Çarlık Rusya’sının son dönemlerinde başlayan kitabımız Rus imparatorluğu hakimiyeti altında yaşayan Don nehri kıyısındaki bir Kazak köyünde geçiyor. Gregor , Natalya , Aksinya , Stepan gibi karakterler etrafında gelişen öykü Çarlık Rusya’sının yavaş yavaş sorgulanmaya başlayan otoritesinin ve yaklaşan Ekim devriminin ayak seslerini duyuruyor sayfalar arasında.
Nobel edebiyat ödüllü yazar roman kişilerini , doğa tasvirlerini , imgeleri çok güçlü bir dille ele alıp soğuk don topraklarının yaşam mücadelesini , savaş anlarını , sıcak aşklarını okura çok başarılı bir
Şekilde aksettiriyor. Ben Şolohov’a Rusya’nın Yaşar Kemal’i demek istiyorum İkinci cildi okumak için sabırsızlanıyorum.