Esirlerin salıverilmesinden sonra Tiflis'te çıkan Kafkas adlı gazetede, avulda geçirdikleri esaret günlerinin hikayesi yayınlandı. Gazetenin yazdığına göre "ilk akşam, tanışmayla geçti." Bu denli dehşet verici bir akşamı, sosyal kaynaşma çağrışımı yapan bir ifadeyle tarif etmeleri ilginç. Fakat Şamil, daha ilk günden esirlere
Kitabın kapağını boğazım düğümlenmiş bir şekilde kapadım. Nemecsek ufacık boyuna aldırış etmeden en ön safta kahramanca savaştın sen. Çocukluğun için savaştın. Hayal kurabildiğin, özgür hissedebildiğin tek alanı kaybetmemek için...Yoksulluğun ortasındaki tek avuntusu ve geleceğin ona parlak göründüğü yeri kaybetmemek uğruna. Yoksul bir terzinin
21 yıllık eğitimci bir baba olarak hissiyatım budur. Çocukların yıl boyu sömürülüp bir gün meta gibi kullanılmasına kahroluyorum. Çocuklarımızın çocukluğunu ıskalamayalım...
Çocuk işçiler, çocuk gelinler, hapislerde büyümek zorunda bırakılan çocuklar, bebekler, evsiz, yurtsuz, annesiz babasız büyüyen çocuklar, aynı evde anne babası olsa bile aile
"Keşke şu yaptığımızı bütün anne babalar evde yapsa, çocuklar evde televizyon seyreden değil de kitap okuyan anne baba görseler. Bak o zaman nasıl kitap okuyan çocuklar yetişecek" diyordu Derya.
"Bana kalırsa bu kitap öğretmenleri gülünç duruma düşürmek şöyle dursun, eğitimdeki aksaklıkları göstererek toplumumuzu gülünç olmaktan kurtarıyordu." Diye kitabı yorumlayan Onar Kutlar'a katılıyorum.
Öğretmenler odasında boş derslerimde, o kadar keyifle okudum ki keşke mektupların sonu gelmeseydi... Çocukların gözünden büyüklerin nasıl göründüğü anlatılan bir kitap düşünün, her cümlesi doğru!
Çocuklarımızın haklarını bilsek ve onların her şeyi anladığını unutmasak keşke
Öğrencilerim ne zaman bir hata yapsa, aslında kendisinin değil de anababalarının hatası olduğunu hep bilmişimdir. Bu şekilde mizahi bir dille anlatılması içimi yansıtmış.
Ana babaların, öğretmenlerin ve hatta herkesin okumasını isterim, nasıl bittiğini anlayamayacaksınız!
İncelememe başlamadan önce, Küçük Prens'i seslendirdiğim youtube videoma bir göz atmanızı tavsiye ederim >> youtu.be/8ZFihDOHlzo
Küçük Prens'i ilk okuyuşum değil bu, ama ne zaman okusam, içimde bir yerlerde hafiften kaybolmaya başlayan Küçük Prens'in elinden tutmamı ve kaybetmememi sağlar bu kitap.
Kaç kere okursam okuyayım, her
Iftardayken aklıma ne geldi biliyormusunuz??
Biz rahatça yemegimizi yerken
Aç kalan çoçuklar geldi aklıma,
Keşke herkes elinden geleni yapsa
Biraz onları düşünelim.
Onlarında huzurlu hayatı yaşamaya ihtiyacı var.
Yardım edelim biraz
Onların bu günlerde bizlerini elini tutmaya ihtiyacı var.
Haftalardır bu sorunun cevabını arıyorum, bulamıyorum. Az önce ne yaptım biliyor musunuz kendime inanamıyorum ama belki ben yanlış biliyorumdur dedim internetten 'tecavüz' nedir diye arama yaptım.
Kadının kadından daha büyük bir düşmanı bana göre yok. Murat Soner sevdiğim bir youtuber videolarını tavsiye ediyorum özellikle senaryo ya da