Okur musunuz bilmem lakin yazdım.
İncelemeye başlamadan önce, felsefi bilgileri bu denli basit ve eğlenceli bir üslup ile kaleme alan Nigel Warburton 'a şükranlarımı iletiyorum :)
* Metnin uzunluğu gözünüzü korkutmasın, madde madde elimden geldiği kadar özetlemeye çalıştım.
Kitabımız kronolojik bir sıraya göre dizilmiş, 40 bölümden oluşuyor.
Antisthenes
1. Giriş:
Bu incelemenin amacı yalnızca kitabı tanıtmak değildir. Kinik felsefenin kurucuları Antisthenes ve Diogenes'in yaşamları, etkilendikleri filozoflar, kinizmin kökenleri ve antik dünyadaki yerlerine dair geniş bir kapsamda ele almaya çalıştım. Zaman ayırıp okuyacak olanlara
‘’Filozof İmparator” sıfatıyla anılan Marcus Aurelius’un yazdığı kendine yön veren düşüncelerin olduğu kendisine özel notlarını ve Stoacılık felsefesi üzerine düşüncelerini kaydeden bir dizi kişisel yazıdır.
Eserin aslı 12 ayrı kitaptan oluşmaktadır. Kendisinin ölümünden sonra birleştirilmiştir. Eseri kendine rehberlik etmesi ve kendisini
Stoacılığın MÖ 300'de Atina'da Kıbrıslı Zenon tarafından kurulduğu kabul edilir. Adını Atina Agorası'nın yanında, Zenon'un ders verdiği Poikile Stoası'ndan (Resimli Stoa) alır, (stoa, sütunlu galeri anlamına gelir)...Kinik öğretiden, özellikle Diogenes'in yaşam biçiminden etkilenen Zenon, ilk yapıtlarını tümüyle kinik görüşle yazmıştır. Ancak, daha sonra kiniklerin öğretisinde temel değişiklikler yaptığı görülür. Bunların en önemlisi, insanın ahlaksal özgürlüğüne; kiniklerin inandıkları gibi, töreleri, her türlü uygarlık düzenini sert bir biçimde yadsıyarak değil, üstün bir doğallıkla ulaşılabileceği düşüncesidir.
"Stoacı" adı, bu filozofların Atina'da sık sık buluştukları boyalı bir sundurma olan stoadan gelir. İlk Stoacı, Kıbrıslı Zenon'du (İÖ 334-262). Erken dönem Yunan Stoacılarının, gerçeklik, mantık ve etiğe ilişkin geniş bir felsefi problemler alanında görüşleri vardı. Bununla birlikte en ünlü oldukları nokta, zihinsel kontrol üzerine görüşleriydi. Temel düşünceleri, sadece değiştirebileceğimiz şeyler üzerine endişelenmemiz gerektiğiydi. Diğer şeyler konusunda kaygılanmamalıydık. Şüpheciler gibi onlar da huzurlu bir zihni amaçlıyordu. Bir Stoacı, sevilen birinin ölümü gibi trajik olaylar karşısında bile duygularına kapılmamalıydı. Başımıza gelen şey çoğu zaman kontrolümüz dışında olsa da, ona ilişkin tutumumuz kontrolümüz dahilindedir.
_İnsanlar sizi, sadece aynı yerden canları yandıklarında anlarlar.
_Dalgaların art arda gelip çarptıkları kaya gibi ol. Sağlam, kıpırtısız ve çevresinde kaynayan suların dinginleşmesini seyreden.
_Sanki ölmüşsün ve bir süre daha fazladan zaman bağışlanmış gibi doğaya uygun yaşa.
_En büyük erdem tarafsızlıktır. Duygular ise, yanlış fikirlerden
Kinikler, i.ö. 300 civarında Atina'da ortaya çıkan stoacı felsefe için çok önemliydi. Bu yeni akımın temellerini aslen Kıbrıslı olup bir deniz kazasından sonra Atina'ya yerleşen ve kinikiere katılan Zenon atmıştır. Kendini dinlemeye gelenleri sütunlu bir yolda topluyordu Zenon. Stoacılık adı da, Yunanca "sütunlu yol" de mek olan stoa sözcüğünden gelmedir. Stoacılık sonradan Roma kültüründe önemli bir rol oynamıştır.
