1936 mayısında Calvin'e Karşı Castellio yayınlandığı zaman büyük sansasyon yaratmıştı.
Zweig, adı azize çıkmış Calvin'in uygulamalarından yola çıkarak, zorbalığı, terörü ve köleciliği yargılıyor; Castellio'nun kişiliğinde özgür düşünceyi ve vicdanı insanlığın büyük değerleri olarak selamlıyordu. Böylece Zweig, 1934 yılından yayımlanan Rotterdam'lı Erasmus'un Zaferi ve Trajedisi adlı eserinde başlattığı, tarihsel olaylardan yola çıkarak, yaşanılan dönem üzerine düşündürme çabalarını bir adım daha ileri götürmüştü. Henüz savaşın patlak vermediği, fakat barışın da söz konusu olmadığı bir ortamda, insanları yükselen faşist tehlikeye karşı uyarmaya çalışıyordu. Yarattığı büyük tartışmalara rağmen Zweig, kendisini ve kahramanını sonuna kadar savundu. Castellio'yu edebiyat serüveninin bir dönüm noktası olarak kabul etti... "Kısacası iyi bir iş uğruna bazen hakaretleri de göze almalı insan. Eğer kitap, bu hayranlık uyandıran adama yeniden hayat verebildiyse, ben birkaç kızılcık sopasına razıyım."