"Yalnızlık" şanslı ama bir o kadar da şanssız bir kelime. Şayet dili olsa, konuşma bahşedilse, bu kadar malzeme edilmesine kendisinin vereceği cevap da en az hakkında yazılanlar kadar olacaktır.
Hasan Ali Toptaş kaleminden yalnızlık, yalnızlıklarımız... Onun kitapları okunmaz, içilir. Bu kitaptaki her bölüm birer yudumdur bu yüzden. Yalnızlığımıza yumuşak bir tat...
"Ben neyi yalnızlık sanmıştım bir keresinde?" (sayfa:114); bu kitaptan -hayatımızın içinden- üzerine yine sayfalarca sözcüğü heba edeceğimiz bir sorudur.
Sözcükleri ipe dizer gibi sıraladığında, sonra tek tek içine gömdüğünde, tek başınalığı kalabalığın içinde yaşadığında, yaşantında...her daim yalnızsın aslında. Dünya'ya yolculuğun da yalnız başlamıştı unutma. Yalnızlık biraz da yaratılış manifestosu...
Ne şarkılar, ne filmler yapılır, ne şiirler, öyküler, romanlar yazılır şu "yalnızlığa". En kalabalık kelimedir çünkü yalnızlık. Öyle ya kendini kendinden çıkaramadığın için kalabalık olması da normaldir. İnsan, karmaşalardan oluşan yalnızdır.
Ama yalnız ol insan! Çünkü bir kere yalnızlaştıysan, çoğalıp azaldığında acımaz canın, ve bilirsin elde kalan tek şey yine kendin ki sen zaten onu en iyi bilensin!