"Kıbrıslı Zenon (MÖ 335-263) Atina'da Stoa felsefe okulunu kurdu ve insanların evrenin kurallarını belirleyen ilahi akla karşı mücadele etmemeleri ve olumsuz koşullarda bile ölçülü olmayı başarmak için erdemli olmayı hedeflemeleri gerektiğini ileri sürdü. Antik dünyadaki Stoacı okulun takipçileri arasında Romalı oyun yazarı Seneca, Yunan filozofu Epiktetos ve Roma imparatoru Marcus Aurelius da vardı."
Stoacılık Atina'da, M.Ö 3. yüzyılın başlarında Kıbrıslı Zenon tarafından kurulan bir felsefe okuludur. Adını Yunancada sundurma anlamına gelen stoa kelimesinden alır. Çünkü Zenon öğrencilerine bir sundurmada ders anlatmaktadır.
Sayfa 4 - Pegasus Yayınları, çev. Doğa AlpKitabı okudu
Platon' un Atina' da felsefe eğitimi vermek için aldığı arazinin adı Akademos'du. Eski savaş kahramanlarından Heros Akademikos' un mezarının yanındadır. Platon derslerini burada verirdi.
Kıbrıslı Zenonun da Atina’da Stoa filozoflar okulu adını sütunlar avlusundan (Stoa Poikile) almıştır. Zenon derslerini orada verirdi. Epikür okulu da adını Epikür’ün Atina’da satın aldığı bahçeden almıştı. Epikür talebeleriyle birlikte bu bahçede buluşurdu. Okulun adı (Bahçe) idi ve Epikür’ün talebeleri (Bahçeliler) diye anılıyordu.
Üstadın şahsiyeti kırk sene müddetle bahçenin mânen merkezi kalmıştır. Onun etrafında ideal bir dostluk çevresi toplanıyor ve tanrılaştırılan hocaya karşı bağlılık, felsefî prensiplerin aynı olması, dostça münasebet hazzı, Epikür’ün cemaatini bir din kuvvetinin ender samimiyetiyle bağlıyordu.
"Başımıza gelen şey çoğu zaman kontrolümüz dışında olsa da, ona ilişkin tutumumuz kontrolümüz dahilindedir."
"Filozofça tavır" değiştirmeyeceğiniz şeyleri kabullenmek anlamına gelir. İnsanlar başlarına gelen şeyler karşısında "filozofça" davrandıklarını söylediklerinde sözcüğü Stoacıların kullandığı anlamda kullanırlar. "Stoacı" adı, bu filozofların Atina'da sık sık buluştukları boyalı bir sundurma olan stoadan gelir. İlk Stoacı Kıbrıslı Zenon'du (İÖ 334-262). Erken dönem Yunan Stoacılarının, gerçeklik, mantık ve etiğe ilişkin genis bir felsefi problemler alanında görüşleri vardı. Bununla birlikt en ünlü oldukları nokta zihinsel kontrol üzerine görüşleriydi. Temel düşünceleri sadece değiştirebilecegimiz seyler uzerine endişelenmemiz gerektiğiydi. Diğer şeyler konusunda kaygılanmamalıydık. Şüpheciler gibi onlar da huzurlu bir zihni amaçlıyordu.
Antik Yunanistan'da pazarlarda ve tapınaklarda genelde bir sokağın ya da bir agoranın yanında yer alan halka açık sütunlu galerilerdir. Üstü kapalı bu sütunlu mimari yapılar genelde yönetim ve ticari merkezler olarak kullanıldılar.
"Kemeraltı" anlamına gelen "Stoa" zamanla bir felsefi akımın da ismi haline dönüştü. Atina Agorası'nın yanında bulunan Poikile Stoası'nda dersler vermeye başlayan Kıbrıslı Zenon'un kurduğu stoacılık felsefesi kemeraltında bir araya gelen düşünürlerle ünlenmiştir.