Üstadın bir derdi ve davası var. Her okuduğum kitabında, her cümlesinde, kelimesinde bu derdini, davasını hissettiren, tefekkür adamı. Biz gençlere rehberlik edebilecek büyük düşünür. Bu kitabında da öyle can alıcı noktalara değiniyor ki! Keşke biz gençler bu derdi, bu davayı anlayabilsek sahiplenebilsek, dertlensek, hüzünlensek, gözyaşları ile dua edip vakarlı ve inançlı bir şekilde bu yolda cesur adımlarla yürüyebilsek. İnanıyorsak yürüyebilmeliyiz bu yolda, hiçbir engel yıldırmamalı bizi ama inancımız eksik, ne kendimize ne de davaya inancımız tam değil. İkna edilmişiz biz yolda, tam anlamıyla inanmamışız. O yüzden bu yola baş koyamıyoruz, birbirmizi yarı yolda bırakıyoruz. Korkuyoruz birbirmizle bu yola çıkmaktan, İsmet Özel'in dediği gibi "ikna edilmişlerle değil, inanmışlarla yola çıkılır" diye. Evet çoğumuz (genç Müslümanlar) biliyoruz: Biz tam anlamıyla inanmamışız, ikna edilmişiz...
Bu davaya rabbim hakkıyla inananlardan eyler inşallah. Keyifli okumalar...