Öyle ya da böyle bir şeylerden mutlu olurdum, heyecan duyardım ve eve gelip sana anlatırdım; sense alaycı bir şekilde iç geçirerek, başını şöyle bir sallar, parmağını pıt pıt masaya vurarak "Tüm telaşının nedeni bu muydu?" ya da "Keşke benim de senin ki gibi endişelerim olsa!" ya da "Zaman kaybından başka bir şey değil!" ya da "Bu da ne şimdi!" ya da "Ne işe yarayacaksa!" gibi şeyler söylerdin.
Doktor İnan Keser: Amerika’da feministler yaptı bunu. Eşlerini döven erkeklerin taşındıkları mahallelere afişler astılar ya da takip devriyeleri oluşturdular. 24 saat adamın evinde beklediler, gittiği kafeye, çalıştığı yere gittiler. İstismarcı bir süre sonra “ben artık bunları yapamam, gözler benim üzerinde” durumuna geldi.
Amerika’da bu suçtan mahkûm olup çıkan kişinin oturduğu ev biliniyor, hangi sokakta olduğu ve hangi suçu işlediği de yazıyor sistemde. Keşke Türkiye’ de de olsa diyorum. Daha enteresanı var. Amerika’da bir ev tuttuğunuzda 5 km yarıçapındaki her evi dolaşıp imza karşılığı istismarcı olduğunuzu, bu konuda ceza aldığınızı tebliğ etmek zorundasınız. Bu nedenle gidip tek başlarına çölde, karavanda yaşıyorlar. Çünkü belirli bir süre sonra sosyal hayattan tamamen dışlanıyorlar. Bizim temel problemimiz bu, istismarcılar sosyal hayattan dışlanmıyorlar.
Bazen Kur'ân'dan okuduğum bir ayet beni öyle sarsar ki anında derim ki keşke diğer mü'min kardeşlerim de bu mesajları anlasalardı. Bir kardeşimin bahçesine yağmur yağsa, bereket hasıl olsa ve o çok mahsul alsa öyle sevinirim ki sanki ben mahsul elde etmiş olurum. Duysam ki falanca yerde adil bir hâkim var, adaletle hükümler veriyor, öyle sevinirim ki sanki benim hakkımda adilce hükümler verilmiş gibi olurum." (Abdullah b. Abbâs)
Küçük bir mucize istiyorum
Senin yanımda olduğun
Ve
Benim sadece sana ait olduğum
Bir mucize
İkimiz için yazılmış ama
İkimizin de okumadığı bir kitap
Bize birbirimiz anlatan
Ama dinlemeye korktuğumuz
Bir şarkı ve hiç bakmadığımız
Ama içinde sadece ikimizin olduğu
Bir fotoğraf..
Ve, Her şeyi bir kenara bıraktığımda
Sen benim için Bir devam filmisin
Bir filmin ikincisi ya da üçüncüsü gibisin
Ama seni ilk gördüğüm o an
Filmin başlangıcı ve
Bir filmin ikincisini ne kadar seversen Sev
Hep ilkinden başlarsın
İşte bu neyin devamı olduğunu
Merak ettiğin içindir
Ben senin devamın olmak istiyorum.
Oysa benim de dünyaya ve içindeki bir takım saçmalıklara
Pervasızca kafa tuttuğum zamanlar vardı.
Sen yetişemedin.
Bir haksızlık, bir adaletsizlik, bir bile isteye kırılmış kalp görmeyeyim yıkarım ortalığı dediğim zamanlar vardı.
Sen görmedin.
Hep böyle içi çürümüş
Mücrim bir ağaç değildim.
Bakma şimdi gölgemi
Her türden mahlukata çiğnettiğime.
Beni bu hale sokan
Hep taahhüt edilen
Ama hiç yerine getirilmeyen
Bir takım vaatler
Sözler
Karşılık bulamamış seviler ve beklentiler..