Romanın merkezinde dişi kurt Akbar ve eşi Taşçaynar var. Bölgeye dışarıdan gelen bu iki kurt, insanın doğaya hükmetme hırsına karşı mücadele eder. Ve bu iki kurt, iki ayrı insanın trajedisinde belirgin bir rol oynar.
İki ayrı insan öyküsü dişi kurtla tamamlanır:
İlki, Abdias adlı eski bir papaz okulu öğrencisiyle olandır. Tanrı anlayışı ile ilgili fikirleri, yerleşik inancın mensuplarını rahatsız edince aforoz edilip, okuldan kovulur Abdias. Yerel bir gazetede düşük ücretle iş bulur. Orta Asya steplerinde yürütülen kenevir kaçakçılığı ile ilgili bir yazı dizisi hazırlamak için, uyuşturucu kaçakçılığı yapan bir çetenin içine sızar. Abdias, uyuşturucu bataklığına düşmüş insanları kurtarmak gibi bir misyon edinir kendine. Mesihvari bir tavırla suça bulaşmış bu insanları kurtarmak ister. Abdias, adeta çarmıha gerilen yeni bir İsa'dır. Ve onun kaderi dişi kurdun kaderi ile birleşir.
Dişi kurt, yeni bir insanın yazgısını da önemli bir yer alacaktır. Sovyet üretim çiftliklerinde çobanlık yapan ve işinde oldukça başarılı olan Boston, katı bürokrasilerde görülen yalaka ve tembel bürokratlara karşı mücadele verir. Başarısı epey düşman kazanmasına da sebep olur. Boston'un da hayatında dişi kurt adeta ilahi bir rol üstlenir.
Her iki kahramanın da Gordion düğümü dişi kurttur.
Tanrı, iyilik, adalet, çalışkanlık, sadakat gibi kavramlar romanın temel temalarını teşkil eder.
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Kitabı oldukça beğendim. Sonu da oldukça çarpıcıydı.