oklar uçuşuyor halka halka, kargalar kehanet gaklıyor, kâbus mu bu yoksa, anlar şimşek gibi çakıyor üst üste. Hadiseleri yırt kenarından, yeryüzünün kafesini kır, ilahiler patlasın şiddetle, asi sırlar pirinç gibi çınlasın! Ah, ruhların sarkacı sallanıyor, sıkı, sert, sağır, dümdüz, ve kader yanı başımızda, yasak kapımızı çalıyor ihtirasla...
Yükselme tutkusunun, para kaygısının ya da kendini beğenmişliğin ağır bastığı bu danışma kurullarında yapılan nedir? Biri çıkar da geçmiş zamanlardan ya da yabancı ülkelerden örnek getirip yeni bir düşünce ileri sürecek olursa, bütün dinleyenlerin akılları başlarından gider; hepsini, hele kendisini beğenmişleri bir telaştır alır, akıllılık ünlerini yitirmekten, budala sayılmaktan korkarlar. Kafalarını eşeleye eşeleye bu düşünceleri çürütecek kanıtlar ararlar, bellekleri bu çürütmeyi beceremedi mi, şu beylik lafın ardına sığınırlar: 'Bizim babalarımız böyle demiş, böyle yapmışlar. Keşke bizde babalarımız kadar akıllı olabilsek.' Böyle der ve büyük bir kehanet yumurtlamış gibi böbürlenerek yerlerine otururlar. Onlara bakacak olursanız, atalarından daha akıllı bir adam çıktı mı, insanlık batar.
Reklam
Yalnızlık, bazılarının inandığı gibi bir enerjisizlik ya da eylemsizlik hali değildir, tersine, ruhun vahşi erzaklardan alarak bize ilettiği bir nimettir. Hekim-şifacıların, dindarların ve mistiklerin gösterdiği gibi, eski zamanlarda bir amaç taşıyan yalnızlık hali, hem rahatlatıcı hem de koruyucuydu. Yorgunluğu gidermek ve bıkkınlığı önlemek için kullanılırdı. Kehanet amacıyla da kullanılırdı, günlük hayatın koşuşturmacası içinde aksi halde duyulması olanaksız olan ve öğüt ya da rehberlik istenilen iç benliği dinlemenin bir yoluydu.
Sayfa 323 - 324Kitabı okudu
Kehanet
Voldemort dönecek ve Kahşin onun yanında oturacak.Tıpkı kehanette öngörüldüğü gibi. "Fazlalıklar esirgenince, zaman döndürülünce, görülmeyen çocuklar babalarını öldürünce: İşte o zaman Karanlık Lord dönecek."
Sayfa 260 - YKYKitabı okudu
"...İnanç'ın zırhında bir çatlak, Kehanet'in duvarlarında bir yarık her daim bulunur, ta ki her şey çözümlenip Son'a bağlanıncaya kadar. Ben dayandığım sürece, karanlığın ortasındaki bir ışık, susturulamayan gizli bir ses gibi var olmayı sürdüreceğim. (...) Ama kötülük çok güçlü ve düşmanımızın gölgesi her geçen gün daha geniş bir alana yayılıyor; benimse, güç alanım daraldıkça daraldı, tüm Orta Dünya'da şu an, gizli bir fısıltıdan daha fazlası değilim artık. Benim gücüm o topraklardan çekildikçe, batıya akan sular kuruyup ortadan kalktı, kaynakları ise zehirlendi çünkü Melkor'un gücü, Elfleri ve İnsanları bana karşı kör ve sağır kılmıştı. (...) Noldor halkının bugüne kadar diktiği tüm yapılar yerle bir olmak, tüm umutları yıkılmak üzere. Geriye kalan son umut, onların aramayı hiç akıl edemediği ve uğruna hazırlık yapmadığı umuttur. İşte o umut, senin içinde..."
Sayfa 50 - 51Kitabı okudu
görmenin kişiyi mutlu olaylar götürebileceği bir zamanda doğa zavallı dişi yaratığına sık sık''bak!'' demez bir canlının '' nerede?'' çığlığına '' burada!'' karşılığını vermez, bu saklambaç sıkıcı, usanç verici,bayat bir oyun haline gelene dek. bugün bizi sağa sola, aşağıya yukarıya sarsalayıp duran toplum denen makinenin kolları, insanoğlu gelişmesini doruğuna ulaşınca daha iyi işleyemez mi?birbirini daha yakından etkileyerek, daha mükemmel bir sezgiyle bu tarih hatalarını düzeltemez mi??diye düşünebilir ki; ancak böylesine bir tamlığı kim kehanet edebilir, hatta kim olabilir sayabilir ki?işte milyonlarca olayda olduğu gibi , bizim olayımızda da karşılaşanlar mükemmel bir bütünün en uygun anda karşı karşıya gelmiş iki yansı değildi..eksik kalan bir parça bağımsızca dünyayı dolaşmaktaydı; budalaca bir duygusuzluk içinde vaktinin dolmasını bekliyordu, ta ki iş işten geçene kadar. oysa bu beceriksizce gecikmede nice kaygılar , kuruntular , hayal kırıklıkları , sarsıntılar, kargaşalıklar, acayip alınyazıları oluşmaktaydı.
Reklam
Hayat
İlk bakışta trajik gibi görünen bir şeyi ikinci kez düşündüğümüzde komik bulabiliriz ve komik bir şey, zaman içinde insanı ağlatabilir.Hayat gibi.
Sayfa 207Kitabı okudu
İnsanın hayatına gizemli bir şeyler katıldığında etkileniyordu insanoğlu.Falcıların karşısında oturup sanki kaderlerini dinliyormuş gibi kendilerini kaptıranların tuzağı da ''gizem''di.Oysa etkilenmeleri için falcının duymak istediklerini söylemesi yeterliydi.Bir kaç kehanet,bilmece sadece işin cilasıydı.
Yaşam, ölüm olabileceği gibi, yine ölümdür yaşamın getirdiği.
1.262 öğeden 1.246 ile 1.260 arasındakiler gösteriliyor.